Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Nisan 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Ermenilerin tehciri öncesi meydana gelen hadiseler

Tehcir öncesi Meydana gelen olayları göz önüne almadan yapılan her türlü değerlendirme objektiflikten uzaktır. Savaş Öncesi 1910 yılında Erivan nüfusunun % 67 si Türktü..Birçok camileri vardıŞimdi Bunlar nerede diye soran yok!..Siz buna Selanik'te Üsküp'te diğer balkanlardaki nüfusu da sorabilirsiniz? Bunlar Nereye gitti?...(2)

1913 Yılı seçimlerinde Ermeni Taşnak Partisiyle İttihat ve Terakki Partisi İttifak yapmıştır. Dışişleri Bakanı, Bayındırlık Bakanı ve PTT Bakanı ile Sayıştay Başkanı, Nüfus İdaresinin Başındakiler Ermenilerdi. Dolayısıyla Tehcir önceden planlanmış değildir..

Ermeniler Savaş başladığında nasıl bir tehdit oluşturmaktaydılar. Bunlar bilinmeden sorun anlaşılamaz.

Hazineyi Hassa Bakanı ve Dısisleri Bakanlıgı Müstesarı Ohannes SAKIZ PasaBirinci Dünya Savaşı Başladığında Ermeniler kendileri için şöyle bir hareket tarzı belirlediler.

" Erzurumda Kafkasya'dan gelen Taşnak delegelerinin de katıldığı toplantıda, şu kararlar alınır:
" 1- Savaşın ilanına kadar sessiz kalmaya ve boyun eğmeye devam etmek, fakat bu zaman zarfında Rusya'dan gelecek ve içeriden tedarik edilecek silahlarla donatılmış bir duruma gelmek.
2- Savaş ilan edilirse, Türk ordusundaki Ermeni askerlerin silahlarıyla birlikte Rus ordusuna katılmaları.
3- Türk ordusunun ilerlemesi durumunda sessizliği korumak
Dısisleri Bakanı (1912 - 1913) Gabriel NORADUNKYAN 4- Türk ordusu ricat eder, yahut ilerleyemeyecek duruma gelirse çetelerin derhal ellerindeki programa uygun olarak ordu gerisinde faaliyete geçmeleri"

Kararlar aynen uygulanır..... Dördüncü maddede belirtilen ortam 1914 sonundan itibaren çok belirgin bir duruma gelince Ermeni faaliyetleri çığırından çıkar. Artık cephede savaşan Türk ordusunun gerisinde emniyet kalmamıştır.

PTT ve Bayındırlık Bakanı Artin DAVUT Pasa 3 ncü Ordu tarafından yapılan bir değerlendirmede, başlıca ihtilal merkezlerinin, " Van, Bitlis, Erzurum, Karahisar (Şebinkarahisar) ve ikinci derecede olmak üzere Sivas, Kayseri, ve Diyarbakır'ın" olduğu bildirilir.Bu ihtilal merkezlerine askeri açıdan bakıldığında, hepsinin "menzil sınırının geçtiği başlıca noktalar " olduğu görülür. Sonuç itibariyla ordunun ikmal desteğinin tehlikeye düştüğü açıktır.

Maliye ve Hazineyi Hassa Bakanı Agop KAZAZYAN PasaCephe gerisindeki Ermeni ihtilalcilerinin faaliyetleri her geçen gün artan terör olaylarını doğurur. Köyler kasabalar yakılır, masum insanlar katledilir ve göçe zorlanır. Türk ordusundaki "Ermeni neferleri her fırsattan istifade ederek silahlarıyla Rus ordusuna firar ediyordu. Subay ve tabiblerin de birçok bilgiyle Rus ordusuna katıldıkları görülüyordu.Savaşın en zorlu zamanlarında çoğu kez cephane, batarya ve ihtiyat mevzilerinin işaretle düşmana gösterildiği görülüyordu.." (3)

Osmanlı Orduyu Hümayununca Yapılan tespit Belgeleri (Tamamı 19 sayfalık olup kitapta 387-407 . sayfalar arasındadır):

Arsiv belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri Sh 389Osmanlı Ordusu Başkomutanlığı
Türkiye'nin sonunun yaklaştığı, her tarafta ilân edilmeye başlandı. İstanbul'da toplanan büyük kongrenin sonucunu bildirmek ve gereken hazırlıkları yapmak üzere Milletvekili Papasyan ile Viremyan Erzurum'a geldiler. Erzurum'da, Kafkasya'dan gelen Taşnak delegelerinin de katıldığı büyük bir toplantı yaptılar.

