|
 |
 |
 |
 |
|
 'Kıbrıs önümüzü tıkayan bir engel değil'
Orgeneral İlker Başbuğ Kıbrıs konus'unda ise yaptığı açıklamada AB'ye üstü kapalı göndermede bulundu. Başbuğ: "Kıbrıs'ı Türkiye'nin önünü tıkayan bir sorun olarak görmemeliyiz. Görürseniz bu görüş Kıbrıs sorununda Türkiye'nin kendi arzu ettiği istikamette çözüme ulaşmasını engeller. Çözüm yanlısı olunduğunun ispatını Kıbrıs Türk halkı referandumda ispatladı. Çözüm yanlısı olmayan tarafın kim olduğu belli oldu." dedi.
TÜRKİYE'DEN JEST BEKLEMEK HAKSIZLIKTIR
Orgeneral İlker Başbuğ Ayrıca "Kıbrıs'ta barış ancak adil ve eşit müzakereler yoluyla olabilir. Türkiye'den jest yapılmasını beklemek Türkiye'ye yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Türk askerinin Kıbrıs'tan asker çekmelerini istemeleri çok büyük haksızlıktır. Ve Türkiye'nin böyle bir niyeti yoktur." diye konuştu.
''KIBRIS'I TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ TIKAYAN BİR SORUN OLARAK GÖRÜREMEZSİNİZ"
Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Kıbrıs'taki referandumdan sonra Türkiye'den artık ''jest yapılmasını istemenin büyük haksızlık olacağını'' belirterek, ''Türkiye'nin gündeminde Kıbrıs'tan asker çekmek gibi bir konu yoktur'' dedi.
Orgeneral Başbuğ, Kıbrıs'ı Türkiye'nin önünü tıkayan bir sorun olarak görülürse, bu görüşün, Kıbrıs sorununda Türkiye'nin kendi arzu ettiği istikamette çözüme ulaşmasını engelleyeceğini söyledi. Orgeneral Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'ndaki toplantıda, bir gazetecinin, 'İsmet İnönü'nün şartlar uygun olursa Musul'un alınması yönünde vasiyetinin olduğu'' yönündeki haberleri anımsatması üzerine, Musul'u 1922-1926 ile 1926 sonrası olmak üzere iki dönem içinde değerlendirmek gerektiğini söyledi. Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin canlı ve ateşli konularının başında gelen Musul sorununun 1922-1926 yılları arasında ciddi tartışmalara neden olduğunu, bir grup milletvekilinin Musul'un kuvvet kullanılarak ele geçirilmesi fikrini savunduğunu anlatan Orgeneral Başbuğ, Meclis'te konuyla ilgili yapılan gizli bir oturumda Atatürk'ün,
''Musul meselesini bugün hallederiz. 'Ordumuzu yürüteceğiz, bugün alacağız' dersek bu mümkündür. Ama muharebenin hemen sona ereceğinden emin olamayız. Şüphesiz orada bir harp cephesi açacağız'' sözlerini anımsattı.
Musul'un 1926 yılında İngiltere ile imzalanan Ankara Anlaşması ileİngiliz mandasına terk edildiğini belirten Orgeneral Başbuğ, ''Türkiye Cumhuriyeti Devleti ciddi bir devlettir. İmzaladığı, kabul ettiği anlaşmalara saygılıdır'' dedi.
'ORGENERAL BÜYÜKANIT'IN GÖRÜŞÜ, ORTAK GÖRÜŞÜMÜZDÜR'
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın ''Kesin ve kalıcı bir anlaşma olmadan Kıbrıs'tan bir tek asker dahi
gitmeyecektir'' sözlerinin Genelkurmay Başkanlığı ve hükümetin de görüşü olup olmadığının sorulması üzerine, Orgeneral Başbuğ, ''Kara Kuvvetleri Komutanımızın söylediği husus, Genelkurmay Başkanlığı'nın görüşüdür. Hükümet yetkilileri tarafından da ifade edilen bir görüştür. O görüşün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ortak bir görüşüdür'' dedi.
Orgeneral Başbuğ, Kıbrıs'ı Türkiye'nin önünü tıkayan bir sorun olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayarak, ''Görürseniz, bu görüş Kıbrıs sorununda Türkiye'nin kendi arzu ettiği istikamette çözüme ulaşmasını engeller'' dedi. Türkiye ve KKTC'nin Kıbrıs sorununun çözümü için samimi ve gerçek iradesini ortaya koyduğunu, referandumun da bunun bir göstergesi olduğunu belirten Orgeneral Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bu referandum sonuçları bir noktada çözümsüzlüğün sebebinin Türk tarafının olmadığının tescilidir. Referandum sonuçları adada iki ayrı halkın olduğunu ve bu halklardan birinin diğerini temsil yetkisinin olmadığının bir tescilidir. Kıbrıs'ta adil ve sürdürülebilir barış, ancak eşit taraflar arasındaki müzakereler arasında olabilir. Türkiye ve KKTC, 24 Nisan 2004'teki referanduma kadar elindeki gayretleri göstermiştir. Bu noktadan sonra Türkiye'den artık jest yapılmasını istemek Türkiye'ye büyük haksızlıktır. Kıbrıs'ta Türk askerinin herhangi bir rakama çekilmesini bile istemek bile Türkiye'ye
yapılacak çok büyük haksızlık olacağını değerlendiriyoruz. Türkiye'nin gündeminde Kıbrıs'tan asker çekmek gibi bir konu yoktur. Bunu gündeme getirenler kasıtlı olarak gündeme getirmektedir.'
