Muhasebe
Geçen bir yılın ardından muhasebe yapmak adetten. Yeni yıl dileklerinde bulunmak, yeni yılda kökten değiştirilecek alışkanlıklarla ilgili kararlar almak, sözler vermek de. Şimdi yılın muhasebesini yaparken tutup dünkü Guardian gazetesinde İzmirli hemşehrimiz, bu neslin en büyük tarihçilerinden Simon Schama gibi bir kara tablo döktürmenin gereği yok. Ama Schama aslında haklı. ABD'nin vurdumduymazlığının da büyük katkılarıyla insanlar dünyanın doğal ortamını giderek hayat alanlarını kısıtlayacak şekilde tahrip ediyor. Tsunaminin yaraları bile gösterilen onca ilgiye, gönderilen onca paraya ve yardıma rağmen tam sarılmamışken, Keşmir'de depremin çarptığı zavallılar kimsenin aklında değil gibi. Kendi kaderlerine terk edilmişler. Tıpkı Müslüman Arap ülkesi Sudan'ın Darfur bölgesinde yaşanan bir soykırımla göz göre göre yok edilen siyah Müslümanlar gibi. Son dönemde yalnızca dinin geri gelişini değil, dinsel fanatikliğin teknolojiyle evliliğinin feci sonuçlarını da gördük. Çoook uzun zamandır kendi sömürgeci geçmişinin muhasebesini yapmaktan vazgeçmiş, bunun kalıcı izleri üzerinde düşünmemiş Batı dünyası da, o tarihin kah terör eylemleri kah varoş başkaldırılarıyla kendisini vurduğuna tanık oldu. Ama her şeye rağmen umutları diri tutacak olgular da bu yıla damgasını vurdu.
Ucuza barış operasyonu New York'taki Özgürlük Evi (Freedom House) adlı kuruluş bu yılın 1972'den bu yana özgürlükler açısından en iyi yıl olduğunu ilan etti. Daha da önemlisi hem İsveç'in meşhur Stokholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü (SIPRI) hem de Birleşmiş Milletler'in İnsani Güvenlik raporu dünyada savaşların azaldığını gösterdi. SIPRI'nin bulgularına göre on yıllık bir eğilim bu yıl da sürmüş ve son 12 ayda savaş sayısı gene azalmış. BM raporuna göre de 1992'den 2003'e ölümcül çatışmaların sayısı yüzde 40 oranında düşmüş. Bin veya üzerinde ölümle sonuçlanan muharebelerde yüzde 80 oranında düşüş var. Çeşitli ülkelerde yaşanan etnik temizlik, toplu kıyım olaylarına rağmen gene de bu tür vakalar da yüzde 80 oranında azalmış. Az gelişmiş ülkelerde insan hakları ihlalleri giderek azalıyor. Bu iç açıcı sonuçların sağlanmasında ise hep tu kaka edilen bazılarının yok olsa diye uğraştıkları BM'nin katkısı birincil. Üstelik de ucuz. BM'nin üçte ikisi başarıyla sonuçlanan dünyanın 17 değişik yerindeki barış kurma operasyonlarının toplam maliyeti, ABD'nin Irak'ta bir ayda harcadığından az. Sonuçta insanlık ağır aksak da olsa kendi sorunlarını çözme yolunda adımlar atıyor. Tam da bugün geçen yılın keşiflerinden 89 yaşında intihar etmiş Macar yazar Sandor Marai'nin Türkçe'ye de çevrilmiş iki romanını okumak, veya Woody Allen'ın yıllar sonra insanı hayranlık içinde bırakan Maç Sayısı filmini izlemek ne keyif olur. Veya daha bizden tadlara yönelip İhsan Oktay Anar'ın zor ama insanı içine çeken Amat'ını okumak, Gönül Yarası'nı, o olmadı Babam ve Oğlum'u mendilleri fora ederek seyretmek. Yahut da bir ud taksimi eşliğinde, geçen zamanın üzerinde de düşünmek için Tanpınar'a, hele Huzur'a dönmek ne güzel olur. Hepinize iyi yıllar.
|