Rusların, Türkiye'den zapt edecekleri araziyi Ermenilere vererek, istiklâllerinin temin edileceği hakkında Ruslarla tespit edilen anlaşma sureti, Erzurum kongresinde görüşüldü. Kongrede Rus-Ermeni anlaşması onaylandı ve komitelere bildirilmek üzere aşağıda yazılı maddeler kararlaştırıldı:
Arsiv belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri Sh 3901. Savaşın ilânına kadar sessiz kalmaya ve boyun eğmeğe devam etmek; fakat, bu zaman zarfında Rusya'dan gelecek ve içeriden tedarik edilecek silâhlarla donanmış bir hâle gelmek.
2. Savaş ilân edilirse Türk ordusundaki Ermeni askerlerinin silâhlarıyla birlikte Rus ordusuna katılmaları.
3. Türk ordusunun ilerlemesi durumunda sessizliği muhafaza etmek.
4. Türk ordusu ric'at eder, yahut ilerleyemeyecek duruma gelirse, çetelerin derhâl ellerindeki programa uygun olarak ordu gerisinde faaliyete geçmeleri. Kongre, kararları kabul edip dağıldıktan sonra Milletvekili Viremyan, Erzurum valisine giderek aşağıda yazılı tekliflerde bulundu:

"Osmanlı Hükûmeti Rusya'ya savaş ilân ettiği takdirde ve Osmanlı ordusunun Kafkasya'ya saldırması durumunda, oradaki Ermenilerin Türklerle iş birliği yapmalarının teminini, propaganda yapmak üzere Osmanlı Hükûmetinin Ermenistan'ın teşkiline dair güçlü vaatte bulunması ve bu vaadini kesinlikle yerine getirmesi lâzımdır."

Arsiv belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri Sh 391Viremyan'ın yukarıdaki dört maddelik kongre kararlarını imzaladıktan ve kongreyi dağıttıktan sonra Erzurum valisine yaptığı bu müracaat, iki gayenin elde edilmesi esasına dayanıyordu:

1. Osmanlı Hükûmeti galip geldiği takdirde millemellere yeniden sahip olmak,
2. Osmanlı Hükûmetini aldatan Ermeni gizli teşkilâtının gözetlenmek ve izlenmekten korunması. (4)

Meclis-i Mebusan da Erzurum Mebusu olan Karakin Pastırmacıyan Ermeni gençleri Kafkasya'da eğiterek gönüllü birlikler oluşturuyordu.Bu çeteler erkeklerinin büyük çoğunluğu cephelerde savaşan sivil halka saldırıyor, köylerde katliam yapıyorlardı. (5)
Dışişleri Mensupları Sünne konsolosluğu ,Köstenceden , Bulgaristan dan Romanya dan Rusya ya geçen gönüllü Ermenilerin mevcudiyetini merkeze rapor ediyordu.

Ermeniler gruplar halinde Rus Saflarına geçmekteydiler. Göç kararı alınmadan önce Ermeniler Muş, Bitlis, Tokat , Suşehri ve Samsun'da çatışmaya giriyorlar.Şubat 1915 e kadar Kars ve Ardahan da 30 bin Türkü katlediyorlar.Ardından Maraş'ın Zeytun Bölgesinde çatışmalar çıkıyor.Ardından Van da büyük bir katliam yapıyorlar.. Bu katliamlar Ermeni kaynaklarında Dilman Muharebesi olarak geçiyor. Bu savaşta 25 Ermeni ölürken 45 i yaralanıyor. Türklerden ise 700 şehit var..Ayrıca bu rakam Ermeni kaynaklarında 5 bin Türk olarak geçiyor.Dilman'dan sonra Van Şehri yakılıyor. O dönemde Van'da Ermeniler bir askeri yönetim kuruyorlar ve başlarında da Aram Manukyan adında biri var.Tüm bunlara rağmen Hükümet, hala tehcir kararı almış değildir. (6)


