| |
|
|
Emre niye telaşlandı ki?..
"Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım askerlik yaptı mı, yapmadı mı?.. Yaptıysa ne zaman, nerde?.. Yapmadı ise, neden?." Geçen yıl temmuz ayından beri sorulmaya başlanan ve benim artık ısrarla yinelediğim soruyu Aziz Yıldırım geçen bir hafta içinde gene yanıtlamadı. Ciheti askeriye "Özel hayata girer" diye kendini bu işten güya sıyırdı, onlardan ses çıkmazken.. Ses gelen tek yer, Aziz Yıldırım'ın gönüllü avukatlığına soyunan sevgili Emre kardeşimin köşesi oldu. Nasıl pürtelaş Emre.. Özetle diyor ki.. "Aziz Yıldırım askerlik yapmış yapmamış kime ne" diyor.. "Bunların amacı (Yani benim) Aziz Yıldırım'ı yıpratmak.. Aziz Bey büyük başkan. Fenerbahçe'de harika işler yapıyor. Galatasaraylılar da kıskanıyor.." Gerçi pazar günü Nuran Yıldız ona çok iyi bir yanıt verdi, "Ne demek kime ne" diyerek.. Askerlik ve vatan sözcükleri arasındaki bağın altını çizip, " Bu ülkede iş ve kız isteyenlere ilk sorulan şey, askerliktir" diye izah ederek.. Anadolu, askerliğini yapmayanın adamlığının tamamlandığına inanmaz çünkü.. Beni Hıncal yapan öğretiler üçtür.. Ailem.. Siyasal Bilgilerle biten okullarım ve askerliğim.. Askerliği, oradaki görgü ve bilgilerimi çıkarın hayatımdan, çok eksik kalırdım. Bunları geçiyorum.. Sevgili Emre.. Diyelim 20 yaşında oğullarımız var. Seninki askere gidiyor ve hemen her hafta birilerinin şehit düştüğü illerden birine çekiyor kurayı.. Ailecek çalan her kapıdan, telefon zilinden ürkerek yaşıyorsunuz.. Benim oğlumsa mesela, "Sağ ayağı soldan 2 santim kısa" diye çürük raporu almış, İstanbul'da işinin başında keyif çatıyor.. "Kime ne" der misin?.. Diyebilir misin?. Sevgili Emre, Aziz Yıldırım'ın askerliği, boğazına kadar batağa saplandı, geçen temmuzda Fenerbahçe Başkanlığından apar topar istifa edip kapağı Avrupa'ya atalı ve kulübü en kritik dönemde, yetkisiz, sorumsuz ve uzaktan kumanda ile yönetmeğe başlayalı beri.. Ben yazdım ki, "İstifa falan palavra. Fener şampiyonluğu kaybetti. En yakını kalemler bile ağır eleştirilere başladılar. Onları susturmak için kaçtı. Ortalık yatışınca döner.." Fenerbahçe'nin içinden arandım defalarca.. "Hayır, sebep o değil. Aziz Yıldırım'ın yapmadığı askerliği ile ilgili bir takım belgeler, çok ünlü bir televizyon gazetecisinin elinde. Yayınlanırsa kıyamet kopar. Başkan ondan kaçtı." Bilmem.. Bilemem.. Ama Aziz Yıldırım iki sene evvelki oyununu tekrarladı, ortalık yatışınca geri döndü. Ne var ki, askerlik dedikoduları o kadar yoğunlaşmıştı ki, gazete sütunlarına aksetti. Birkaç köşede soruldu.. Aziz Yıldırım yanıt vermedi, sustu.. O zaman ciddi ciddi merak ettim, niye cevap vermediğini.. Yahu bu ülkede yasalar var. Bu yasalar, askerlik hizmetinden muaf kalmanın şekillerini açık seçik anlatmış. Sen bu yasaların içinde kalmışsan, niye çekinesin "Efendim ben şu hastanenin şu raporu ile çürüğe