Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

27 Nisan 2018, Cuma

Tayyip Erdoğan'a oy vermek sevaptır!

Seçmene duyurulur. "Hiç olur mu öyle şey?" diye mırıldandığınızı duyar gibiyim.

Öncelikle sırf "sazanlar atlasın" diye böyle bir başlık atmadım.

Bu yazıda eteğimdeki taşları döktüm. Hangi taşın kimin kafasını yardığı gelecek tepkilerden anlaşılacak.

Peki bu başlığı neden attım?

Çünkü bunun birçok nedeni var:

Erdoğan ecnebi değildir! Ecnebilerin kuklası da değildir!..

Erdoğan Osmanlı'dır. Yerli ve millidir. En önemlisi de namaz kılan bir devlet başkanıdır...

Evet, Tayyip Bey, hiçbir zaman Batı'ya hayranlık duymadı, onun karşısında eğilip bükülmedi. Batılı liderlerin önünde boyun bükmedi...

Halkımız da yerli ve milli gördüğü her lideri destekledi. Bunu 1950, sonra 1983 ve 2002 yıllarında yaptı...

Erdoğan'ın bunca sene yıpranmadan iktidarda olması ve olmaya devam edecek görünmesi de bu dediğimizin doğrudan neticesi ve politik yansımasıdır.

Öte yandan Erdoğan, bilinçaltımızdaki ezikliği ve aşağılık kompleksini tarihe gömdü. Böylece hem memleket şahlandı hem de özgüven!

Onunla uyandık. Kendimize geldik. Atağa geçtik.

Azgelişmişlik cehenneminden orta gelişmişlik cennetine çıktık.

Ayağımızı yere daha sağlam basıyoruz...

Karnımızı daha rahat doyuruyoruz. Aç mezarı yok yani.

Eskiden hastaneye gittiğimiz zaman hayvan muamelesi görüyorduk, şimdi insan muamelesi görüyoruz...

Onun sayesinde milyonlarca yurttaş önce uçakla tanıştı sonra da istediği yere uçakla taşındı...

Diğer yandan artık ecnebi devletler karşısında bocalamıyoruz, onların kapısında ağlaşıp durmuyoruz. Bilakis onların karşısında başımızı dik tutabiliyoruz, ezilip büzülmüyoruz, aşağılık duygusu içinde kıvranmıyoruz...

Hatta mösyölere posta koyabiliyoruz, meydan okuyabiliyoruz, kafa tutabiliyoruz...

Bir diğer önemli nokta da, Erdoğan, CHP'nin ürettiği, "bizden adam olmaz" saçmalığını çöpe attı. Onun yerine "adamlığın kitabını biz yazdık" şiarını kafamıza çaktı...

Evet, bu millet Erdoğan sayesinde vesayet odaklarından kurtulursa neler yapabileceğini gördü, aşka ve şevke geldi.

Daha ne!

Bu "zihniyet ve özgüven devrimini" Tayyip Bey'e medyunuz...

Hani, Müslümanlara kol kanat geren, gavurlara da "höt" diyebilmiş olan Tayyip Bey'e.

Üstelik Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi kadrosu da halkın içinden çıkmış bir kadrodur. Yerli ve millidir. Başka deyişle halkın bizzat kendisidir...

Halkımızın ekseriyeti de iliklerine kadar Müslüman ve iliklerine kadar Osmanlı'dır...

İşte bu gibi nedenlerden dolayı, bu halk ne CHP'yi iktidara taşır, ne de CHP'ye özenen diğer partileri...

Allah'ın izniyle, seçmen Erdoğan'ı ve AK Parti'yi iktidarda tutmaya devam edecektir. Tıpkı on altı yıl kesintisiz başında tuttuğu gibi...

"Gerekirse iç savaş çıksın, ülke karışsın, yeter ki Tayyip Erdoğan gitsin" diye söylenen deyyuslar da eninde sonunda siyaset sahnesinden silinip gideceklerdir...

Son tahlilde, 24 Haziran'daki seçim tarihi bir dönemeçtir. Sıradan bir seçim değildir. Hak ile batılın mücadelesidir. Mesuliyetten kurtulmak isteyen seçmenlerin yapacağı şey bellidir. Arife işaret yeter!

SON DAKİKA