|
|
Kan yerine mürekkep
CUMA günü sevgili Emre Aköz'ün Sabah'taki yazısını ilgiyle okudum. Aköz, okurlarından 10 kelimeyi aşmayacak öyküler göndermelerini istemiş. Gelen öyküleri de köşesinde kritik etmiş. Sonuncu öykü şöyleydi: "Kız, 'Baba bu tecavüz olayında benim suçum ne?' dedi. Vuruldu..." Aköz, öyküyü şöyle değerlendirmiş: Fikir gayet iyi, ancak üzerinde biraz çalışmak gerek. Aklıma şöyle bir şey geldi mesela: "Tecavüz eden senin yeğenin; niye onu değil de beni öldürüyorsun baba?.." Aköz yazısı için "Duyarlı ama tembel" başlığını seçmiş. Son dönemin, entelektüel birikimini en iyi kelimelere döken yazarını eleştirmek tabii ki haddim değil. Ama son yorumu bence biraz aceleye gelmiş. Zira işin "duyarlılık" kısmı sanki ihmal edilmiş gibi. "Niye onu değil de beni öldürüyorsun?" cümlesinden, tecavüz suçunun karşılığının mutlak ölüm olması gibi kabul edilemez bir sonuç çıkıyor. Eminim ki "kanı kanla yıkamak" Emre Aköz'ün yaşam görüşüyle taban tabana zıt bir düşünce. Kalemi sürçmüş olmalı... Aköz'ün kampanyasına benden de 10 kelimelik bir öykü katkısı: "Aydınların bile gözüne kan sıçramış. Töre'nin vurduğu vücutlardan mürekkep de akarmış!.."
|