| |
|
|
Çukurovalı bir kanaat önderi
Yaşar Bayboğan, Adana'nın Karaisalı ilçesinden bir çiftçinin oğlu. Babanın varlığı 7 sülaleye yeter. Ama babası "oğlum Yaşar" demiş: - Oku... Kendine, ailene, çevrene ve ülkene faydan olsun... Zira kendisine faydası olmayanın ülkeye hiç faydası olmaz. Yaşar Bayboğan da okumuş. Banka müfettişi, banka müdürü, özel sektörde genel müdür olmuş. Ardından "kolej" kurmuş, "üniversite" kurmuş. "Çiftçiliğe de" devam.
- Yaşar bey nasılsınız? - Amaaan sen de, işte geldik gidiyoruz... Ülkeye bir hayrımız dokunduysa ne mutlu. - Bunca yıl neler gördünüz, geçirdiniz? - Dünyada 2 şeyden korktum... Bir, Allah'tan... İki, kötü bürokrattan. - Bürokrat korkusu neden? - Kötü bürokrat Galata köprüsü üzerine 120 kat bina ruhsatı verir, kimse de suç unsuru bulamaz.
Yaşar Bayboğan "devirler görmüş." Menderes devri: - Büyüklerimiz derdi ki, yahu bu adam bize para kazanmayı öğretti. Demirel devri: - Yatırıma önem verdi... Yatırımsız olmuyor. Özal devri: - İhracatı öğretti... Piyasaya canlılık getirdi. Ecevit devri: - Millet dedi ki iyi adam, hoş adam ama yapamıyor. Kenan Evren devri: - Adam astı, demokrasiyi kesti ama anarşiyi önlediği için herkes Allah razı olsun dedi.
Ve Yaşar Bayboğan'ın gözünden Recep Tayyip Erdoğan devri: - Gayretin içinde... Ama kendisiyle ilgili olarak halkta spot bir ifade oluşmadı. - Neden? - Yatırım yapması lazım... İşsizliği önleyemedi... Değilse oldukça gayretli.
Yaşar Bayboğan "Çukurova'nın önde gelen kanaat önderlerinden." "Tuzu kuru." Bin dönüme yakın çiftliğinin geliri onu paşa paşa geçindirir. Ama o "baba nasihatini" unutmuyor. - Kendime ve aileme faydam oldu... Ama çevreme ve ülkeme daha çoook borcum var... Ölene kadar ödeyeceğim.
Saygı duyulacak bir Çukurovalı. Gittik, buluştuk, karpuzu ortadan yarıp bölüştük. Ve uzun uzun söyleştik.
|