1. Kapakyan, Adapazarı Ermeni komitesi hey'et-i ihtilâliyyesinden yedinde bomba zuhûr eden.
2. Kaspar Pançukyan, Adapazarı hey'et-i ihtilâliyyesinden yedinde bomba zuhûr eden.
3. Gencyan Antranik, Adapazarı hey'et-i ihtilâliyye rüesâsından.
4. Amasyalı Kirkor, Ermeni hey'et-i ihtilâliyyesinin fa'al a'zâsından yedinde bomba zuhûr eden.
5. Mehran Çizmeciyan, Ermeni komitesine silâh tevzi' eden.
6. Soren Peramyan, Adapazarı'nda bomba i'mâl eden ve yedinde bir çok bomba zuhûr eden.

İşte bu ortamda, 24 Nisan 1915 de Güvenlik kararnamesi yayımlanır. Çünkü devletin ve milletin bekası sözkonusudur. "Osmanlı topraklarındaki Ermenilerin de ordunun zayıf düşmesini bekleyerek o zaman bütün kuvvetleri ile ihtilale kalkışmalarına dair aldıkları kararları , her fırsattan yararlanmak suretiyle vatanın hayatına ve geleceğine tesir edecek hain hareketlere cür'etleri, özellikle devletin harp halinde bulunduğu şu sırada Zeytun (Süleymanlı-Maraş ) Bitlis, Sivas ve Van'da meydana gelen son isyan hareketleri ile bir kez daha kesinleşmiştir." tespitiyle alınan "güvenlik" tedbirlerinin gerekliliğini açıklar.Ancak şunu belirtmeden geçmemek gerekir ki , tehcir uygulamasında, insan hakları her zaman gözetilmiştir.Bunun örnekleri belgelerde açıkça görülecektir. (7

İçişleri Bakanı Talat Paşa Taşnak , Hınçak ve benzer örgütlerin faaliyetlerini yasaklamış ve komite mensupları ile evraklarının toplatılmasını amir yazısı şöyledir;

İçişleri Bakanlığı
Emniyet Genel Müdürlüğü
3052 Özel Kalemi

Osmanlı Ordusu Başkumandanlığına

Başbakanlıktan, Başkomutanlığa yazılan tezkerenin aslından kopya edilmiştir.

Ermeni Komitelerinin Osmanlı memleketlerindeki siyasi ihtilal teşkilatları ile öteden beri,kendilerine idari bir özerklik teminine yönelik teşebbüsleri, harbin ilanını takiben Taşnak Ermeni Komitesinin Rusya'da bulunan Ermenilerin derhal aleyhimize hareketine ve Osmanlı topraklarındaki Ermenilerin de ordunun zayıf düşmesini bekleyerek o zaman bütün kuvvetleri bütün kuvvetleriyle ihtilale kalkışmalarına dair aldıkları kararları, her fırsattan yararlanmak suretiyle vatanın hayatına ve geleceğine tesir edecek hain hareketlere cür'etleri, özellikle devletin harp halinde bulunduğu şu sırada Zeytûn ile Bitlis, Sivas ve Van'da meydana gelen son isyan hareketleri ile bir kere daha kesinleşmiştir.Esas olarak merkezleri yabancı ülkelerde bulunan ve bugün ünvanlarında bile ihtilalcilik sıfatını koruyan bütün bu komitelerin çalışmalarının Osmanlı Devleti aleyhine olarak, her türlü sebebe ve vasıtaya başvurmak suretiyle, son emelleri olan özerkliği elde etmek amacı etrafında toplandığı, Kayseri, Sivas ve diğer yerlerde ortaya çıkarılan bombalar , Rus ordusuna gönüllü alaylar teşkil ederek Ruslarla birlikte memlekete saldıran, aslında Osmanlı uyruğundan olan Ermeni komite başkanlarının harekâtı ve Osmanlı Ordusunu arkadan tehdit etmek suretiyle pek büyük ölçüde aldıkları tertipleri ve yayınları ile meydana çıkmıştır.

