|
|
|
|
|
|
Babamın bayrağını devralmaya hazırım
İlker İnanoğlu, Yeşim Salkım'la sürpriz evliliğinden sonra yaşadığı baskıları bir boks maçına benzetiyor. Ama karatede siyah kuşak olmasının getirdiği bir güvenle bu maçta yıkılmadığını, aksine babasının yükünü paylaşacak kadar güçlendiğini de hatırlatıyor.
Her şey o kadar hızlı yaşandı ki! Yeşim Salkım'la tanışmaları, evlilik kararları, 'reklam mı, değil mi?' tartışmaları, düğün gecesi evlerinin soyulması... Hepsi iki ay içinde oldu bitti. Bitti mi gerçekten? 30 yıl öncesinin sevimli Yumurcak'ı İlker İnanoğlu'nun hayatında aslında her şey şimdi başlıyor. Bunca yıl sonra ilk kez sorumluluk almaya karar verip, yerleştiğini söylediği Türkiye'de artık iyi filmler ve diziler yapmaktan başka bir şey düşünmüyor. Türkiye'nin bir numaralı prodüktörü olan babası Türker İnanoğlu'na ve en ünlü starlarından olan annesi Filiz Akın'a rağmen, hayatını 10 yaşında tanıştığı 'yalnızlığın tanıdık gücüyle' kurmak istiyor. Peki, şu sıralar aralarının iyi olmadığı söylense de babasının bayrağını devralmaya hazır mı? Bunu da o yanıtlıyor: "Baba, bana bayrağı ver!''
'BUNLAR İLK SORUMLULUKLAR'
* İsviçre, İngiltere, Amerika, Paris derken İstanbul'a demir attınız. İstanbul sakin bir liman mı, uyum sağladınız mı? Evet, sağladım galiba. Bu da belirli bir olgunluktan sonra ve bazı ideallerinizden vazgeçtikten sonra oluşuyor. Bir orta noktayı bulmaya çalışıyorum. Zaten tutunmak için mecbursunuz. Dünyanın her tarafında da belli bir yere gelebilmek ve bir anlayış sahibi olana kadar bu böyle.
* Bu kadar gezgin ruhlu bir hayata rağmen yerleşik düzeni sever gibisiniz... Öyle değildim, ama olmaya başlıyorum. 9 yaşından beri hep yurtdışında okuduğum için alışmıştım. İsviçre'de başladı, İngiltere, Amerika, Fransa derken bir göçebelik hali gelişti ve sanki hayatın gerçeği de buymuş gibi gelmeye başladı. İlk defa kendi ülkemde kalıp evlilik, hayat, toplum, çevre, insan ve kendi sorumluluğumu üstleniyorum.
'TAŞLAMAK ÇOK KOLAY'
* Yeşim Salkım'la bu kadar ani evliliğinizin reklam evliliği olduğu iddia edildi, ne diyorsunuz? Reklam yapanlarla yapmayanları ayırt edemiyoruz Türkiye'de! Benim çocuk yaşta bir ismim olduğunu, reklama ihtiyacım olmadığını, Yeşim'in de bir isim olduğunu, zamanında 'kral' olan çok iyi bir aileyle evlilik yaptığını biliyoruz. Yeşim, konservatuvarı birincilikle bitirmiş bir sanatçı. Hiçbir şey yapmasa 'Deli Mavi'yi yapmış. Ben 'Yumurcak Küçük Kovboy'u çekmişim; Amerikan-Fransız stüdyolarında çekilmiş, gişe rekoru 10 milyonun üzerinde bir film yapmışım. Bunu biz Nazım Hikmetler'e de Adnan Menderesler'e de yaptık. Sonra sokaklara adlarını veriyoruz. Öldükten sonra değil, yaşarken kıymet verin insanlara. Taşlamak kolay.
'ÜLKEYE GÜVENİNİZ AZALIYOR'
* Sizi çok etkilemiş bu yazılıp çizilenler... Tabii, bu ülkeye güveniniz azalıyor. TV reytingleri gibi kültürümüz aşağıya çekiliyor. Zamanla kimin ne olduğunu ayırt etmek gerekiyor. Ben istediğim an reklam yaparım, reklamdan kaçtığım halde bunlar oluyor. Starlık annemlerin zamanındaydı. Şimdi yok öyle bir şey zaten. Star dediğin zaman, kimi söyleyeyim acaba diye düşünüyorsun? Hülya Avşar desem olmaz, polemikle yaşayan bir insan. Zuhal Olcay geliyor aklıma, ama ona da yeterince rol verilmiyor.
