|
|
Vah Türk hakemliğim vah!
Bir ülke düşünün ki, dünya üçüncüsü olduğu futbola milyonlarca dolar para akıtsın, Anelka'lar, Alex'ler, Carew'ler transfer edilsin, ama aynı ülkede futbolu yönetenler yani hakemler 15 ay içerisinde iki tane çok önemli maçı kural hatası nedeniyle tekrar ettirsinler. Hata belki de hepimizin. Belki de en büyük hata benim! Erken bıraktım, hakemliği bıraktıktan sonra camiaya hizmet etmedim. Medyayı seçtim. Hakemliği ve onun yönetimini değişik adamlara bıraktım. Hepimiz hata yaptık. Ama maçı tekrar ettirecek hatayı hiç yapmadık. Önce Ali Aydın, sonra da Kuddusi Müftüoğlu... İkisi de FIFA hakemi. Yani Türk hakemliğini uluslararası sahalarda temsil etmeye yetkili kılınmış düdükler. Ve maalesef ne FIFA ne de UEFA beş yıldır Türk hakemliğinin yüzüne bile bakmıyor. Maç tekrar edilecek. Ama anlamsız bir tartışma var: Maç baştan mı oynanacak yoksa kural hatasının işlendiği dakika olan 58'den itibaren mi oynanacak? Şayet maç 58. dakikadan itibaren oynanacaksa oyuna ceza alanının hemen dışından serbest vuruşla mı başlanacak? Pek tabii ki hayır! Oyun 0-0'dan, baştan oynanmak zorunda. Ülkemizdeki ve UEFA'daki örnekler böyle. Şimdi son 7 dakikada yarıda kalmış Real Madrid-Real Sociedad maçını örnek gösteriliyor. O maç kural hatasıyla yarıda kalmadı. Dolayısıyla Beşiktaş maçının nasıl başlayacağını tartışırken Real Madrid maçını örnek göstermek "Elmayla armudu karıştırmak" gibidir. Gözlemci Taner Yalçındağ ve Kuddusi Müftüoğlu'nu kutluyoruz. Kıvırmadıkları için kutluyoruz. Şayet Kuddusi "İkinci düdüğü ben değil, tribündeki herhangi biri çaldı" deseydi, her şey biterdi. Maç tescil edilir, ama Kuddusi ölene kadar "Ahlakı tescil edilmemiş" bir hakem olarak yaşamak zorunda kalırdı.
|