MİLLİ GÜVENLİK SİYASET BELGESİ
Orgeneral Başbuğ, ''Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde iç tehdit değerlendirmelerine yer verilmemesi'' yönünde basında yer alan haberlerin anımsatılması üzerine de, bu belgenin bir Bakanlar Kurulu dokümanı olduğunu ve kararnameyle yayınlandığını anımsattı. Geçmişte, ''Ben bu belgeyi görmedim'' diyen bakanlar olduğunu ifade eden Orgeneral Başbuğ, ''Ama bunun altında bütün Bakanlar Kurulu'nun imzaları var. Burada sanki belge Bakanlar Kurulu dışında hazırlanıyormuş mesajı verilmek isteniyor. Bu çok çarpıtılıyor. Sanki TSK tarafından hazırlanan ve sunulan bir belge gibi. Olayı başka mecralara saptırmak doğru değil'' dedi. Güvenliğin iki boyutu olan iç ve dış güvenliğin birbirinden ayrılamayacağını ifade eden Orgeneral Başbuğ, şu anki belgede iç güvenliğin dış güvenliğin önünde olduğunu, bunu ülkenin içinde bulunduğu şartların belirlediğini anlattı. 1984'ten beri iç güvenlik sorununun diğer güvenlik konularının önüne geçtiğini ve ülke gündemine oturduğunu anımsatan Orgeneral Başbuğ, ''Bizim değerlendirmemize göre iç güvenlik, dış güvenlik önünde olma önemini ve ehemmiyetini koruyor.
Türkiye, bölücü terörden ve irticadan bir gün sıyrılırsa, o zaman dış güvenlik iç güvenlik nazarında öncelik arz edebilir'' diye konuştu. Orgeneral Başbuğ, ''Fettullah Gülen'in askeriyeyle ilgili açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu yanıtlarken, Gülen hakkında ''laik devlet yapısını değiştirerek, dini kurallara dayalı devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurarak faaliyette bulunmak'' suçundan kamu davası açıldığını anımsattı. Orgeneral Başbuğ, 2003 yılında davaların ertelenmesiyle ilgili çıkarılan yasa uyarınca, Ankara DGM'nin, Gülen hakkındaki davanın kesin hükme bağlanmasını ertelediğini ve aynı suçun söz konusu kişi tarafından 5 yıl içinde tekrar işlenmezse kamu davasının ortadan kalkacağına karar
verdiğini anımsattı.
'KÜRT DEVLETİ'
Bir gazetecinin, ''Irak'taki seçimler bağımsız Kürt devletine giden yolda basamak olabilir mi?'' sorusunu yanıtlarken, Orgeneral Başbuğ, Irak'taki seçimlerle aynı zamanda mahalli yönetimlerin de belirleneceğini ifade ederek, bunun Kerkük'te doğuracağı sonuçların çatışmalara neden olabileceğini belirtti.
Irak'ın içinde bulunduğu atmosferin çok sakin olmadığını ve Kerkük'ün Irak'taki bir iç savaşı tetikleyebileceğini belirten
Orgeneral Başbuğ, ''Çok ciddi bir konu. 5-6 aydır konunun altını çizip, ikaz etmeye çalıştık. İç çatışmaya gidebilir ve böyle bir oldu bitti ile Kerkük'ün Kürt bölgesi içine alınması da bağımsız Kürt devletine giden yolda ilk çıkış basamağını teşkil edebilir'' dedi.
Orgeneral Başbuğ, bir başka soru üzerine, ''terör örgütü elebaşı Öcalan'ın PKK'yı cezaevinden yönettiği'' yönündeki açıklamalarının ardından, Adalet Bakanlığı'nın bu konuda soruşturma izni verdiğini anımsattı. Konuyla ilgili sonuçlanan bir davaya ait kendilerinde bir bilgi olmadığını ifade eden Orgeneral Başbuğ, bu konuda barolara da büyük sorumluluk düştüğünü, avukatlar hakkında işlem yapmaları gerektiğini söyledi.
Orgeneral Başbuğ, TSK personelinin çevrelerindeki insanlardan borç almalarını engelleyici bir genelge yayınlayıp, yayınlamadıkları sorusunu yanıtlarken, özellikle genç subay, astsubay ve uzmanların yoksulluk sınırının altında ücret aldığını ve kredi kartı borçlarının da sıkıntı yaşadıklarını anlattı. Konuyla ilgili 5-6 yıldır çeşitli
önlemler alındığını ifade eden Orgeneral Başbuğ, bölük komutanından tugay komutanına kadar tüm komutanların personellerinin harcamalarını takip ettiğini kaydetti.
Orgeneral Başbuğ, emekli Orgeneral Tuncer Kılınç'ın borç almasıyla ilgili soru üzerine de, bu konuda gerekli açıklamaların yapıldığını, ilave edeceği bir şey bulunmadığını söyledi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
