Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri de işsizliktir. İş bulamayan, dolayısıyla evine ekmek götüremeyen insanlar her şeyi yapabilir. İşsiz insan terörist olabileceği gibi, gasp ve yankesicilik de yapabilir. Sağlıklı bir toplum arzu ediyorsak, insanların iş sahibi olmalarını sağlamamız gerekir. Hükümetinönceliklikonusuişimkânısağlamakolmalı.Kamudaistihdamdaraltıldığınagöreişsizlerinumudusadeceözelsektördür . O zaman özel sektörün önündeki engeller kaldırılmalı ve yeni yatırımlar için iş alemine cazip imkanlar sağlanmalıdır. Bu yapılmadığı sürece Türkiye'deki işsizliği önlemek mümkün değildir. DevletİstatistikEnstitüsü'nün(DİE)dünaçıkladığıistihdamileilgilioranlarileriyeyönelikolumluipuçlarıdaveriyor. DİE'nin açıklamasına gore, Nisan-Mayıs-Haziran 2005 döneminde işsizlik oranının hareketli ortalaması yüzde 9.2 oldu. Geçen yıl aynı dönemde bu oran 9.3 idi. Ancak 2005 yılının birinci çeyreğinde, yani ocak-şubat-mart aylarının aritmetik ortalaması 11.3 olarak gerçekleşmişti. 2005 yılının ikinci çeyreğinde gerçekleşen yüzde 9.2'lik işsizlik oranının ileriye yönelik umut vermekte olduğunu söylemek gerekir. DİE'ninaçıklamasınagoreMayıs2005işgücüanketisonuçlarınagöre,işgücünekatılmaoranıyüzde49.3,istihdamsayısı22.7milyonkişiveişgücüsayısıda25milyonkişidüzeyindegerçekleşti. İşsizlik ve işgücüne katılma oranında az da olsa kıpırdama görülüyor. Ancak bu veriler tek başına, ekonominin sağlıklı yolda olduğunu göstermez. İşsizlik oranları ile büyüme rakamlarını birlikte değerlendirmekte yarar var. 2001 yılına kadar negatif büyüme gerçekleşirken, 2002 yılından bu yana büyümenin yönü pozitif bir seyir izledi. Demek ki 4yıllıkbirbüyümedensonraişsizlikoranındadüzelmeancakbaşladı. Zaten gelişmekte olan ülkelerde, genellikle kriz sonrası büyüme 2 ila 4 yıl içinde olumlu meyve vermeye başlar. Bizde de 2001 krizinden sonra ancak 4 yıl içinde olumlu meyveler alınmaya başlandı. Önemli olan bu meyvelerin bundan böyle artarak devam etmesini sağlamak olmalıdır.