|
|
Bak şu konuşana!
Konut sektöründeki patlama, inşaat şirketlerini medya için en büyük reklamveren durumuna getirdi... Buraya kadar her şey iyi ve güzel... Ancak bir de zurnanın 'zırt' dediği yer var. Sayısı çok az da olsa bu şirketlerden bazılarının kamu ile akçeli işleri var. 'Kolaylıkla' iş alıyorlar, dahası belediyeler bunların konut yaptığı alanlara sizin-bizim kesemizden kavşaklar, bağlantı yolları yapıyor... Üstelik bu yapılan işlerde bazı koruma ve kollama olayları da oluyor. Medya ve özellikle de gazeteler bu durumda ne yapacaklar? Aslında 'ne yapacaklar' diye yazmak abes. Sabah Gazetesi bu konuda ne yapılması gerektiğini manşetleriyle gösteriyor, hepsini haber yapıyor. Zaten gazetecilerin görevi kamu yararını savunmaktır. Bazıları ise bunu yapamıyor. Reklam kaygılarıyla görmezden geldikleri gibi, bazen de patronlarının bu şirketlerle bazı işlerdeki ortaklığını da otosansür nedeni olarak algılıyorlar. Bu konuda eski ya da yeni tüm gazete yöneticilerinin bin düşünüp bir konuşmaları gerekir. Son konuşması gerekenlerin, ilk konuşan olması ise sadece 'yüzsüzlüğe' delalettir...
|