|
|
|
|
|
|
'Gözümü kapatınca gördüğümdür aşk'
* 'Gözyaşı Çetesi'nin geçmişte yapılmış Yeşilçam filmlerinebenzediğini görüyoruz. Yılmaz Güney ve Kadir İnanır'ın bu tarzda filmleri vardı... Benzer şeyler var ama tamamen aynı diyebileceğimiz bir şey yok. Güneşin altında söylenmemiş söz zaten yok. Sözcükleri nasıl dizdiğimiz önemli. Senaristimiz de yepyeni bir şey söylüyor.
NAZIM FİLMİ BAŞLIYOR
* Nazım Hikmet'in hayatının anlatıldığı bir filmde oynayacaktınız. Bununla ilgili bir gelişme var mı? Üçüncü yılına girdi. Ama sonunda filmi yapabilme bahtına erişiyoruz. Büyük desteklerle başlamıyor film. Nazım Hikmet dendiği zaman bir ürperti var. Kolay değil tabii, darbeler ülkesiyiz. Ya da demokratik bir ülkede yaşıyoruz desek de, başımıza gelenleri biliyoruz. Onun için mesafeli durulan bir film oldu. Ama herkes görecek ki Nazım Hikmet bu toprağın, bu coğrafyanın insanı ve bizim şairimiz. Umuyoruz onun yaşamına yakışır bir şekilde, onun yürek atışıyla, o nabızla bir film çekeceğiz. Ağustosun 28'inde çekimlere başlıyoruz. Sanıyorum sezon içerisinde, yılbaşından sonra vizyona girecek.
* Kimler olacak filmde? Nazım Hikmet'i ben oynuyorum. Dolunay Soysert Piraye'yi oynuyor. Özge Özberk de Münevver'i oynuyor. Başlangıç olarak bu isimleri söyleyebilirim.
* Dizide bir de aşk yaşanacak yanılmıyorsam... Ayrı dünyaların insanları tatlı bir tesadüfle karşılaşacaklar. Ama hayat Cevahir ile Deniz'e başka türlü duygular gösterecek. Cevahir mecazi anlamda ayık gezmeyen bir adam. Cevahir, Deniz'in hayatına girmesi ile artık ayık olmayı tercih edecektir.
* Geçmişte ya da yakında sizi de ayık kalmaya iten biri oldu mu? İlk görüşte aşkı tanımlayamam. Bu benim yavaşlığımdan kaynaklanıyor galiba. Hep söylerim, gözümü kapatıp hissettiğimdir beni yaşatan. Eğer gözümü kapadığımda gördüğüm bir şeyse peşinden koşarım. Karşımda durduğu için gördüğüm bir şeyse gözümü kapamaya çalışırım.
* Yakın zamanda böyle bir şey oldu mu peki? Hayat bunlarla örülü... İlla sevgililiği gerektiren bir durum da değil söylediğim. İnsan her şeye vurulabilir. Her şey onu etkileyebilir. Yoldaki dilenciye bile vurulabilir. Ben de hayattan küçük sadakalarımı toplamaya çalışıyorum. Kendimi hayata avuç açan biri olarak görüyorum. Bu avuç açmak dilenme anlamında değil. Daha nelere ve daha ne kadar çok dokunabilirim diye. Onun için de sevgiyi, yüzeyi olan her şeye dokunabilmek olarak görüyorum. Sadece gönül ilişkisi olarak görmüyorum.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|