'Sex and the City' yeni fertlerini sunar!
Önce 40'larındaki üç kadına; işlerinde başarılı, güçlü, paralı, güzel, zeki ve seksi üç kadına bir göz atalım: "Tamam, belki 'aşık olmak' biraz abartılı bir kelime olabilir, diye düşündü Victory. Ama 'aşık olmanın' başlangıcı olabilirdi bu. Bir erkekten hoşlandığınızı fark ettiğiniz anda hissettiğiniz o sıcak, baş döndürücü, yumuşak duygular vardır ya hani, idare eder ya da idare ederken de iyi diye düşünür, sıradan olmadığını zannedersiniz ya hani..."
"Cinselliğin getirdiği; aidiyet diye bir kavram var, diye düşündü Nico O'Neilly. Cinsel yaşamın sana aitse, bütün dünya da sana aitti. Ya da en azından sen öyle hissediyordun. Son altı haftadır, yani Kirby ile 'kirli ilişkisine' başladığından beri dünyanın en tepesine çıkmıştı. Yürüyüşü enerjikti, yorumları keskin..."
"Kırk üçüncü gün, kesin olmak gerekirse; Shane mükemmel aile hayatını mahvettiğinden beri tam kırk üç gün beş saat geçmişti. Uğursuz, karanlık bir utanç dalgası bedeninden yukarı tırmandı ve boynuna dolandı. Wendy gözlerini sımsıkı yumdu, dişlerini kenetledi. Bir yığın boşanmış insan tanıyordu ama kimse bunun gerçekte nasıl bir duygu olduğundan söz etmiyordu..."
Victory Ford, Nico O'Neilly ve Wendy Healy, orijinal ismi 'Lipstick Jungle' olan 'Ruj Ormanı' isimli kitabın üç  'özel' karakteri... Onlar 'Seks and The City' dizisinin yazarı Candace Bushnell'in Amerika'da kısa sürede bestseller olan kitabının muhteşem kadınları... Büyükşehirde yaşayan, kariyer yapan, başarısızlığı asla kabul etmeyen, iş hayatında erkeklerin yanından geçtikten sonra şöyle bir el sallamayı ihmal etmeyen, konu aşk ve seks olduğunda da özgürlüklerini sonuna kadar yaşamanın kendilerini daha güçlü kıldığını damarlarında hisseden kadınların zevkle okuyacakları bir kitap bu. Erkekler mi? 'Bu' kadınların kendileri hakkında ne düşündüğünü bilmek istiyorlarsa çekinmesinler, okusunlar... İnanın öğrenecekleri hâlâ bitmedi! Ama... 'Ruj Ormanı'nı henüz 'bu' yolun başında olan genç kadınlara hararetle tavsiye ederim. Çünkü kitap sadece bir 'deniz kenarı' romanı olmanın ötesine çıkıyor; altı çizilmesi gereken 'hayati' öğütleri de barındırıyor. Bakınız; 'Kadınsan iş hayatında asla öfkelenme!' öğüdü: "...Bir kadınsanız, öfke nöbeti pek işinize yaramazdı. Eğer son gösterisinin ardından gördüğü iğrenç muameleden ötürü ne kadar kırılmış, sinirlenmiş ve üzgün olduğunu insanlara belli etseydi, adı biçare ve eziğe çıkardı. Sadece kaybedenler başarısızlık ve şanssızlıklarından şikayet ederdi, sadece kaybedenler kendileri dışında herkesi ve her şeyi suçlamayı seçerdi..." Bilmem yeterince açık mı?.. 'Ruj Ormanı' bu yaz pek çok güzel kitap yayımlayan Artemis Yayınları'ndan çıktı.
|