çıktım" demekten. Bunca dedikodu ile yaşamak daha mı güzel?. Tuttum ben de sordum.. Yanıt yok.. Bir daha sordum. Yanıt yok.. Hala yanıt yok.. Aziz Yıldırım'ın askerlerle çok özel ilişkileri, durumu daha da meraklı yapıyor.. Yıldırım, askeriyeye iş yapan ve büyük paralar kazanan bir ailenin bireyi. Kendisi de NATO müteahhidi.. Ayrıca orduya silah satan bir tüccar.. Vergi listelerinde adı yok, ama Fenerbahçe'ye 48 milyon dolar bağışta bulunduğu haberleri yayıldığına göre, bayağı iyi kazanıyor olmalı.. Aslında bunu, karısına 24 bin liralık çanta aldı diye, bu ülkenin hem de vergi rekortmenlerinin peşine düşen Maliye de merak etmeli ya.. Şimdi ordu ile yıllardan beri bu kadar içli dışlı, bugünün Genel Kurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı ile televizyon ekranlarında tribün şovları yapacak kadar yakın birinin "Askerlik" işi üzerinde hiç ama hiç gölge olmamalı değil mi, Emre kardeşim.. O zaman niye açıklama yapılmaz?.. Niye Aziz Yıldırım susar, ısrarla?.. Bir çekincesi mi var.. Niye sen "Yanıt ver, kurtul Aziz Bey" diyeceğine beni susturma telaşı içine girersin?.
Bu arada, haber de patladı.. Bir sahte rapor çetesi daha ele geçmiş, askerlik sıyırtan. "Daha" diyorum, çünkü geçmişte de var, böyle davalar, gazete manşetlerinden hatırlıyoruz.. Yakalananlar manşet oluyor. Çünkü vatan görevinden sahte raporla sıyırmak çok ağır bir ahlak suçu.. Büyük haber.. Yakalanmayanlar da vardır, elbet.. Al sana bir mide bulandıran sinek daha.. Böylesi bir ortamda alnı açık bir vatandaş niye hala susar, niye benim gibi kötü niyetlilerin ağzını kapamaz da, onlara malzeme olmaya devam eder, söyler misin, Emre kardeşim.. Telaşa kapılmadan.. Paniklemeden.. Susturmaya çabalamadan.. Nuran sana ne diyordu Pazar günü.. "Türkiye'nin üç büyük kulübünden birinin başkanı askerlik açısından sorgulanıyorsa, başkanın bu imajı tamir edecek açıklamalar yapması gerekli. Yapmadıysa, neden yapmadığını açıklaması kadar doğal ne olabilir?. Bu açıklamayı da en çok, kulübü o başkana emanet eden kendi camiası istemeli.." Kendi camiası istemeli Emre.. Yani benden fazla sen istemelisin bir sağlam Fenerbahçeli olarak!. Yazsana "Hadi başkan açıkla da, sustur şu Hıncal'ı" diye de görelim hele bir.
Yazıyı bitirdikten sonra Türkiye'de Galatasaraylı değil, yarım asırlık fevkalade sağlam bir Fenerbahçe anıtı Kemal Belgin'i okudum. "Emre Aköz bunu mutlaka oku" diye başlık atmış. Sevgili Emre mutlaka okuyasın diye buraya da alıyorum.. "Sabah'ın, sık sık futbola giren köşe yazarı Emre Aköz, geçen hafta demiş ki, 'Evet, ne olmuş yani.. Aziz Yıldırım askerliğini yapmadı.. Bu ülkede askerliğini yapmayan çok kişi var...' Doğru... Çürüğe çıkmış tonla vatandaş var. Ama çürüğe çıkmanın bir doğru yolu vardır. Emre Bey kardeşim; sana tavsiyem, sen Başkanının o yoldan mı çürüğe çıktığını bir araştır, sonra ilkeli dürüst bir yazarsan, sonucu da yaz e mi?"
|