Hafta başında ülkemiz ekonomisi, istihdam ve üretimi yakından ilgilendiren Dahilde İşleme Rejimini üretim, istihdam ve Maliye Bakanlığımızın dikkatini çektiği üzere vergi boyutu ile gündeme getirmiştim. Aldığım bazı reaksiyonları da köşeme aktardım. Ancak, konunun sahibi Bakan Tüzmen ve ömürboyutoplantılarda! Olduğu için geri dönme fırsatı bulamayan DışTicaretMüsteşarıTuncerBey efendiden hiç bir soruma cevap veya reaksiyon gelmedi. Gelebileceğini de sanmıyorum. Gelecek olursa, görüşlerini de en azından kamu oyunun bilgilenmesi ve eğer var ise yanlış anlaşılmaların giderilmesi için köşemde yer vermek isterim. İfade ettiğim gibi ilgili ve yetkili kimselerden herhangi bir bilgi gelmedi bu defa ben inceleme ihtiyacı hissettim. Bizim dışımızda gelişmiş ülkelerde veya uyum süreci için gayret ettiğimiz AB ülkelerinde Dahilde İşleme Rejimi nin konumu ve yeri nedir ne şekilde uygulanıyor diye.
Vergikaybı İlk karşılaştığım önemli bulgu gerçekten çok çarpıcı idi. İncelediğim hiç bir ülkede dahilde işleme rejimi uygulaması toplam ihracat değerinin % 10 una ulaşmıyor hele % 15'in üzerinde hiç bir kayda rastlamadım. Ülkemizde mevcut uygulamada bu oran nedir? mutlaka yetkilileri bir oran ifade etmek isteyecektir..!! Ayrıca bizdekigibiKatmaDeğerVergisikaybıveyaneolduğunubirtürlütamanlayamadığım%25'lereulaşanfireoranıdiyebiroranahiçrastlamadım . Eğer ben çok yanılmıyor isem bizdeki uygulamada yerli üretici ve yerli üretimini değerlendiren ihracatçıya zaten peşinen en az % 20 seviyesinde avantajlı olan dahilde işleme belgesi veriliyor. Esasen ülkeye bir katma değer de sağlamayan ithalatçı, bu avantajına rağmen, ilaveten ifade ettiğim gibi % 25'lere ulaşan fire oranı gibi garip bir uygulamadan da yararlanıyor. Bir başka ifade ile bu şu anlama geliyor. Elde ettiği fire oranında katma değer vergisi ve diğer vergilerden muaf olduğu gibi ithal ettiği ürünün değerinin bu kadarını hem yurt içinde bırakıyor ve hem de taahhüt ettiği ihracat değerinden bu oranda düşüyor . Biraz karışık gibi ama özeti ülkenin kaybı daha ithalat aşamasında ödemesi gereken KDV oranının iki katına çıkıyor. Kısa özeti bu.
Otomotivsektörü Geliştiğiniiddiaettiğimizveparlaksektörümüzolanyaklaşıkihracat1415Milyar$seviyesinegeldiğinibelirttiğimizotomotivsektöründebenmerakediyorum . Söylenenlere de bu denli itibar etmek istemiyorum ama, bu ihracat için yapılan ithalatın 1213 Milyar $'ın altına düşmediği ifade ediliyor. Tabi bu durumda muhtemelen Gelir İdaresi Başkanımızın aklına gelen sorular hemen benim de aklıma geliyor. Yani bu kadar miktar ithalatımız KDV ve diğer vergilerden muaf olarak mı yapılıyor? Böyle ise katma değer vergisini peşinen ödeyen yerli sanayicimizin günahı ne? Biz niye hep kendi üreticimiz ve kendi istihdamımıza eziyet ediyoruz. Bukonularıaçıklayıpaydınlığakavuşturmadığımızsüreceihracatartışımızınneyedayandığınıveülkemizenekadarkatmadeğersağladığınıfarkedemeyiz. Sanayiinin gelişmesi, sanayi ürünleri ve otomotiv ihracatımızın artması çok sevindirici ve ülke ekonomisi açısından çok önemlidir. Ancak bunun ne anlama geldiği ve kayıplarımızın neler olduğunu ülkemizdeki otomotivyansanayiininnedenbeklenenşekildegelişmediğini, sürekli kapanma, iştençıkarmalarınbusektördenedenyaşandığını anlayamayız anlatamayız da. Türkiye de ki otomotiv yan sanayi DİR rejimi çerçevesinde Polonya,Macaristan,ÇekCumhuriyeti ve hatta diğer üçüncü ülkelerden çok daha geri ve beceriksiz alt yapı ve teknolojiden yoksun değil. O zaman sorunumuzu ilgililerin dikkatli tespit etmesi ve kimseyi yanıltmamaları gerekir.