E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Kasım 2008, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Ekonomi Gündem Siyaset Dünya Spor Yaşam
 
24 Saat
24 Saat
Düşük yapmak, her anne adayını yasa sokuyor. Prof. Dr. Sedat Özkan; sadece bir aylık hamileyken düşük yapan anne adaylarının bile, bebeklerinin ardından yoğun bir ölüm travması yaşadıklarını ve depresyona girebildiklerini söylüyor
Düşük, anne olmaya hazırlanan her üç kadından birinin başına geliyor. Her birinin ruhu, düşükten darbe alıyor. İstanbul Tıp Fakültesi Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Özkan, düşük yaşayan kadınların psikolojik sorunlarıyla ilgili soruları yanıtladı.

* Düşük yapan kadınlar neler hisseder?
Düşük, psikolojik olarak kadınları mutlaka derinden etkiler. Kadının kim olduğu, yaşının ne olduğu, ilişkisi, kişiliği, hamilelikle ilgili beklentileri, daha önce çocuk sahibi olup olmadığı etkilenme düzeyini değiştirir. Ama her kadın, mutlaka bu süreçten etkilenir. Kadın bu gebeliği istememiş olsa bile, düşükten sonra etkilenir. Çünkü bu; kadın için bir başarısızlıktır. Özbenliği darbe alır. Kadınlar düşüğü bir ölüm acısı gibi algılar ve yasa girerler. Bu dönem, birçok kişi için bir travmadır.

BAZILARI ACIYI ERTELER!
* Kadınlar düşükten hemen sonra mı bu acıyı hisseder? Bu travma daha sonra, kendilerini en rahat hissettikleri anda ortaya çıkabilir mi?
Düşükten hemen sonra bu acıyı yaşamıyorlarsa, bir süre sonra ortaya çıkar. Belki bir hafta belki birkaç ay sonra bu yas ortaya çıkar. Birkaç gün sürebilir, üstü örtülebilir ve ileriki aylara sarkabilir. İlk aşamada insanlar, bir şok yaşıyorlar. Ondan sonraki süreçte ise düşünce dünyalarında sorgulama geçirirler. 'Neden bu oldu?' diye düşünürler, suçlama sürecine girerler. Doktorlarını, eşlerini ya da kendilerini suçlayabilirler. Sonra da kendileriyle ya da etraflarıyla örtülü bir sorgulamaya girerler.

* Kimler düşükten daha fazla etkileniyor?
Özellikle, hamileliğin ikinci yarısında yaşanan düşük daha zor oluyor. Bebeğin doğumuna ne kadar atıf yapıldıysa, ne kadar beklenti yüklendiyse kayıp algısı o kadar fazladır. Hiç çocuğu olmayan ve ilk deneyiminde düşük yapan bir kadın, çocuğu olanlara göre çok daha büyük bir ızdırap çeker. Daha çok travma yaşar. Kadının eğer çocukları varsa, daha az etkilenir. O hamilelik istenmiyor bile olsa, hatta evlilik dışı bile olsa; düşük anne adayında acı yaratır. Anne adayı, düşük olduğu zaman bir şekilde psikolojik travma yaşar. Bu bence, biyolojik bir travmadır.

* Bu acı, başka acılarla kıyaslanabilir mi?
Düşük yapan kadın, bir trafik kazası geçirmiş gibidir. Beklemediği bir olayla, aniden karşılaşır. Halbuki tam da anneliğe hazırlanıyordur. Bu aynen, üniversite sınavına çok iyi şekilde hazırlanan ancak sınav sonucunda istediği ve hak ettiğini düşündüğü okula giremeyen çocuğun acısına benzer.

Baba adayları kadın kadar etkilenmez!

* Düşük, erkekleri de kadınlar kadar etkiler mi?
Daha az olmakla birlikte, erkekler de düşükten etkilenirler. Böyle bir durum yaşandığında baba adayı üzülür ama yas yaşamak farklı bir durumdur. Kadın yas ve elem, erkek ise üzüntü yaşar.

* Kürtajla düşüğün zorluk oranı aynı mıdır?
Kürtaj olayında elem ve birbirini suçlama gibi karmaşık süreçler düşüğe göre çok daha fazladır. Bir düşük durumu yaşandığında baba adayına düşen görev; eşine varlığını hissettirmek, sessizce de olsa onun yanında olmak ve ona şefkatini sunmaktır. Eşlerin birbirlerine destek olmaları çok önemlidir.