Bunun üzerine devletin kendisi için duygusal bir mesele teşkil eden bu cins tertipler ve teşebbüslerin devam etmesine hiçbir zaman göz yummayacağı, hoş görmeyeceği ve fesat kaynağı olan komitelerin hâlâ varlıklarını kanuna uygun kabul edemeyeceğinden, sözlü olarak da ifade edildiği gibi, bütün siyasi teşkilatların kaldırılmasını acil ihtiyaç olarak hissetmiş ve gerekli tedbirleri almıştır.Nubar'ın Hınçak, Taşnak ve benzeri komitelerin gerek başkentte ve gerekse illerde bulunan şubelerinin derhal kapatılmaları, evrak ve sairenin kesinlikle kayıp ve imhasına imkan bırakmamak suretiyle alınması, komitelerin başkan ve üyelerinin, bu işe teşebbüs eden şahıslar ile emniyet güçlerince tanınan önemli ve zararlı Ermenilerin hemen tutuklanmaları, bulundukları yerlerde ikametlerinin devamında sakınca görülenlerin il dahilinde uygun görülecek yerlerde toplattırılarak kaçmalarına meydan verilmemesi, gerekli yerlerde silah aramaya başlanarak, her türlü ihtimale karşı komutanlar ile haberleşilerek kuvvet bulunması, uygulamaların iyi yapılmasının temini ve bitirilmesi ile ortaya çıkacak evrak ve belgelerin incelenmesi sonucunda tutuklanan şahısların askeri mahkemeye verilmeleri uygun görülmüştür.Onaylandığı takdirde, gereğinin yapılmak üzere durumun bildirilmesine izin verilmesi konusu emirlerinize arz olunur.

24 Nisan 1915
İçişleri Bakanı Talat

Bu karardan sonra, 2345 kişi devlet aleyhine faaliyette bulunmak suçundan tutuklanmıştır. Osmanlı Hükümeti'nin bu kararı üzerine hareket geçen Eçmiyazin Katalikosu Kevork, ABD Cumhurbaşkanı'na şu telgrafı göndermiştir:

"Sayın Başkan, Türk Ermenistanı'ndan aldığımız son haberlere göre, orada katliam başlamış ve organize bir tedhiş Ermeni halkının mevcudiyetini tehlikeye sokmuştur. Bu nazik anda Ekselanslarının ve büyük Amerikan Milletinin asil hislerine hitap ediyor, insaniyet ve Hıristiyanlık inancı adına, büyük Cumhuriyetinizin diplomatik temsilcilikleri vasıtasıyla derhal müdahale ederek, Türk fanatizminin şiddetine terkedilmiş Türkiye'deki halkımın korunmasını rica ediyorum."

Başpiskopos Kevork'un telgrafını, Rusya'nın Washington Büyükelçisi'nin ABD'deki temasları izlemiştir. Bütün olup biten, yasadışı Ermeni komitelerinin kapatılması ve elebaşlarının tutuklanması olmasına rağmen, olayı bir "katliam" gibi göstermeye çalışan Ermeniler, başta ABD ve Rusya olmak üzere, çeşitli sömürgeci devletleri kendi saflarına çekmeye çalışmışlardır.

Diaspora Ermenilerinin her yıl sözde "Ermeni soykırımının yıldönümü" diye andıkları 24 Nisan, devlet aleyhine faaliyette bulunan ve masum insanları katleden 2345 komitecinin tutuklandığı tarihtir. Görüldüğü gibi bu tarih, sözde soykırım şöyle dursun, sözde soykırım iddialarına temel oluşturduğu iddia edilen "yer değiştirme" uygulamasıyla bile ilgili değildir. (8)