|
|
Fahişe!
Adı Kubilay, veteriner hekim, 32 yaşında. Benim merak ettiğimi yazdığım ihbarcı vatandaşlardan biri... Diyor ki; "Ben ne mutsuzum, ne de sevgilisizim! Sevgilimle yaklaşık 3 yıldır beraberiz. Onu çok seviyorum, hiç aldatmadım. Aldatabilecek çok ortam oldu ama bana o kadar çok güveniyor ki, yapamadım. Sevgilimle geziyor, eğleniyoruz. Bazen alkolü fazla kaçırdığımız ve birbirimizi çok arzuladığımız da oluyor. Ama toplum içindeysek, onun saçlarına, alnına veya yanağına bir küçük buse koymakla geçiştiriyorum. Kendimizi dizginliyor ve evimize gidiyoruz. Çünkü özelimizi kimseyle paylaşmak istemiyoruz." Yani başkalarının da kendisi gibi davranmasını istiyor... Benim iki sevgilinin arabada öpüşmesinin normal olduğunu söylemem garibine gitmiş. Bunu hangi mantıkla yazdığımı merak ediyor. Batı'da normal olduğu, bizde ayıplandığı için içerlemiş olabileceğimi düşünüyor.
KADINLARIN VAY HALİNE... Diyor ki; "Bir de şöyle düşünün; sizin bir sevgiliniz var ve ben de sizinle aynı mahallede veya binada oturuyorum. Ve ben sizi sevgilinizle öpüşürken sizin deyiminizle masumane bir haldeyken gördüm ve elimde olmayarak röntgenledim. Ve çenesi düşük biriyim, sizin bu halinizi bütün mahalleye yaydım. Hatta daha da abartarak kahvede, ballandıra ballandıra anlattım. Düşünebiliyor musunuz halinizi? O mahalleye geldiğinizde mahallelinin size bakış tarzını ve açısını düşünebiliyor musunuz? Affedersiniz adınızın fahişe olarak çıkmaması mümkün mü?" Ne diyeyim ki ben size Kubilay Bey! Umarım aynı mahalleye düşmeyiz. Düşmeyiz de sizin yakınınızda oturanların vay haline. Özellikle de kadınların. Ne kadar da zor işleri! Sizin gözünüze ve dilinize düşmemek için hep dikkatli olmak zorundalar. Maazallah bir açıklarını yakalarsanız, 'fahişe' olmamaları işten değil...
|