|
|
Türk-Yunan psikolojik savaşı
Show TV'deki Türk-Yunan Survivor yarışmasını izlerken bizim çocukların ince taktiğine "Pes" dedim. Eğer izledilerse, eminim Psikolojik Harp Dairesi'nin komutanları da hayret etmişlerdir. Efendim, bu hafta ödül yarışmasını kazanan takımın bir erkek ve kadın üyesi, rakip takımdan seçecekleri partnerleriyle birlikte lüks otelde konaklayacaklardı. Yarışmayı Türk takımı kazandı. Onur ile Aytuğ, Yunan adasına gidip, şanslı partnerlerini seçeceklerdi. Yunan takımının dünya güzeli yarışmacısı Nadya zaten "garanti" gibiydi. Bizim Onur daha ilk günden ona sevdalanmıştı. Bu arada Yunan kampında Nadya ile birlikte takımın iki yakışıklısı hazırlık yapıyorlardı, "Aytuğ nasılsa bizi seçecek" diye... Onur beklendiği gibi Nadya'yı tercih etti. Ama bizim kız Aytuğ'un ağzından çıkan "Yannis" ismi adada büyük bir şok dalgası yarattı. Zira koca göbekli Yannis, onca zıpkın gibi delikanlının arasında şansı en az olan isimdi. Aytuğ'un seçimine Yannis de uzun süre inanamadı. Sonradan öğrendik ki, Yannis'in seçilmesi, Türk takımının önceden belirlediği bir "grup kararı" imiş. Maksat, bir gün sonra yapılacak dokunulmazlık yarışması öncesinde yakışıklı Yunan gençlerinin moralini bozmak, Yannis'i ise havaya sokup, tüm konsantrasyonunu yerle bir etmekmiş. Ayrıca Yunan ekibine "Sizden gelin alırız ama gelin vermeyiz" mesajını vermekmiş. Peh, peh, peh!... Dedim ya bu kadar detaylı bir plan, Psikolojik Harp Dairesi komutanlarına bile parmak ısırtır. Ancak otelde Nadya ile rüya gibi bir gece yaşayan ve gönlünü iyice kaptıran Onur'un mutluluğu sadece 24 saat sürdü. Zira dokunulmazlık yarışını kaybeden Türk takımı, elenecek kişi olarak onu seçti. Belli ki, savaşta aşka ve onun getireceği zaaflara yer yoktu!.. Bu arada Yunan takımının Türkler'e karşı duyduğu kin ve nefretin nedeni de anlaşıldı. Aytuğ, Nadya ile sohbetinde önemli bilgilere ulaştı. Nadya, üniversite sıralarında tüm Yunan gençlerine Türkler'den nefret edilmesi gerektiğinin öğretildiğini itiraf etti. Aytuğ'un arkadaşlarına aktardığına göre Nadya şöyle demişti: "Üniversiteden mezun olduğumuzda boğazlayacak Türk arıyor hale gelmiştik..." Bizim ders kitaplarında ise Yunanlılar en fazla, "İzmir'- den denize dökülen zavallılar" ya da "Onca kalabalık ordularına ve sayısız toplarına tüfeklerine rağmen her muharebeyi kaybeden yeteneksizler" olarak resmedilir. Görünen o ki, iki ülke arasında dostluk sağlanacaksa, işe "Yunan müfredatından" başlamak gerekiyor. İşin tuhafı, Survivor'ın yayınlandığı saatlerde Türkiye ile Yunanistan farklı kanallarda bir başka "hayatta kalma" yarışını sürdürüyordu. Avrupa Şampiyonası elemelerinde Türkiye, Macaristan'ı, Yunanistan ise Norveç'i tek golle geçip, haftayı "dokunulmazlıkla" tamamlıyorlardı. Futbol Survivor'ın galibi olarak gruptan el ele çıksalar ne güzel olurdu...
|