* Star bulamadınız, Türk Sineması için ne düşünüyorsunuz? Türk Sineması'nda annemler ve Türkan Hanımlar'ın devrindeki gibi bir starlık hiç gelişmedi. O zamanlar televizyon olmadığı için daha gizemliydi insanlar. Bu kadar kolay iletişim yoktu. Televizyon büyüyü bozdu. Şimdi çok daha yetenekli oyuncular var, ama starlığın ihtişamı yok!
'TURGUL'UN KAPISINDA YATARIM'
* Sinemada kimlerle ortak iş yapmak heyecan verir size? Şener Şen... Bence dünya çapında bir oyuncu. Kapısında yatarım onunla oynamak için. Onunla bir ikili olmak isterim. Yeşim çok iyi bir oyuncu. Onu ben 'Eşkıya'da keşfettim. Zuhal Olcay, Şahan Gökbakar, Fatih Akın'ın da filminde oynamak isterim. Yavuz Turgul'un da filminde oynamak için kapısında iki gün yatarım.
* Yeşim Salkım'la bir senaryo üzerinde konuşmak için tanıştınız. Ama bu buluşma evlilikle sonuçlandı. 'Evlilik nasıl gidiyor' diye konuşmak için erken ama senaryo ne aşamada? Bir değil, birkaç ortak projemiz var. Benim yazdığım bir film senaryosu var. İçinde dram olan çok büyük bir aşk hikayesi. Kendim yönetmeyi düşünüyordum ama ben de oynayacağım için bu tecrübe bana biraz fazla geldi.
* Birlikte mi oynayacaksınız? Bu yurtdışında da yapılan bir şey. Amerika'da da belli yönetmenler belli aktörlerle oynar. Sinemada bu uyumu bulmak çok zor. Hele Türkiye'de bu daha da zor. Yeşim'i bulmuşken birkaç film yapmak istiyorum...
* "Yeşim'i bulmuşken" diye mi tanımlıyorsunuz? Yeşim'i keşfetmişken...
* Nasıl bir keşif bu? Neler keşfettiniz? Zaten o karaktere uyan birini arıyordum. Hem şarkıcı hem oyuncu olmalıydı. Buna kafamda üç kişi sığabilirdi. Diğerleri Zuhal Olcay, Hülya Avşar... Yeşim Salkım'la daha önce tanıştığımız için o oldu.
* Evliliğiniz çok yeni ama anladığım; siz ikili hayata yatkın birisiniz. 20'li, 30'lu yaşlardaki ilk iki evliliğinizden de bu sonuç çıkıyor. Onlar çok da bilerek yapılmış evlilikler değildi. 20 yaşında Biricik Suden'le yaptığım evlilik bir yıl sürdü. Amerika'daki evliliğim de kısa sürdü. Ama bu gerçek bir evlilik. Bence bir erkeğin 35 yaşından önce evlenmesi sağlıklı değil. Tabii ben kendi tecrübelerimle konuşuyorum...
'EV İŞLERİNE ALIŞIĞIM'
* Nasıl gidiyor ilk aylar? Çok iyi gidiyor. Grafik olarak bakarsak hep yukarıya doğru gidiyor.
* Evde iş bölümü nasıl? Kahvaltınızın yatağa gelmesini istiyor musunuz mesela? Öyle kurallarım yok benim. Amerika'da zaten herkes kendi işini yaptığı için evde bir şeyler yapmaya alışığım. Orada ünlüler bile kendi işini kendi yapar. Yatılı okullarda büyüdüm. 20 yaşımda ailemi terk edip Paris'te hamallık yaptım. ABD'de garsonluk yaptım, tiyatrolarda oyunculuk yaptım. Herkes baba parası yediğimi düşünür ama babamdan bir kuruş almadım. Matematiğe vurursak benim yaptığım filmler daha ağır basar.
FİGEN YANIK
|
|
|
|
|
|
|
|
|