|
|
İsmailağa Cami suikastı
Uzaktan izlediğim kadarıyla İsmailağa suikastı yeni bir krizin ilk işaret fişeği olarak görülüyor. Bu gidişle Sauna Çetesi'nden Şemdinli'ye kadar bir çok karanlık ilişki bu cemaatin üzerine kalırsa şaşırmayın. İnternetten izlediğim kadarıyla İsmailağa Cami'ndeki cinayet, Kennedy suikastıyla benzerlikler taşıyor. Geçmişi karanlık ilişkilerle örülü bir katil var ve katil hemen susturuluyor. FBI, Kennedy suikastını aydınlatmak istememişti, aynı eğilim İstanbul polisinde de görülüyor. Emniyet müdürü cinayeti örtbas edici bir tavır içinde. Dünyanın hangi ülkesinde bir emniyet müdürü cinayete kurban gittiği açıkça ortada olan birinin kafasını minbere vurarak intihar ettiğini açıklama cesareti gösterebilir sorgulanmıyor. Emniyet Müdürü Cerrah, bu açıklamasıyla katil zanlısını öldüren ve cemaat üyesi olan kişileri mi korumaya çalıştı, yoksa korumaya çalıştığı başka kimseler var mı, sorulmuyor. Polis teşkilatının tepesinin bir cinayeti örtbas etmeye çalıştığı bir kentte güvenliğin ne kadar sağlam olacağı da sorgulanmıyor. Dahası, bir çete bağlantısıyla ilgili olarak geçen sene yakalanan bir şahsın bu tarikata mensup kimi kişilerle ilgili iddiaları ne polis, ne yargı sistemi tarafından araştırılmaya değer görülmüyor. Sonuçta da komplo teorileri alıp başını gidiyor. İşin garibi, Ankara'dan kimse de ağzını açıp bir söz söyleme zahmetine girmiyor.
|