İstanbul'a 10 bin mimar...
Kentleri kadına, şehirleri erkeğe benzetir Mehmet Ali Kılıçbay, "Şehirler ve Kentler" kitabında... İstanbul onun için makyajı dağılmış, eteği sökülmüş bir kadın gibidir. Özetle, İstanbul bir kenttir; kadındır... Bu satırların yazarı da bir Ankaralı olarak, İstanbul'u yazmanın zorluğunu bilir... Hele ki, hızla kentleşen Ankara'yı kuranların İstanbullular olduğu gerçeği de ortada dururken... Ancak unutulmamalı ki, kitabında İstanbul'u iyi bir şekilde anlatan Kılıçbay da bir Ankaralı... Bu gerçeği bir kenarda tutup İstanbul'a dönersek; Son Şanpiyonlar Ligi kupa maçıyla ortaya çıkan görüntüsüne bakılırsa, makyajına dikkat etmeye başladı... Ancak, bunun yeterli olmadığı da kabul gören gerçek. Kontrolsüz göç, düzensiz varoşlar, restorasyon bekleyen çürümeye terk binalarıyla İstanbul, mimari kimliğini yitiriyor.
Sorunun merkezi Bu özelliği İstanbul'a, üç yıl önce önemli bir toplantı kazandırdı. Gelecek ayın sonunda Uluslararası Mimarlar Birliği Dünya Mimarlık Kongresi İstanbul'da toplanacak. Mimarlar Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci'nin aktardığına göre, kongreye 120 ülkeden, 10 bin mimar ile 100 dünya başkentinin belediye başkanı katılacak. Kongre'nin İstanbul'da toplanması için ilginç bir yarış gerçekleşmiş. 1999'da Pekin'de yapılan Kongre'de, üç kent yarışmış; İstanbul, Floransa (İtalya) ve Napoya (Japonya)... Türk mimarlar, Kongre'nin İstanbul'a gelmesini tezini savunurken, şu görüşü ortaya koymuşlar: "Turistik gezi yapmak istiyorsanız Floransa'ya, sorunsuz bir kent arıyorsanız Napoya'ya gidin. Ama, amacınız sorun çözmek ise gelin İstanbul'a..." Ekinci, önemli bir noktayı daha vurguladı: "Bir kentin hangi sektörel alanda gelişeceğine uluslararası siyaset karar vermeye başladı. İstanbul'un Avrupa ile Orta Asya, Kahire'nin de ArapAfrika kıtası ile Avrupa arasında ticaret merkezi olmasının kararı çoktan verildi..." Bundan dolayı İstanbul'a biran önce neşter vurulması gerekiyor. İstanbul için önerilen "göçe karşı vize koymaktan" arazi ve bina maliyetlerini arttırmaya kadar önerilen birçok fikrin geçerli olmayacağı görülüyor. Çünkü, 2050'de dünya nüfusunun yarısı, yüzyılın sonunda da üçte ikisi kentlerde yaşayacak. Ekinci'nin de vurguladığı gibi, dünyanın gelecekteki önemli temel sorunlarından biri kentler olacak... Ülkeler arası ilişkiler yerine, son dönemde kentler arası ilişkilerin daha çok önem kazandığı dikkate alınırsa, sorunu tek başına ülkelerin çözmesini beklememek gekiyor... Nitekim, İstanbul'da neşterin nerelere vurulacağına ilişkin konsultasyonu yapacak olanlar da dünyanın her tarafından gelecek kent plastik cerrahları; yani mimarlar...
En büyük icat Konferansa, Brezilya'nın efsanevi ismi, Uluslararası Mimarlar Başkanı Jaimer Lerner de katılacak. Lerner'in şu tespiti ise altına imza atılacak nitelikte: "İnsan oğlunun gelmiş geçmiş en büyük icadı kentlerdir. Trafik ışıklarından, çöp toplamaya, itfaiyeden, ambulansa, elektrikten, doğalgaza kadar bir anda bir milyondan fazla kural işliyor...." Lerner ekliyor: "Yerine konulamayacak bu büyük icat ya çökecek veya kurtarılacak..." Veya, Edip Cansever'in şiirinde söylediği gibi; "İnsan yaşadığı yere benzeyecek..."
|