AB'nin bozulan imajı düzelmezse dolar yükselmeye devam eder FED Başkanı, bonodaki faizi neden şaşırtıcı buluyor?

AB'nin bozulan imajı düzelmezse dolar yükselmeye devam eder

ABD Başkanı George W. Bush'un başında bulunduğu Cumhuriyetçi Parti 2000 yılında iktidara geldiğinde Amerikan bütçesi fazla veriyordu. Euro/Dolar paritesi ise 0.8289 seviyesine kadar gerilemişti. Bush yönetimi iktidara geldikten sonra "11 Eylül olaylarının" da etkisiyle açık bütçe politikası izlemeye başladı. Bütçeden özellikle savunma harcamalarına aktarılan kaynaklar arttırıldı. Buna ilaveten ABD merkez bankası olan FED ise terör nedeniyle ekonomide oluşan durgunluğu aşmak amacıyla gevşek para politikası izlemeye başladı. Bunun aracı olarak da gecelik faizleri %1 seviyesine kadar düşürdü. Hükümet tarafından uygulanan gevşek maliye politikası ve FED tarafından uygulanan gevşek para politikasının sonucu olarak ABD dış ticaret açığı 650 milyar dolar seviyesini aşarak, iktisatçılar tarafından tehlike sınırı olarak görülen yüzde 5' lik Dış Ticaret Açığı/GSMH oranını da geçmiş oldu.

Avrupa Birliği ise üye ülke sayısını 15'ten 25'e yükselterek siyasal nüfuz alanını genişletmiş, Kopenhag ve Maastricht kriterleriyle de siyasal ve iktisadi açıdan bir disiplin topluluğu olacağı yönünde tüm dünyaya mesaj vermişti. Özellikle mali kurallara bağlı kalmanın sonucunda finansal piyasalarda Euro'ya olan güven hızla arttı. 31 Aralık 2004 itibariyle Euro/dolar paritesi 1.36 seviyesine kadar yükseldi. Ancak yükselen Euro ve artan dış rekabet AB ülkelerine mutluluk getirmedi.
AB'nin ekonomik ve siyasi açıdan en büyük iki ülkesi olan Almanya ve Fransa, ekonomik durgunluğun içine girdiler. Ekonomik durgunluklarını aşabilmek adına Maastricht kriterleriyle ortaya koydukları mali disiplinin bir parçası olan "bütçe açıkları GSMH'nin %3' ünü aşamaz" kuralını kendi lehlerine değiştirdiler. Diğer taraftan AB'nin kurucu ülkeleri olan Fransa ve Hollanda yapılan referandumlarda Avrupa Birliği Anayasası'nı reddettiler. Finansal piyasalar bu siyasal olayı ileriye dönük bir belirsizlik olarak algıladı. Buna ilaveten bazı iktisatçılar AB'nin büyük ekonomilerinin durgunluğu aşabilmeleri için Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) yüzde 2 olan faizleri daha da düşürmesi gerektiğini yüksek sesle söylemeye başladı.