kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Suriye'de rejimin sonu yaklaştı

Alman savcı Detlev Mehlis'in Hariri suikastinde Şam üst düzey yetkililerini suçlayan raporu Suriye'yi yol ayrımına getirdi. Türkiye-Suriye ilişkilerini de... Çünkü, ABD ile Fransa, Suriye'ye siyasi ve ekonomik ablukayı iyice pekiştiren karar tasarısını salı günü BM Güvenlik Konseyi'ne veriyor...

Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri suikastinin arkasında Suriye'nin olduğunu herkes söylüyordu.
BM Genel Sekreteri Kofi Annan, suikastle ilgili ilk uluslararası soruşturmayı yapan İrlandalı polis şefi Peter Fitzgerald'ın raporunu 24 Mart'ta Güvenlik Konseyi'ne sunarken "Çok vahim ve ürkütücü ipuçları var" demişti. Bunun üstüne Konsey, Alman savcı Detlev Mehlis'i suikast sorumlularını ortaya çıkarmakla görevlendirmişti.
Mehlis 400'ü aşkın kişinin ifadesine başvurduğu, 60 bin sayfa belgeyi incelediği 4 aylık soruşturmanın -ara- sonucunu 54 sayfalık raporla açıkladı: Suikast Suriye üst düzey yetkililerinin işi. Raporun önemi; suikasti planlayanların, emri verenlerin ve uygulayanların isim isim sayılması... Böylece kuşkular doğrulanmış, bilgiler belgelenmiş oldu.

Ya teslim, ya intihar
Peki bundan sonra ne gibi gelişmelerle karşılaşacağız? Tahmin etmeye çalışalım:
ABD ile Fransa önümüzdeki salı günü Güvenlik Konseyi'ne iki karar tasarısı sunacak. İkisinde de Suriye'ye "sıfır hoşgörü" öngörülüyor: Ya tam işbirliği, ya tam tecrit. Kuş bile uçurtulmayacak diplomatik ve ekonomik abluka!
Esad işbirliğini kabul ederse, şu talepleri yerine getirmesi gerekecek:
* Başta eniştesi Asef Şevket olmak üzere Mehlis raporunda adları geçenlerin Suriye dışında sorgularına izin vermek.
* Zanlıların uluslararası mahkemede yargılanmasını kabul etmek.
* İntihar ettiği öne sürülen İçişleri Bakanı Gazi Kenan'a otopsi yapılmasını sağlamak.
* Hizbullah örgütüne İran'dan gönderilen yardımların yolunu kesmek.
* Irak'a direnişçi ve terörist sızmasına son verecek köklü önlemler almak.
* Suriye'de demokratikleşmenin yolunu açacak reformları yapmak. Başkan Bush'un ifadesiyle, "Suriye'de her şeyin değişmesini" göze almak.
Esad'ın bu "Uluslararası ültimatom"a boyun eğmesi, 40 yıllık Baas rejiminin, Alevi azınlık iktidarının çökmesi demek. O nedenle kabul etmesi zor. O kabullense bile "Rejimin demir leblebisi" denilen Muhaberat örgütünün, generallerin ve Baas ağır toplarının pes etmeleri zor.

İç ve dış dinamikler
Ültimatomun reddi ise farklı ve dış dinamikleri harekete geçirecek. İçteki kıpırdanmaların ilk işareti geçen pazar günü -laik- rejim muhaliflerinin Şam'ın göbeğinde toplanıp bildiri yayınlamalarıyla kendini gösterdi. Müslüman Kardeşler'in de desteklediği bildiride, "Demokratikleşme, reform, dışa açılma" çağrısı yapılıyor.
Dış dinamiklere gelince; askeri müdahale asla düşünülmüyor. Irak trajedisinden epey ders aldı ABD. Tam tecritle zaten çürümüş olan rejimin içten çökmesi için uğraşılacak. Onda da iki olasılık söz konusu:
* Kaddafi senaryosunun Şam'da tekrarı: Esad'ı bırakıp çevresini temizlemek.
* Esad'ın yerine birini bulmak. ABD'nin son günlerde muhtemel adaylarla ilgili olarak Arap liderleriyle temasları yoğunlaştırdığı belirtiliyor.
"Direniş" halinde, iki olasılıktan hangisi gerçekleşir acaba?
Bir dönem Suriye'nin iki numaralı adamı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı olan Abdulhalim Haddam'ın Paris'e, Genelkurmay eski Başkanı General Hikmet Şehabi'nin ABD'ye kaçması ipucu olabilir mi? Ya Esad'ın eşi ve çocuklarını Londra'ya gönderdiği söylentileri? Ya General Gazi Kenan'ın ABD'nin en güçlü "halef adayı" olduğu için ortadan kaldırıldığı iddiaları?
Baasçı rejimi Hariri suikastini planlarken hiç değilse bir Arap atasözünü hatırlamalıydı:
"Öfkenin sonuçları, nedenlerinden çok daha ağır olur!"

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ya değişeceğiz Ya vazgeçeceğiz   / 21-10-2005
 ANAP'tan ANAVATAN'a uzun ince bir yol   / 20-10-2005
 3.2'den 3.5'e çıkmanın ağır sorumluluğu   / 19-10-2005
 İzmir sallanırken İstanbul'u düşünmek   / 18-10-2005
 CHP'nin eleştirileri AB karşıtlığı mı?   / 17-10-2005
 En önemli reform boğuntuya gidiyor   / 16-10-2005
 AB'den ev ödevi gelmeye başladı   / 15-10-2005
 Zor bir kış kapıda   / 14-10-2005
 Suriye'de kıyamet günü belirtileri   / 13-10-2005
 Schröder'den sonra Almanya sağlam mı?   / 12-10-2005
YILMAZ ÖZDİL
7 şiddetinde dedikodu...
"Saat 21.00'de çok...
ALİ KIRCA
Dinle Sulhi!
Haberi duyduğumda hatırladığım ilk şey,...
FATİH ALTAYLI
En iyi vekil şişe atan vekil
Gazeteler günlerdir...
ERDAL ŞAFAK
Suriye'de rejimin sonu yaklaştı
Alman savcı Detlev...
MEHMET ALTAN
Medya uyur mu?
AB ile Türkiye arasında tam üyelik...
Çanlar Suriye için çalıyor
BM savcısı Mehlis, Hariri suikasti raporunda hedefi gösterdi: Suriye...
Annan yerine Bush 'kankası'
Görev süresi 2006 yılı sonunda dolacak olan Birleşmiş Milletler (BM)...
Bu Bolton'u orada yeneriz
Bu Bolton'u orada yeneriz
Beşiktaş-Bolton maçı sonrası taraftara umut dağıtmaya gayret eden...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu