| |
|
|
Yüksek politika
Sayın Yaşar Bayboğan... Halk ne diyor? - Haydi gidelim halka kendiniz sorun... Ayrancıya, kebapçıya, çiftçiye, şoföre, esnafa, tüccara... Kendiniz dinleyin.
İşe "başı kapalı kadınla" başladık. - Teyze başını neden örttün? Benim yağlığımdan sana ne?.. Senin anayın başında yağlık yok mu?.. Yasah mı? Teyze yürüdü gitti. Yaşar Bayboğan "durumu" izah etti: Buranın kadını türban nedir bilmiyor... Başörtüsünü ise tanıyor... Başörtüsüne yağlık diyor.
Sonra "erken seçim araştırması" yaptık. Biri dedi ki "millet seçim, meçim konuşmuyor... Ekmek konuşuyor." Diğeri: - Erken seçim yapılsa ne olur, yapılmasa ne olur. Üçüncüsü: - Bu işleri üst kademe konuşuyor... Bunlar yüksek politika... Bizim derdimiz, mahsul para etmiyor.
Yaşar Bayboğan bir ara kulağımıza eğildi: - Okumuş çevrelerde Cumhurbaşkanı kim olacak merakı var ama... Halk bu konuyla hiç meşgul değil. Derken, köylünün biri yanımıza yaklaştı. Yaşar Bayboğan'ı tanıdığı belli: - Yahu Yaşar efendi şu Cumhurbaşkanlığı meselesi ne olacak?.. Senin aklın erer... Bi anlativir.
"Ya siyaset?.. Partilerin durumu" konusuna girince... Yaşar Bayboğan'ın da, lokantada yemek yiyenlerin de, ayrancının da, şoförün de tepkisi şöyle oldu: - Bırak bu boş işleri Allah'ını seversen... İş tıkandı... İşsizlikten millet patlama noktasına geldi... Siyaset dediğin önce işsizliği çözsün.
|