kapat
   
09 Eylül 2006 Cumartesi
 
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
SMS:
MB yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 

Geçiş dönemlerinde haritalar bile değişir...

Aynı anda birden fazla konuyla ilgilenmek tabii ki kolay değil. Örneğin ABD'nin eski başkanlarından Gerald Ford'un, yürürken konuşunca düştüğü söylenip, alaya alınırdı. Hatta Ford'un doğum kontrolü için çiklet çiğnediği söylenirdi.
Kamuoyu için de "Tek konulu" olmak kolay bir seçenek.
Nasrettin Hoca gibi "Dünyanın merkezi eşeğimin sol arka ayağının bastığı noktadır" dersiniz. Bunu gülerek karşılayanlara da "İnanmıyorsan ölç" diye rest çekersiniz, olur biter.
Bir gerçek var... Dünyada ne olursa, şu ya da bu şekilde mutlaka Türkiye'de de yansımaları görülüyor. Mesela 11 Eylül 2001'de ABD'yi vuran El Kaide terörü, Türkiye'yi de çeşitli açılardan etkilemedi mi? En azından Irak'a ABD müdahalesi ertesinde oluşan yeni tablonun sonuçlarını hissetmiyor muyuz? Yahut, Sovyetler Birliği çöküp dağılınca ve ortaya eskiden " Sovyet vatandaşı " olarak bilinen, alt kimlik olarak pek önemsenmeyen sayısız milliyet çıkınca, bundan biz de etkilenmedik mi? " Siyasal İslam "ın yükselişinin kurulu düzenleri sarsması olayı, sadece Türkiye'ye özgü bir durum mu? Bu tür süreçlere genellikle " Geçiş dönemi " denir. Böyle dönemlerde bazıları önceden görülebilen, bazıları ise hiç kestirilemeyen sonuçlarla karşılaşılır. Haritalar değişir, yok olan dengelerin yerine yenileri kurulur.
"Değişim"in yansımalarını öngören ve buna karşı uluslarını hazırlıklı tutan politikacılar, bu dönemlerde "Devlet adamı" rütbesini elde eder. Böyle dönemlerde saplantılarından ve önyargılarından arınmayı başarıp, toplumlarının düşünce ufuklarını açabilen aydınlar da, ileride hayırla ve saygıyla hatırlanır.
Şu anda böyle bir dönemin tam ortasındayız.
Böyle dönemlerde eski anlayışlarla ve kemikleşmiş sloganlarla ona buna kızıp, tepkiler üzerinden politika oluşturmak pek akıl karı değildir. Bu dönemde içe kapanmak veya Türkiye'nin bölgedeki ve dünyadaki ağırlığını abartarak değerlendirip, her gelişmede kendini bir taraf olarak görmek de yanlıştır.
Örneğin ABD bir gün İran'a saldıracaksa, bunu Türkiye önleyemez. Geçmişte İran'da Şah rejimi devrilip yerine Humeyni gelirken de, bunu Türkiye önleyemedi. Tıpkı daha önce Irak'ta Krallık sona erip yerine Baas'ın darbecileri gelirken de bunu Türkiye'nin önleyemediği gibi.
İran'daki İmam Humeyni darbesinden bir yıl sonra Türkiye'de 12 Eylül askeri müdahalesinin, Irak'taki General Kasım darbesinden iki yıl sonra Türkiye'de 27 Mayıs askeri müdahalesinin olması da, bu tarih yakınlıkları açısından hiç değerlendirilmedi.
John Reed " Dünyayı Sarsan 10 Gün " kitabında, St. Petersburg'un bir semtinde Sovyet İhtilali olurken, diğer semtlerde insanların yaşanan olayın çapının farkında olmadan tiyatroya gittiklerini, lokantaları doldurduklarını anlatır.

OLAYIN
ÇAPI
Şu anda Ortadoğu'daki statüko deprem geçirmekte. Irak'ın bütünlüğü uçurumun kenarında gibi... Ortadoğu'da yeni dengenin " Sünni-Şii " eksenli mi olacağı tartışılıyor. ABD'nin İran'a " Zecri tedbirler " uygulamaması için, başta Rusya ve Almanya olmak üzere Çin, Hindistan gibi ülkeler de tüm diplomatik güçlerini devreye sokmuş durumda.
Yani olayın çapı, Türkiye'de AK Parti'nin politikalarının ak ve kara düzeyinde tartışılmasının çok ötesinde boyutlar içeriyor.
Ayrıca içeride de içine gireceğimiz yıl hem Cumhurbaşkanı seçilecek, hem de bir genel seçim yapılacak.
Bu dönemi kamplaşmalara kapılmadan ve dış politikada tepkilere değil akla ve hesaba dayalı çizgiyi koruyarak, sağlık ve istikrar içinde geçirmeyi başarmak zorundayız.
Türkiye dünyanın merkezi olmasa da Ortadoğu'nun tam orta yerinde.
Öfkelerimiz ve tepkilerimiz kadar, çıkarlarımız, aklımız ve artık sahip olmamız gereken demokratik uzlaşma kültürümüz de her an devrede bulunmalıdır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Dünü bilerek bugünü yaşamak neyi değiştirir ki?   / 08-09-2006
 Halk eğilimi karar almak için tek veri midir?   / 07-09-2006
 Siyasetçiler diğer insanlara pek benzemez...   / 06-09-2006
 Bekâr erkeği bekleyen sorun yalnızlık değil midir?   / 05-09-2006
 Ak ve kara üzerinden siyaset iktidarı da yozlaştırır...   / 04-09-2006
 Kararsızlık da özünde bir karar olabilir mi?   / 03-09-2006
 Siyaset riskleri taşıyabilmek mesleğidir de...   / 02-09-2006
 Bilgisizlik ancak safsata ile örtülebilir   / 01-09-2006
 İletişim çağında dünyadan kopmanın dramı..   / 31-08-2006
 Dünyada tek başına para mutluluk getirir   / 30-08-2006
YILMAZ ÖZDİL
9 Eylül...
Şansımız varmış... Birkaç kıta gezdik.
MEHMET BARLAS
Geçiş dönemlerinde haritalar bile değişir...
Aynı anda...
FATİH ALTAYLI
Mehmet Yakup Yılmaz'a
Aydın Doğan'ın mektubundan bir...
ERDAL ŞAFAK
Güven ve umut
CHP bugün kuruluşunun,...
MEHMET ALTAN
Açık yara...
Dün Bizim Sabah gazetesinin manşetinde...
'Nazi' askerlere kışla baskını
Belçika polisi, terör saldırılarıyla ülkeyi kana bulamayı planlayan...
ABD'ye Adanalı bölge yargıcı geliyor
Başkan Bush, Mississippi eyaleti Gulfport bölgesine başarılı avukat...
Ben geldim kriz bitti
Ben geldim kriz bitti
Galatasaray'ın yeni transferi Junichi İnamoto, gelişiyle birlikte...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu