Tüpraş ÖİB'ye dönebilir

Tüpraş özelleştirmesi bir kez daha direkten dönecek gibi görünüyor. Tüpraş özelleştirilmesinden gelen kaynağa fazla ihtiyaç duymayan AK Parti Hükümeti cenahında da, hukuka uygun yapılmış bir özelleştirmenin siyasi açıdan da daha faydalı olacağı görüşü ağır basıyor.
Hisse devir sözleşmesinin gününden önce yapıldığı yolundaki iddialarla birlikte, özelleştirilerek teslimi yapılan ürünün teslim tarihi çok yeni olması sebebiyle Tüpraş'ın yapısal bir değişime uğramadığına da dikkat çekiliyor. Bazı yargı kararlarının özelleştirmelere uygulanamamasına sebep olan geçmişteki örneklerle, bugünkü Tüpraş'ın durumu hiç örtüşmüyor. Daha önceki yargı kararları, kurumlar özelleştirilip, devir-teslim yapıldıktan 1.5-2 yıl sonra çıktığından uygulanamamıştı. Ürünün kompozisyonu tamamen değişmiş olması ve ciddi harcamaların yapılması buna engel oluyordu.
Ancak, bugünkü Tüpraş'ta durum öyle değil. Ayrıca, Danıştay'ın kararı beklenmeden yapılan devir-teslim sonrası ortaya çıkan tartışmanın netleşmesi için yürütmeyi durdurma kararından sonra, esas hakkındaki kararı da beklemek gerekiyor.
Özelleştirme İdaresi eski başkan yardımcılarından Kemal Kapulluoğlu, Tüpraş'ın durumunun geçmişte yargı kararı uygulanamayan özelleştirmelerle aynı olmadığını belirtiyor. Ve yargı kararının uygulanmasını fiilen imkânsız kılan bir durumun da bulunmadığını ve uygulamayanların sorumlu olacağını ifade ediyor.
Hali hazırda Futbol Federasyonu Başkan Yardımcısı olan Kapulluoğlu, özelleştirmeleri iyi bilen bir hukukçu olduğundan görüşleri önemli. Diyor ki, "Yargı kararından kaynaklanan masrafları karşı taraf isteyebilir. Bu zararların tazmini için mahkemeye gidebilir. Belirlenen masraflar da ödenir. Bunun dışında Tüpraş'a yapılmış bir yatırım olmadığından yargının verdiği kararın uygulanmamasına gerekçe gösterilecek fiilen imkansız olan bir durum ortada yoktur."
Yargı kararı sebebiyle çok değişik görüşler ortaya kondu. Birçoğu, İdare'nin bu kararı uygulamasıyla özelleştirmelerin zarar göreceğini ortaya koydu. Bazıları ise yargı kararlarına herkesin saygılı olmasının ülkenin geleceği açısından önemine dikkat çekti. İkisi de önemli görüş, ama sonuca götürmüyor.
Aslında Koç gibi Türkiye'nin en büyük gurubunun böyle bir manzarayla karşılaşması da hem kendi adına hem de Türkiye adına hoş değil. Yargı kararına rağmen Tüpraş, Koç'a teslim edilirse, bunun tartışması her daim yapılır. Ve tartışmalı bir duruma düşmüş Tüpraş özelleştirmesi Koç'a da zarar verir, ülkeye de...
Koç Grubu Enerji Grup Başkanı Erol Memioğlu ve Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci'nin devir-teslimi neden aceleye getirdiklerini, bu tabloyu niçin beklemediklerini ise bir türlü anlayabilmiş değilim.
Çünkü, devir-teslim yapılmadan bu karar çıksaydı. Kamuoyunda tartışmalı bir hava olmadan, yargının nihai kararı beklenirdi. Ortadaki olumlu havada menfiye dönüşmezdi. Galiba birileri böyle bir sonucu dikkate almadığından, Danıştay'dan gelecek kararı beklemediğinden ciddi stratejik hata yaptı. Ya da başka bir strateji güttü. Her ne ise sonucu pek hayırlı olmadı.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın ve onlara hizmet veren hukukçuların bundan sonra Türkiye'nin yüreğini ağzına getirmemek için daha dikkatli olmaları gerekiyor..