Galatasaray'da neler oluyor?

- Başkanım... Başkanım... Bütün futbolcular elden gidiyor... Bu parasızlık bitirdi bizi...
- Sakin ol Rasim... Önce bi kulüp başkanının odasına ayakbastı parasını yanındaki kumbaraya at, hediyesi 10 YTL, sonra da söyle nöbetçilere kapıları kapatsınlar... Kaçanı vurun...
- Yok artık...
- Şaka yapıyoruz evladım, kurşun alacak paramız mı var?!.. Panik yapma. Sakin ol. Düzelir işler sen merak etme düzelir... Hele şu Riva'yı satalım da... Elimi öpene satarım ben orayı...
- Sorun da o ya... O kadar değerli araziyi sırf elinizi öptü diye birine vermenizden korkuyor herkes...
- Para dediğin nedir ki Rasim? El kiri... Biz temizliğe önem veren bir kulübüz. Ayrıca bir lokma, bir hırka felsefesine inanmalıyız... Hırka Lakost'tan başka marka da giymem ya, neyse... Riva satılacak, dertler bitecek...
- Hatırlar mısınız Necdet Calp, Turgut Özal köprüyü satıcam deyince sattırmam demişti. O Riva'yı da size sattırmayacaklar başkanım sattırmayacaklar...
- Fair-play ilkelerim olmasa bi şey derdim şimdi ama neyse...
- Ne fair-play'i başkanım?! Fakirplay'den bahsediyorum. Takımın Türk futbolcularının tamamı Kurban Bayramı için bir tavuğa girmişler ortak diyim siz anlayın durumu.
- Eh, eşek değiller ya, bir but da kulübe verirler artık...
- Hiç sanmıyorum. Volkan kendine Yeşil Kart çıkarttırmış.
- Amerika'ya vatandaşlık başvurusu için mi?
- Hayır, devlet hastanelerinde ücretsiz tedavi görmek için...
- Vah vah geçmiş olsun. Nesi varmış?
- Açlıktan midesi birbirine yapışmış. Durum çok fena. Sabri yılbaşında aldığı çeyrek biletine amorti vurunca büyük ikramiye kazanmış gibi sevindi.
- Ne güzel. Para sorunu bitti işte çocuğun...
- Daha komiği, takım arkadaşları, Sabri'nin akrabası olduğunu iddia ediyor. İkramiyeden pay alabilmek için...
- Doğrudur. Galatasaray olarak biz bir aileyiz.
- Durumun ciddiyetini anlamıyorsunuz başkanım... Aziz Yıldırım her gün antrenman sahasına gelip tomar tomar para sayıp moral bozuyor.
- Parayla saadet olmaz Rasim.
- Peki buna ne diyeceksiniz? Hasan Şaş'la Necati'yi tünel kazarken yakalamışlar...
- Aferin onlara... Parasızlıktan Florya'ya çıkış tüneli yapamamıştık. İşe böyle günlerde birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var...
- Kaçmaya çalışıyorlardı başkanım...
- Gelsinler elimi öpsünler affedeyim...
- Tomas Beşiktaş'a gidiyor.
- Deniz havası almak herkesin hakkı. Manzara da güzel. Kız kulesi falan. Biraz dolaşır gelir.
- Gelmezse?!
- Boşver! Giderse Tomas bize komas!..
- Song da gitti gider...
- Song ne demek? Şarkı. Her şarkı bir gün biter evladım. Alış buna.
- İliç'e İspanya yolu gözükmüş.
- Falında mı çıkmış...
- Hıı, falda çıkmış. Üç vakte kadar Ribery gibi kaçacaksın demiş falcı buna...
- Boşveeer. Yerleri dolar. Bak Okan Koç'u nasıl aldık Beşiktaş'ın elinden?!
- Çok iyi yaptınız başkanım. Antrenmanda bizim futbolcular çocuğa çok pis bakıyorlardı. Ümit Karan'ın "Biz bu koçu Kurban Bayramında keser yeriz" dediğini duydum...
- Dert değil...
- O dert değil bu dert değil... Herkes giderse ligin 2. devresine hangi takımla çıkıcaz?
- PAF Takımı var, canavar gibi çocuklar var aralarında...
- Vardı... Biz para için bu spora başlamıştık ama gördük ki hepsi yalanmış deyip topluca futbolu bıraktılar...
- Tamam o zaman B Planını devreye sokuyorum. Turgay Şeren'i arayın, kaleye geçecek. Yardımcı antrenör Stumpf'la Gerets defansta şahane ikili olurlar. Gökmen Özdenak. Erdal Keser de var onları orta sahaya koyarız... Tanju'yu, Uğur Tütüneker'i İlyas Tüfekçi'yi de arayın. Kırmazlar bizi... Al işte mis gibi takım sana...
- Valla büyüksünüz başkanım...
- Sağol çocuum.
- Verin bi elinizi öpeyim...
- Berhudar ol çocuum. El öpenlerin çok olsun...
- Bahşişimi de alayım. 10 YTL yeter de artar bile...
- Eee şey... Çek kessem...
- Yemezler...