- Eşiniz Nazlı İnönü'nün tehdit edildiğiniz sözlerine karşılık Mustafa Sarıgül, "Daha bir gün önce Kemal Kılıçdaroğlu'nun huzurunda Hayri İnönü ile yapılan görüşmelerde bu tür iddiaların doğru olmadığını söyledi" diyor.
Soruyu yanlış soruyorlar. Emir Sarıgül seni tehdit etti mi diye sordular. Etmedi, dedim.
- Mustafa Sarıgül var mıydı o toplantıda?
Hayır. Konu Emir. Mustafa Sarıgül değil ki.
- Salı günü Ankara'da Kılıçdaroğlu, Emir Sarıgül ve İhsan Özkes'le bir araya geldiniz.
- Tehditlerden söz ettiniz mi Kılıçdaroğlu'na?
Son derece açık bir görüşme yaptık.- Yani her şeyi anlattınız?
Yani tabii.- Tehditleri de?
Tabii tabii. Son derece samimi bir görüşme oldu. Ondan sonra İhsan Özkes'le, Emir geldi. Emir, defalarca 'Ben sizi tehdit ettim mi?' dedi. Ben de 'Etmedin' dedim. Beni tehdit eden Emir Sarıgül değil ki. Konu Emir Sarıgül değil. Emir Sarıgül benim muhatabım değil ki. Emir Sarıgül benim yanımda çalışıyor. Emir Sarıgül beni tehdit etse ne olur, etmese ne olur. Beni tehdit eden Mustafa Sarıgül. Ama hep Emir'le, Mustafa Sarıgül'ü karıştırıyorlar. Emir gelip burada küfür de etmiştir, ama tehdit etmedi.
- Emir Sarıgül gelip size küfür mü etti?
Etti, bir ara etti. Ama kaale almadım. Muhatabım değil çünkü.
- Ama zaten Kılıçdaroğlu'na Mustafa Sarıgül'ün tehditlerini anlatmıştınız.
Evet, anlattım. Her şeyi söyledim Sayın Kılıçdaroğlu'na. Emir'le ilgili bir şey konuşmadım. Sadece Emir'le görüşmek istemediğimi söyledim. Muhatabım Emir değil, ama karşıma Emir çıkıyor. Sayın Kılıçdaroğlu'na her şeyi açık açık anlattım. Nazlı'nın size anlattıklarını. Hatta Nazlı'nın anlattıklarında eksik şeyler var. Beni Ankara'da Pembe Köşk'te takip ettirmişlerdi, Nazlı'ya söylememiştim.- Özkes diyor ki: "Hayri İnönü'ye, Sarıgül'ün kendisini tehdit ettiğine dair basında yer alan iddiaları hem İstanbul'da ben sordum, hem Ankara'da Kılıçdaroğlu sordu. İnönü her iki sefer de kendisinin tehdit edilmediğini söyledi."
Emir Sarıgül tarafından tehdit edilmediğimi söyledim. Soru, Emir Sarıgül tarafından tehdit edilip edilmediğimdi. Benim yaptığım yanlış şu: 'Beni Emir Sarıgül tehdit etmedi, Mustafa Sarıgül tehdit etti' demem gerekirmiş.
- O toplantı öncesi Kılıçdaroğlu'na anlattığınızı söylüyorsunuz.
Ayrıca bu toplantı sonrasında İhsan Özkes'le yemek yedik. Hepsini anlattım. Ama getirip önüme Emir Sarıgül'ü koyuyorlar. Selamlaşın (Emir'le), demişti Genel Başkan. Elimi uzattım. Kibarlıktır bu. Cebime mi sokacaktım? Herkese saygım vardır. Genel Başkan, 'Çağıracağım Emir'i' dedi. 'Peki, Sayın Genel Başkanım. Siz arzu ediyorsunuz ama ben görüşmek istemiyorum' dedim. 'Yok' dedi. 'Peki Genel Başkanım' dedim. Kalkıp gitmem doğru olacaktı belki ama Genel Başkan'a saygısızlık edecektim. Ben saygısız insan değilim.
- İhsan Özkes neden böyle bir açıklama yaptı?
Onu bilemem. Belki işi büyütmek istemiyorlar, kapatmak istiyorlar. Bilemiyorum ne düşündüklerini. Kapatmak istiyorlarsa Emir Sarıgül ve o grubun gitmesi lazım ki, ben doğru dürüst çalışabileyim. Bunu da söyledim Genel Başkan'a.
- Ankara'da Emir'e "İstifa et', dediniz mi?
Demedim. Neden söyleyeyim orada. Genel Başkan'ın yanında tartışıp kavga edemem. Yapım böyle değil. Bu yaştan sonra da yapımı değiştiremem. Emir Sarıgül muhatabım değil. Etse de, etmese de vız gelir tırıs gider.
- Şişli Belediye Başkanı olarak bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?
İşime tabii ki devam edeceğim.
- Görevden almalar, yeni görevlendirmeler yapacak mısınız?
Gerekirse görevden alınacaklar. Tutturuyor Emir, 'Beni görevden al, görevden al' diye.
- Görevden alacak mısınız?
İstifa etmesi lazım. Bırakın bunu, Meclis'ten de istifa etmesi lazım. Bu saatten sonra artık Emir Sarıgül'le birlikte çalışma imkânımız yoktur. Daha önce de yoktu. Partimize zarar gelmesin diye sesimi çıkarmayıp oturuyordum. Sesimi çıkarmadıkça tepeme biniyorlar.
