kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Balık yağı mı içmeli, paradan uzak mı durmalı?
Zamanın ne içinde ne dışında olmak
ŞAKA - Anlamak zor

Balık yağı mı içmeli, paradan uzak mı durmalı?

İlk okuldayken bizlere zorla balık yağı içirirlerdi. Galiba Birleşmiş Milletler'in yardım fonundan gelmişti bu balık yağları. Kokusu berbat, kötü tadı ağızdan bir türlü gitmeyen bir şeydi bu balık yağı.
Herhalde çocuklar sağlıklı beslenip, gelişsin diye içirirlerdi. O günden beri balık yağının adı geçince bile ağzıma o kötü tat gelir.
Aradan 10 yıllar geçti. Baktım çevremdeki büyükler harıl harıl balık yağı içiyor. Meğer bunda "Omega-3" diye bilinen bir yağ asiti varmış. Omega-3, insanın kalbini krizlere karşı korur, kanseri de önlermiş.
Derken İngiltere'de, Norwich'teki "University of East Anglia" uzmanlarının binlerce kişi üzerinde yaptıkları araştırmanın sonuçları geçenlerde "British Medical Journal" de yayınlandı. Buna göre düzenli Omega-3 alanlara, bunun hiçbir iyileştirici veya hastalığı önleyici katkı sağladığı saptanmamış.
Buna karşı Londra'daki uzmanlar (Mesela Royal Free and University College London Medical School'dan Dr Eric Brunner), "Siz yine de balık yağı için. Çünkü bunun yararlı olup olmadığı ancak 2008'de, yapılan tüm araştırma sonuçları değerlendirildikten sonra anlaşılacak" diyorlarmış.
Müspet ilimlerin en müspeti olan tıpta bile böyle kararsızlıklar varken, sosyal bilimlerde ve mesela siyasette, tartışmalı durumlar karşısında "Bu kesinlikle doğrudur" biçiminde yargılar seslendirenlere şaşmıyor musunuz?
Hatırlayın. Bir dönemde kalp hastaları yatırılır ve hareket etmeleri önlenirdi. Şimdi ise hareketsizlik kalbin en büyük düşmanı deniliyor.
Toplumların ve bireylerin davranışlarına ait araştırmalar da açıkçası aynı şekilde kafa karıştırıyor.
Geçen hafta birbiri ardınca iki araştırmanın sonuçları haberleştirildi.
Birinci haberde, İngiltere'de yapılan bir araştırmanın, özellikle yaşları 35 ile 54 arasında değişen yaklaşık 2 milyon İngiliz'in libidosunun para meseleleri yüzünden azaldığını gösterdiği olgusu vardı... Araştırmaya katılan kadınların üçte ikisi, mali sıkıntıların hayatlarını berbat ettiğini söylemiş.. Araştırmaya katılanların yüzde 37'si para sıkıntısına düşünce daha az seviştiğini, yüzde 50'si eşiyle kavga ettiğini, yüzde 26'sı da çocuklarıyla daha az vakit geçirdiğini itiraf etmiş
Ertesi gün de, bir araştırma şirketinin İngiltere, Almanya, Fransa, İspanya, İtalya ve Polonya'daki insanların hayata ve geleceğe bakışlarına dair bulgularının haberleştirildiğini gördük. Buna göre "Para saadet getirmiyor" inancı doğrulanmış. Avrupa Birliği'nin en güçlü ekonomisine sahip ülkesinde yaşayan Almanlar mali rahatlığa rağmen Avrupa'nın en karamsar, en mutsuz halkıymış.. En neşeli, en iyimserler ise İspanyollar ve İngilizlermiş
Şimdi gelin "Para" konusunda bu araştırmalara bakarak karar verin.
Kişi başına ulusal gelir payı 3500 dolar olan ülkeler insanlarının libidoları mı düşük?
Bu ülkelerde geliri 10 bin dolara çıkartacağını söyleyen politikacılar, halklarına mutsuzluk mu vaat ediyor?
Bu Pazar günü yapacak başka işiniz yoksa böyle konuları tartışın. Ya da dünkü Galatasaray Kongresi'nin sonucu üzerinde "Ne olacak bu gidişin sonu" muhabbeti yapın..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Çağdaş uygarlık ile ezbercilik birlikte olmaz...   / 25-03-2006
 Dön baba dönelim, hacılara gidelim...   / 24-03-2006
 Medya arkeolojisi ihmal edilecek uğraş değildir   / 23-03-2006
 Böyle gelmiş böyle mi gider?   / 22-03-2006
 Bilinçli seçmen için siyaset bir kavga alanı değildir   / 21-03-2006
 Mesut Yılmaz Anavatan'a dönse bıraktığını bulur muydu?   / 20-03-2006
 Bu memleket bir gün bizim de elimize geçecektir   / 19-03-2006
 Geyikler üzerinde siyaset turizmi   / 18-03-2006
 Sadece askeri kültürümüz mü modernleşecek?   / 17-03-2006
 Unakıtan'a endekslenmiş muhalefet nereye varır?   / 16-03-2006
REHA MUHTAR
Randevu defteri kadınları
Hani demiştim ya dün,...
MEHMET BARLAS
Balık yağı mı içmeli, paradan uzak mı durmalı?
İlk...
EMRE AKÖZ
'Edepsiz sitelere girmeyin'
Nevruz nedeniyle...
MAHMUT ÖVÜR
Başbakan Erdoğan'a açık mektup
İstanbul Ataköy sahilinde...
SAVAŞ AY
İmamın donu haberimden "Pulitzer ödülü" bekliyorum
Vay...
HINCAL ULUÇ
Sıradan sandığımız şeylerdedir,...
GÜLSE BİRSEL
Ölürsem kabrime gelin!
Son haber gerçekten esaslı:...
Başkana selam yola devam: 2-1
Başkana selam yola devam: 2-1
Özhan Canaydın'ın, İstanbul'da yeniden başkan seçildiği anlarda...
Dış saha krizi bitti
Dış saha krizi bitti
Deplasmanda oynadığı son üç lig maçında berabere kalan Galatasaray,...
"Paşam tamamen bu işin dışındadır"
Orgeneral Yaşar Büyükanıt'la önceki gün yaptığı görüşmeyle ilgili...
Başkentte şok iddia
Şemdinli iddianamesi hazırlanırken Dinçer ile Sarıkaya arasındaki...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu