kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
  » Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdoğan: Türkiye fırsatlar ülkesi haline geldi
Erdoğan'dan medyaya suçlama
Erdoğan: Türkiye fırsatlar ülkesi haline geldi
TGC'den Başbakan Erdoğan'a eleştiri

Erdoğan: Türkiye fırsatlar ülkesi haline geldi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün Türkiye'nin, ''geleceğin küresel aktörlerinden biri olacağının işaretini verdiğini'' belirterek, ''Bugün Türkiye, bir fırsatlar ülkesi haline gelmiştir'' dedi.Erdoğan, katılım müzakerelerini başlatma kararının, AB açısından da son derece önemli olduğunu kaydederek, bu kararıyla AB'nin, küreselgüç olma iddiasını açıkça gösterdiğini, etki alanını genişlettiğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, Citi Group tarafından Monaco Paris Otel'de düzenlenen Avrupa Kredi Konferansı'nda, aralarında Danske Bank, FortisBank,
Erste Bank, Credit Agricole, Norges Bank, AKSA, Syd Bank gibi Avrupa'da faaliyet gösteren üst düzey 450 civarında yatırımcı kuruluşun temsilcileriyle akşam yemeğinde bir araya geldi. Basına kapalı gerçekleşen toplantıda, Başbakan Erdoğan Türkiye ekonomisi hakkında katılımcılara bilgi verdi. Alınan bilgiye göre Başbakan Erdoğan, konuşmasında 3 Ekim 2005'te AB ile Türkiye arasında başlayan müzakere sürecinde Türkiye'deki yatırım ortamı ve teşviklere değindi. Osmanlı döneminden başlayan, cumhuriyetin kurulmasıyla devam eden modernleşme hareketinin, Türkiye'nin çağdaş dünya ile bütünleşme arzusunun açık bir tezahürü olduğunu dile getiren Erdoğan, bu amaçtan Türkiye'nin 150 yıldır hiçbir taviz vermediğini kaydetti.Modern dünya ile bütünleşme çabasındaki Türkiye'nin hiçbir zaman ''komplekse kapılmadığını'', kendi medeniyetine, değerlerine, toplumsal zenginliğine güvenini de yitirmediğini ifade eden Erdoğan, AK Parti'nin iktidarda bulunduğu dönemde, bu doğrultuda üstün bir gayret sarfettiğini belirtti.

''AB AÇISINDAN DA SON DERECE ÖNEMLİ''

AB üyeliğine doğru kararlı adımlarla ilerlediklerini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:''AB üyeliğine uzanan 42 yıllık yolculuğumuzun önemli bir merhalesini geride bırakmış olduk. Bu herkesin kolaylıkla atamayacağı dev bir adımdır. Katılım müzakerelerini başlatma kararı, AB açısından da son derece önemlidir. Bu kararıyla AB, küresel güç olma iddiasını açıkça göstermiştir, etki alanını genişletmiştir. Müzakerelerin başlatılması her açıdan önemli bir dönüm noktasıdır. Tarih 3 Ekim'i yazarken Türkiye'nin olduğu kadar AB'nin siciline de olumlu kayıtlar düşecektir. 3 Ekim 2005'te başlayan müzakere sürecinin uzun ve bazen de zorlu olacağının farkındayız. Ancak kararlılığımızın, bu yolculuk sırasında karşımıza çıkabilecek güçlükleri aşmamızı sağlayacağına tereddütsüz inanıyorum.
Müzakerelerin tamamlanmasıyla üyelik dışında başka hiçbir seçeneğikabul etmeyeceğimizi hatırlatmak isterim. Müzakere kararı alındıktan sonra, sadece tarama süreci üzerinde yoğunlaşmakla yetinmedik. Kopenhag siyasi kriterlerinin bir unsuru olarak gerçekleştirdiğimiz reformların uygulanması hususundaki taahhütlerimize de bağlı kaldık.''Başbakan Erdoğan, Reform İzleme Grubu oluşturulduğunu anımsatarak,bu grubunu etkinliğinin reformları uygulama taahhüdünün de bir göstergesi olduğunu ifade etti.Tarama sürecinin esasen 20 Ekim 2005'te başladığını anımsatan Başbakan Erdoğan, katılım müzakerelerini başarıyla tamamlama iradesinde olduklarını vurguladı.

''ÜLKEME VE HALKIMA GÜVENİYORUM''

''Bu konuda öncelikle ülkeme ve halkıma güveniyorum'' diyen Erdoğan, ''Tabii ki, müzakerelerin rayında tutulmasında AB'ye düşen sorumluluk da göz ardı edilmemelidir'' diye konuştu.Sürecin herhangi bir nedenle kesintiye uğramasının Türkiye açısından olduğu kadar AB'nin küresel beklentileri açısından da olumsuz yansımaları olabileceğini dile getiren Başbakan Erdoğan, tarama sürecinin 2006 yılı içinde tamamlanmasını beklediklerini kaydetti.Avusturya'nın dönem başkanlığı sırasında fiili müzakerelere başlamayı öngördüklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, ''bilim ve araştırma'' ile ''eğitim ve kültür'' fasıllarında Mart 2006'da fiili müzakerelere geçilmesinin önünde herhangi bir engel bulunmadığını söyledi.

Erdoğan, şöyle devam etti:
''Tabii ki AB'ye üye olmak istiyoruz. Ancak hükümetimizin temel amacı, Türkiye'nin en gelişmiş, en özgür, en müreffeh ülkeler arasındayer almasını, halkımızın her alanda en yüksek çağdaş standartlara kavuşturulmasını sağlamaktır. Ekonomik politikamızın hedefi her şeydenönce halkımızın refah ve mutluluğudur. Türkiye'nin sahip olduğu birikim, elbette Avrupa'ya da dinamizm getirecektir. İşte bu nedenledir ki, ekonomik politikamızı çok boyutlu bir temelde inşa ediyoruz.
3 buçuk yıl gibi oldukça kısa bir sürede Türkiye ekonomik alanda büyük adımlar atmıştır. Şu anda ekonomimizin yıllardır süregelen kronik sorunlarının birçoğunu çözmüş durumdayız. Ayrıca sürdürülebilirbir ekonomik büyüme kaydettik. Enflasyonu tek haneli rakamlara indirdik. Bütçe açığımız ve borçlarımız Maastrich kriterlerini yakalayacak seviyelere düştü.''

EKONOMİDEKİ GELİŞMELER

Türk ekonomisinin, dünya sıralamasında bugün 17. sırada olduğuna dikkati çeken Erdoğan, son ekonomik verilere ilişkin bilgiler verdi.Lira'dan altı sıfırın atıldığını, bu uygulamayla ulusal para biriminin istikrara kavuştuğunu anlatan Erdoğan, ekonomideki hızlı iyileşmelerin altında yatan en önemli etkenin mali disiplin olduğunu vurguladı.Mali disiplini sağlamadan geçmişte birçok ekonomik ve sosyal soruna yol açan kronik bütçe açığının üstesinden gelinemeyeceğinin farkında olduklarını belirten Erdoğan, mali disiplini sağlamaya yönelik her türlü tedbirin mevcut istikrarı daha da güçlendireceğini kaydetti.

Sosyal güvenlik alanındaki reformların da bu sürece katkıda bulunacağını söyleyen Başbakan Erdoğan, sosyal güvenliği tek çatı altında toplayarak, ortak norm ve standartlar ile mali dengesi sağlamlaştırılmış bir sistem kurmak istediklerini belirtti.

Türkiye'nin bugün, geçmişle kıyaslanmayacak kadar güçlü, etkili, dayanıklı, istikrarlı ve güvenilir bir ekonomiye sahip olduğunu kaydeden Erdoğan, artık toplumun her kesiminin geleceğe güvenle bakabildiğini, uzun vadeli planlar yapabildiğini dile getirdi.Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bugün, Türkiye parlayan ekonomisi, gelişmiş demokrasisi, istikrar ve güven ortamıyla uluslararası ticaretin merkezi olma yolunda dev adımlarla ilerlemektedir. Bugün Türkiye geleceğin küresel aktörlerinden biri olacağının işaretini vermektedir. Bugün Türkiye, bir fırsatlar ülkesi haline gelmiştir. Bu olumlu eğilimi güçlendirmek üzere, aynı kararlılıkla ekonomideki yapısal reformlara devam edecek ve Türkiye'yi daha iyi noktalara taşıyacağız. Son dönemde gerçekleştirdiğimiz önemli özelleştirme ihaleleri ve küresel yatırımcıların bunlara gösterdiği ilgi, bizi ekonomik reformlar konusunda daha da teşvik etmektedir. AB ile katılım müzakerelerinin açılmasıyla, ekonomide de yeni bir döneme girilmiştir. Müktesebatın yüzde 90'ı doğrudan ekonomi ile ilgilidir. Müktesebata ne kadar çok uyum sağlarsak, ekonomik ve sosyal hayatımız üzerindeki etkilerini de o kadar fazla hissederiz.

Üye olduğunda Türkiye sadece AB'nin ekonomik, sosyal ve hukuki yapısına katkıda bulunmakla kalmayacak, aynı zamanda bölgesinde önemlibir ticari ve ekonomik merkez haline gelecektir. Şimdiden Türkiye'ye yönelik dış yatırımların arttığına şahit oluyoruz. Yakın gelecekte Türkiye'nin yatırım açısından daha cazip hale geldiğini göreceğiz. Gayemiz, bu yatırımlarla ekonomide büyüme, bölgeler arası dengesizlikte azalma sağlamaktır. Güven varsa, yatırım ve üretim de artar. Küresel sermaye, istikrar olan ülkeye gelir. Bu sebeple, güven ve istikrarı korumayı, birinci önceliğimiz sayıyoruz.''

''KAPALI TOPLUMDAN AÇIK TOPLUMA...''


Hükümetin, şimdiye kadar ekonomideki belirsizlikleri yok etmek adına, ''ucuz popülizmlerden'' uzak, serbest piyasa kurallarına uygun,gerçekçi politikalar izlediğini anlatan Erdoğan, son 3 buçuk yılda kapalı toplumdan açık topluma, kapalı ekonomiden açık ekonomiye geçildiğini söyledi.Küresel sermayeyi Türkiye'ye çekecek gerekli bütün şartları hazırladıklarını, artık yerli ve yabancı yatırımcı arasında hiçbir fark kalmadığını kaydeden Erdoğan, Türkiye'de en fazla 48 saat içinde bir şirket kurarak iş yapmanın mümkün olduğunu belirtti.2006-2007 yıllarında Türkiye'ye 5 milyar doların üzerinde küresel sermaye gelmesini beklediklerini anlatan Erdoğan, ''Katılım müzakerelerinin açılmasının verdiği ivmeyle önümüzdeki dönemde bu eğilimin artacağını ümit ediyorum'' dedi.
Bugün Türkiye'de mali sektörün karlı hale geldiğini anlatan Erdoğan, geçmişte bankacılık sektöründeki kriz nedeniyle Türkiye'nin 50 milyar dolar zarar ettiğini, bugün ise hem kamu hem özel bankalarınyüksek karlar elde ettiğini söyledi.

Vergi indirimlerinin de küresel sermayenin çekilmesi açısından Türkiye'nin komşuları ve AB ülkeleri ile rekabet etme yeteneğini arttıracağını anlatan Başbakan Erdoğan, bu gibi düzenlemelerin, gerçekyatırımların çekilmesi ve doğrudan küresel sermayenin Türkiye'ye akışının hızlanmasına yardımcı olacağını vurguladı.

''İSTİKRARIN MODEL ÜLKESİ''

Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
''Türkiye'nin hak ettiği en yüksek standartlara ulaşmaktaki kararlılığını bir kez daha vurgulamak istiyorum. AB ile katılım müzakerelerini zamanında tamamlamak, bunu başarmanın önemli dönemeçlerinden biridir. Türkiye, istikrarsızlıkların hakim olduğu birbölgede, istikrarın model ülkesidir. Bu tablo, doğru politikalar uygulamada gösterdiğimiz iradenin ürünüdür. Politikalarımız, demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlüklere saygı çerçevesinde şekillenmeye devam edecektir. Mevzuattan ekonomiye kadar tüm alanlarda gerçekleştirdiğimiz yapısal reformlar Türkiye'deki istikrarın kalıcı kılınması anlayışıyla sürecektir. Şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.''Toplantıya, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan da katıldı.Bu yıl 10'uncusu gerçekleştirilen Avrupa Kredi Konferansı'na, her yıl dünyanın önemli isimleri onur konuğu olarak davet ediliyor. Bugüne kadar ABD eski Başkan Yardımcısı Al Gore, ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, ABD eski Hazine Bakanı Robert Rubin,Avrupa Parlamentosu Başkanı Jozef Borel, Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel konferansa onur konuğu olarak katıldı.

(AA)

1 2 3 4 5
 
DİĞER SİYASET HABERLERİ
 '15 yeni üniversite' yasası Meclis'te aynen kabul edildi
 Caferi: Ziyaretim yasal
 Cem Uzan ifade verdi
 Erdoğan'dan, Çömez'e 'Sende mi Brütüs' iması
 CHP'li Sevigen, Telsim'de Unakıtan'ın kızının izini sürdü
 'Bu abi-kardeş ilişkisi değil'
 Tarih Kurumu davayı kazandı
MUHARREM SARIKAYA
Vuruşarak çekilme
İktidar partisi grubunun içi ile dışı...
YAVUZ DONAT
Demirel: "En önemli konu şu......"
Demirel "bu mülakatın...
Hastalığını yendi meleği uçtu
Ebru Yarcan'ın "erkek melek" olarak tanımladığı eşi Fredi'den...
Yanlış teşhis öldürüyordu
Eski Maliye Bakanı Vural Arıkan'ın ailesi yanlış tedavi kurbanı. Eşi...
PKK'lılar Kuzey Irak'a sığınıyor
PKK'lılar Kuzey Irak'a sığınıyor
PKK'dan son dört yılda ayrılan 1000'den fazla militanın Kuzey Irak'a...
Kuzey Irak'la paralel boru hattı için kulis
Kuzey Irak'la paralel boru hattı için kulis
Doğalgaz krizine önlem için atağa geçen Ankara, Caferi'den gelir...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu