|
|
Bakan Çubukçu'ya açık mektup
Türkiye bir türlü siyasi kadrolaşma hastalığını aşamadı. Birçok kurumda hâlâ 'iş bilen' değil, 'bizden olan' ölçüsü kullanılıyor. 2002 seçimleri o hastalıkları aşamayan siyasetçileri tarihin çöplüğüne gönderdi ama iktidar olan AK Partililer bu sonuçtan bir ders çıkaramadı. Şimdi şu olanlara bir bakın: Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'ya bağlı İstanbul Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nde AK Parti iktidarı döneminde tam 4 kez müdür değişikliği yapıldı. En son eski müdür Kahraman Eroğlu mahkeme kararıyla geri döndü. Peki sonra ne oldu? Bakan Çubukçu, mahkemenin kararına sadece 15 gün dayanabildi. Şimdi Kahraman Eroğlu'nu İstanbul'dan aldı ve Edirne'ye verdi. Tamam her iktidarın uyum ve verimlilik için, biraz da siyasi nedenlerle kendi kadrosunu kurma hakkı var. Ancak, devlet kurumları da yap boz tahtası değil. Özellikle, çocuklar, yaşlılar ve özürlülerle ilgili böyle kurumlarda sürekliliğin ne kadar önemli olduğunu herkes bilir. Dahası sık sık 'müdür anne, müdür baba' nın değişmesi hem çocukları psikolojik yönden etkiliyor, hem de hizmette tıkanma yaratıyor. Kahraman Eroğlu bu anlamda boşluk yaratmayacak, işini iyi yapan bir bürokrattı. Tam 7 yıl boyunca İstanbul'da bu görevi hakkıyla yaptı. Hem kurumdaki çocuklara, yaşlılara hem de sivil topluma kendini sevdirmeyi bildi. Ama nedense Bakan Çubukçu, Eroğlu'nu istemedi. Yerine kimi getirdiyse de olmadı. Şu son üç yılda, Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'ne 'ilahiyatçı, din görevlisi, tarih öğretmeni' ataması yapıldı. Bu resmen siyaset kokuyor! Bu gerçeğe rağmen şu sorunun cevabını merak ediyorum; Sayın Çubukçu, Kahraman Eroğlu AK Partili olmadığı için mi Edirne'ye gönderildi?
|