|
|
|
|
|
|
'Ilımlı islam kavramı yoz bir demokrasiyi esas almaktadır'
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda sert tartışmalara yol açan karara 13 üye karşı çıktı. Bu üyelerden 11'inci Ceza Dairesi Başkanı Ersan Ülker, "Madımak Otelinin unutulmamasını" istedi. Ülker, şeriat ve demokrasinin bir arada olamayacağını savunduğu "Karşı oy" yazısında, şöyle dedi: "İki sistemin yan yana varolabileceği söylemleri de yok değildir. Bu düşünce karşımıza 'ılımlı İslam Cumhuriyeti' kavramını çıkarmaktadır ki; Türkiye'nin devlet düzeni ve yönetim modeli, laik ve demokratik Cumhuriyet kavramında ifadesini bulmaktadır. Son dönemlerde gerek ülkemizde gerekse ülke dışında 'ılımlı İslam Cumhuriyeti' gibi kavramların telaffuz edildiği ve Türkiye'ye yakıştırıldığı bilinen bir gerçektir. Bu kavram kuşkusuz yoz bir demokrasiyi esas almaktadır. Şeriatta esas olan şeri kurallardır, ifade özgürlüğü değildir. İfade özgürlüğünün olmadığı bir model, ifade özgürlüğünü kendisine kalkan yapamaz. Cihat anını beklemenin pratikte Cezayir'de ortaya çıkan sonuçları gözler önündedir." 10'uncu Ceza Dairesi Başkanı Şener Güngör ile 8. Ceza Dairesi üyesi Hamdi Yaver Aktan da, Milli Gazete Yazarı Selahattin Aydar'ın laikliği savunanları "dinsiz, dessas, ehli küfür" olarak nitelediğini vurguladılar. Bu üyelerin karşı oy yazısında, "herhangi bir düşünsel içerik taşımayan bu sözlerde ayrıca şiddet aranmasına gerek bulunmadığı" belirtildi. 8. Ceza Dairesi üyeleri Hulusi Özek ile Ali Erol Özgenç de sınırlama ve kısıtlama olmadan toplumsal yaşamda dirlik ve düzeninin sağlanamayacağına dikkat çektiler. Üyeler, İslami söylemde "küfür ehli'' sözcüğünün Tanrı'nın varlığını ve tekliğini toptan inkar edenler için kullanıldığını vurgulayarak, "Bu sözcük aynı zamanda bir mesaj ve emir taşımaktadır. Bu emir ise öldürmektir. Sanığın nefret kıvılcımları saçmasına ve şiddet çağrısına göz yumulamaz'' dediler.
|
|
|
|
|
|
|
|
|