kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Herkes bir şeye takılıyor ben de buna takıldım
ŞAKA - Ciddiyet

Herkes bir şeye takılıyor ben de buna takıldım

Doğada insan dışındaki bütün canlıların erkekleri, dişilerden daha alımlı, daha gösterişli, daha çekicidir.
Horozların ibikleri vardır, tavukların yoktur. Erkek aslan yelelidir. Erkek tavus kuyruğunu açınca ortaya çıkan renkler büyüleyicidir.
İnsanların erkek olanları, diğer canlıların erkeklerine bahşedilen bu farklılıklardan yoksunluklarını, bazen servetleri, bazen saçları sakalları, bazen de küpeleri, yüzükleri ile telafi etmeye çalışırlar. Hatta "Erkeğin güzelliği serveti, kadının serveti ise güzelliğidir" benzeri atasözleri bile üretir erkekler.
Son dönemde sık sık gündeme gelen "Metroseksüel" kavramı da bunun bir yansıması değil midir yani? Veya erkeklerin de botoksa, silikona başvurmaları, başka nasıl izah edilebilir ki? Saçların boyanması, sakallara kına yakılması, erkeklerin de "Süslü" olma özleminin sonucudur neticede.
Ama bütün bunlar "Şekil"den ibarettir özde.
Rahmetli Turan Güneş'le yaptığım ve "Türkiye'de Darbeler ve Kavgalar Dönemi" kitabımda da yer verdiğim söyleşiden bir bölümü aktararak, ne demek istediğimi anlatabilirim:
- 1947'de Fransa'ya okumaya giderken, babam bize cici elbiseler yaptırdı, üst baş düzdü. Gittik Paris'te Quartier Latin'de öğrenci mahallesine. Bir alay saçı başı dağınık talebe, kahvehanelerde gülüp söyleyen insanlar. Benim yaşlarımda, ya da daha genç. Ben onları işi gücü bırakmış serseriler sandım. Tanıştığım zaman gördüm ki adam felsefe doktorası yapıyor ya da biyoloji okuyor. Değil yapıtlarını, adını bile bilmediğim filozoflar üzerine konuşuyor. Onlara hem dansinglerde, hem de kitaplıklarda rastlardık. Ben İstanbul Üniversitesi'nde öğrenciyken, Prof. Neumark ve yanılmıyorsam Prof. Hirsh Kadıköy Halkevi Orkestrası'nda keman çalarlardı. İlk gördüğümde "Koca profesör elinde keman gıygıdı gıy" diye çok ayıplamıştım. Demek istediğim ciddiyet konusunda "Ağır ol molla" teorisinden ben de geçtim. Ama sonra anladım ki, tabii yaşamak ile ciddi olmak pekala bir arada yürüyebilir.
Geçenlerde Hürriyet'te Sefa Kaplan imzalı bir haberden öğrendim. Buna göre TRT Müzik Dairesi Başkanlığı'nın "Hizmete özel" bir yazısı ile ses ve saz sanatçılarının saçlarını uzatıp at kuyruğu yapmamaları, küpe takmamaları ve kirli sakal bırakmamaları istenirken, "Devlet memuruna yakışır kılık-kıyafetle göreve gelin" denilmiş.
"Sanatçı" ya "Devlet memuru gibi ol" denilir mi? Devlet bütçesinden maaş alsa bile sanatçıya "Aman devlet memuru gibi olma. Özgür ol, yaratıcı ol, sanatçı gibi ol" denilir. Bu dış görünüş için de, ruhsal davranışlar için de böyle olmalı değil midir?
Yıllar önce New York'taki bir metro istasyonunda arkadaşları ile kuartet kurup Mozart çalan ve yere mendil serip, gelen geçenden para toplayan filarmoni orkestrası üyesi bir flütçüyü görmüştüm. Onun arkadaşı olan bir Türk de bana bu durumu şöyle izah etmişti:
- Bunlara şefleri böyle yapmalarını söylemiş. "Sokakta insanları durdurup kendinizi beğendiremezseniz, ödenekli orkestrada ve konser salonlarında dinleyicileri etkilemeniz imkansızdır" demiş orkestra şefi. Bu yüzden metro istasyonunda mendil açıp, Mozart çalıyorlar.
Neyse. Herkes bir şeye takılıyor bugünlerde. Ben de sanatçıya "Devlet memuru gibi ol" denilmesine takıldım.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Her kötü haberden iyi haber de çıkartılabilir...   / 03-02-2006
 Şaibe iddialarına karşı en etkili silah "şeffaflık"tır   / 02-02-2006
 Bazı ortamlarda yaşam çok yorucu olabilir   / 01-02-2006
 Siz balık mısınız ki büyük balıktan ürküyorsunuz?   / 31-01-2006
 Erdoğan, Unakıtan'ı yeniçerilere teslim etmez   / 30-01-2006
 Tartışılmazların dünyası da tartışmalara açık   / 29-01-2006
 Yeni dünyayı eski kavramlarla anlamak kolay değil   / 28-01-2006
 Dön baba dönelim, hacılara gidelim...   / 27-01-2006
 Her siyasi parti ideolojik bir hareket değildir   / 26-01-2006
 Türk televizyonları da "Sorun" mu olmaya başladı?   / 25-01-2006
REHA MUHTAR
Günaydın gittim ben...
Tüm kadınlar oyuncudur......
MEHMET BARLAS
Herkes bir şeye takılıyor ben de buna takıldım
Doğada...
SAVAŞ AY
Masa başı gazetecilik delikanlıyı bozar!..
Pazar günü...
HINCAL ULUÇ
Türküm, doğruyum, çalışkanım!..
Nehir'le (Erdoğan) Tele...
Mal varlığı eriyor
Mal varlığı eriyor
Son 4 maçtır kötü oynayan, kupada gruptan çıkma şansını riske atan...
Suçlu futbolcular!
Suçlu futbolcular!
Daum, önce 'oynanmamış' saydığı ilk 55 dakika için öğrencilerini...
Bu da Ağar'ın malvarlığı
Ankara'da bir villa... İzmir'de borcu henüz ödenmemiş yazlık ev...
Unakıtan: Baykal, arı sokmuş gibi bağırıyor
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Deniz Baykal'ın malvarlığına ilişkin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu