Yerli parasını getirmek yetmez, asıl Türkiye'de tutmanın yolu önemli
Bu yılın 10 ayında 28 milyar dolarlık cari açığa karşılık 36.5 milyar dolarlık finansman sağlanmış. Bu finansmanın 15.8 milyar dolarlık kısmı doğrudan yabancı sermaye yatırımıyla gerçekleşmiş. Bir kaç yıl öncesine kadar söylendiğinde inanılmayacak rakamlar bunlar. Dış açık da, dışarıdan gelen para da, doğrudan yabancı sermaye yatırımı da son bir iki yılda tam bir patlama yapmış. Gelen paranın fazlalığından dolayı döviz kurları düşüyor. İç ve dış koşulların çakışmasıyla Türkiye hiç ummadığı kadar dış açık verip, yine hiç ummmadığı kadar dışardan kaynak buluyor. Bir yandan açık verip diğer yandan döviz bolluğu içinde yüzüyor.
- 82 milyar Euro - İşte böyle bir ortamda Yabancı Sermaye Koordinasyon Derneği (YASED) Başkanı Şaban Erdikler, Dünya Gazetesi'nde yer alan söyleşisinde yurtdışında miktarı 82 milyar Euro'yu bulan yerli sermayenin Türkiye'ye çekilmesi için adım atılmasını istedi. Ne tezat ve ilginç bir durum. Görünürde, yabancılar hem portföy hem de doğrudan olmak üzere Türkiye'ye oluk oluk para akıtıyorlar ve buradan para kazanıyorlar. Yerliler servet ve sermayelerini büyük ihtimalle geçmişte yurtdışına çıkarmış. Bunun miktarı da 82 milyar Euro (1.30 parite üzerinden 106 milyar dolar ediyor) olarak belirtiliyor. 80-100 milyar gibi düz rakamlar olmadığından demek ki kesinliğe yakın bir hesaplama söz konusu. Yerlilere ait böyle bir kaynak yurtdışında var. Yukarıda görünürde kelimesini kullandık. Çünkü Türkiye'ye yatırım yapanların arkasında bazı yerlilerin olabileceği ihtimali de var. Hatta sağlanan bazı dış krediler için, yurtdışındaki bu paraların teminat gösterildiğini, özel sektöre ait dış borçların ciddi bir bölümünün yine yerlinin yerliye borcu olduğunu biliyoruz. Yani bu para Türkiye'ye hiç uğramıyor değil, en azından bir bölümü dolaylı biçimde geliyor ve gidiyor.
- Sıcak paradan farkı - Sayın Erdikler, mali milat benzeri bir uygulama yani afla bu paranın kalıcı biçimde Türkiye'ye çekilmesini istiyor. Buradaki kalıcı kelimesi benim çıkarımıma ait. Yani herhalde kalıcı şekilde çekilmesini istiyor. Yoksa nasıl olsa sermaye hareketleri serbest, 10 milyarlarca dolar bir afla gelir ama ardından siyasi kavgayla, yeni bir vergi haberiyle 10 milyarlarca dolar yine dışarı çıkar. Böyle bir gelgit hereketini kastetmiyor olsa gerek. Çünkü öyle olursa, bu paranın yararı da Türkiye'ye gelen sıcak paranın ötesine geçmez. Affı da boşuna yaparız.
- Sorumlusu kim? - Yurtdışındaki bu para bir günde dışarıya çıkmadı. İkinci Dünya Savaşı sırasında uygulamaya koyduğumuz Varlık Vergisi'nden bu yana bu kanama sürüyor. Karmaşık ve sürekli değiştirilen bir vergi düzeni, servet düşmanlığına varacak uygulama ve teşhirler, sermaye birikimine uygun olmayan bir ortam, yaygın kayıtdışılık yurtiçi birikimlerin yurtdışına çıkarılmasıyla sonuçlanıyor. Burada parasını dışarıya çıkaranlar kadar, hatta onlardan daha fazla, buna yol açan siyasetçiler ve bürokratlar da sorumlu.
- Yerli sermayeyi geliştirme - Geçmiş istikrarsızlık dönemleri Türkiye'de sadece yatırım, üretim ve iş yapma ortamını bozmadı, servet yapma, bunu sermayeye dönüştürme, sermayeyi büyütme sürecini de bozdu. Sermayemiz kıt ve yatırımlarımızın az olmasının en önemli nedenlerinden biri de bu. Eğer reel faizin yüksek, siyasi ve ekonomik istikrarın nisbeten sağlandığı, iç ve dış konjonktürün böylesine uygun olduğu bir dönemde dahi dışarıya çıkan yerli para geri dönmüyorsa, ne zaman dönecek? AB'ye tam üye olduğumuzda dönebilir. Ama bizim sermayeye ve yatırımlara ihtiyacımız asıl şimdi var. O zaman bir an önce, yatırım ve üretim ortamı düzeltilirken yerli sermayeyi geliştirme ve parayı Türkiye'de tutmanın uygun ortamını da yaratmak zorunlu hale geldi.
- Sonuç - " Yaptıklarımız bizi oluşturur, biz de yaptıklarımızı" George Eliot
|