kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Bu da tehdit!

Dün, başta Sabah, çok gazetede "Susurluk bağlantısı" manşetti.
Eğer, ülkenin en önemli kurumlarından birine hain ölümcül saldırı, ilk teşhis, yorum ve tepkilerden sonra bir de "Susurluk" lu manşet oluyorsa, başka türlü "düşünme, tartışma, sorgulama çabaları" na da ihtiyaç vardır.
Mesela en etkili, en çok satan, en büyük gazetelerden Hürriyet de dün, "Susurlukla kol kola" gibi çarpıcı bir manşetle çıkmış ve şöyle demişti:
"Danıştay saldırısının kilit ismi eski Yüzbaşı Muzaffer Tekin'in, Susurlukçu İbrahim Şahin'le fotoğrafı ortaya çıktı. Bu ilginç ilişki de mercek altında."
Bir suça, azmettirmeye, örgütlenmeye kesin delil olmasa dahi, "ilginç ilişki" idi, Hürriyet'in de üstünde durduğu.
Ancak, biliyor musunuz Bu çok etkili büyük gazetede "ilginç ilişki" koskocaman manşet olurken...
Başyazısı ve muhtemelen yazı işlerinde o manşete vize veren yönetmeninki de dahil...
Spor hariç tam 19 köşe yazısından hiç birinde, "ilginç ilişki" ye atıf yapan, tartışan, dikkat çeken yahut ne bileyim bunun manşet olmasını yanlış bulan... konu üstüne tek yazı, tek yazıda tek satır yoktu. "Mercek" le baksan da yoktu.
Bu vahimdir! Kim olduğunu, dünyaya, Ortadoğu'ya, Türkiye'ye hangi pencereden baktığını, yazdığı yayın organının kimlere ait olduğunu hiç merak etmeden, düşünmeden, en azından "ABD ve İsrail saldırganlıklarının ideologlarından" da olduğunu okura belirtmeden, sanki çok objektif otoriteymiş gibi "ABD'li yazar Michael Rubin" den alıntı yapabilen üstatlar misal, kendi gazetelerinin manşetine dahi değil, havaya bakıp ıslık çalmışlardı.
Çok vahimdir! Belki bugün öyle olmaz.


Vahimdir, çünkü eğer hukuk ve Emniyet, Meclis ve medya gerçekler için üstlerine düşeni yapamıyorsa, eksik yapıyorsa, kaçıyor, kaçınıyorsa, önyargılarına, hesaplarına, bağımlılıklarına göre pozisyon alıyorsa...
O kıvırtık pozisyoncular "Demokratik, laik sosyal hukuk devleti" veya "Bağımsız, özgür, etik, dürüst gazetecilik" diye de ahkam kesmesin.
Çünkü; evet, din, etnisite üstünde epeyce gerilim ile anti-demokratik, terörcü niyet ve eylemin de bulunduğu ülkemizde, bir de "milliyetçi-ulusalcı" iddialı "garip örgütlenmeler" sorunu, tehlikesi, tehdidi mevcut.
Bir yanında mafya ilişkileri ve renkleri de bulunabilen, bir yanında "resmi hiyerarşi" dahilinde olmasa bile, kimi "devlet uzantıları" ile ilişkileri, tuhaf para kaynakları, hücre modelleri, aynı "üst" isimlerle bir tür bağları, eski ve görevde güvenlik görevlisi kadroları ile patlayıcıları mevcut "mukavemetçi" yapılar.
Bir iddiaya göre, "Bu tür yapılarla ilişkili olanların sayısı Türkiye çapında 100 bin dolayında."
Bir başka iddia, teşvik edilen "özel güvenlik sektörü" nde, bir sürü "normal şirket" in arasında, bu tür yapıların da yasal, finansal ve silahlı kılıf bulabildiği.
Kimi eski, hatta görevli resmi güvenlik görevlisinin karıştığı bazı soygun yahut soygun girişimi dahi bu tür yapılarla ilişkilendirilebiliyor.
Diğer tehlikelerin yanı sıra, bu tür yapılanmalar da "tehlike" değil midir? Kör, sahipsiz bombalar, belki de faillerinin kendi canlarını korumak, işten sonra temizlenmemek için yakalanmayı dahi göze alabildiği cinayetler yahut faili meçhul ve adres şaşırtmalı suikastlar... Bir de böyle yapıların marifetiyse, o da "terör" değil midir?
Halisane, milliyetçi, vatanperver duygular, madalyalar, takdirnameler, övgüler; cinayetin cinayet, bombanın bomba, kurşunun kurşun, kanın kan, sabotajın sabotaj, suikastın suikast, tezgahın tezgah... hepsinin birden bir tür terör ile belki Anayasa suçu olduğu gerçeğini değiştirir mi? Neden bu tür yapılanmaların sözde fikri dayanağı olan, ama elbet her milliyetçininkine benzemeyen bir tür milliyetçilik de "tehdit kapsamı" ndan çıkarıldı acaba? Kafayı mı yedik biz?
CHP de dahil, Meclis görev başına!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Hamurun mayası   / 23-05-2006
 Andıç kuşları   / 22-05-2006
 Bir de katil var!   / 21-05-2006
 Parmak hesabı   / 19-05-2006
 Mayınlar patlarken   / 18-05-2006
 Ulus-devlet   / 17-05-2006
 Altı pasta verkaç   / 16-05-2006
 Yanılgı tarihi   / 15-05-2006
 Anlarsa analar anlar!   / 14-05-2006
 Bir düşünürsek...   / 12-05-2006
ALİ KIRCA
Kuşlara dair-5
Son bir hafta içinde yaşananlar ne anlama...
YILMAZ ÖZDİL
Lorenzo...
Bizim Lorenzo'yu çok takdir ettim...
ERGUN BABAHAN
Veli Küçük, dünya büyük
Türkiye Susurluk Olayı'nı...
MEHMET BARLAS
Siyaseti yine "ideolojik yol ayrılığı" mı çarptı?
Yahya...
BALÇİÇEK PAMİR
Dayak yemeye meraklıysanız, bari evde yiyin
İtiraf edin.
UMUR TALU
Bu da tehdit!
Dün, başta Sabah, çok gazetede...
FATİH ALTAYLI
Burada işler böyle
AKP Hatay milletvekili Fuat...
ERDAL ŞAFAK
Tehlikeli oyun
Bir savaş oyunu bu....
'Siyasiye değil adi suçluya işkence'
Af Örgütü, insan hakları raporunda Türkiye'yi işkence nedeniyle topa...
İranlı Azeriler'in karikatür öfkesi
Hz. Muhammed karikatürü krizinde binlerce kişinin gösteri yaptığı...
Koç'a aile engeli
Koç'a aile engeli
Fenerbahçe camiasının başkan olarak görmek istediği isimlerin başında...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu