Alper Görmüş

28 Şubat 2013, Perşembe

Hanioğlu'ndan “seküler kutsallık”

Gülriz Sururi'nin "Benim için Atatürk'ün 'Nutuk'u dünyaya inmiş son kitaptır" demesini, öylesine ağızdan çıkmış boş bir cümle sanmayın...
Prof. Şükrü Hanioğlu, 2011'in 10 Kasım'ında kaleme aldığı bir yazıda, "seküler kutsallık"ın temellerini şu cümlelerle anlatmıştı:

"Geçmişimizi tarihselleştirme yerine altın çağdaşlaştırmamız ve ulus-devlet kurucumuzu da insanlaştırmayarak kültleştirmemizin yarattığı en önemli sorun, bu tercihlerin doğal sonucu olarak kuruluş sürecinin 'her şeyin mükemmel olduğu' bir dönem, kurucunun ise 'hatadan münezzeh' bir lider olarak kutsanmasıdır. Bunun neticesinde ise resmî ideoloji 'din' niteliği kazanmakta, ulus-devletin kuruluş dönemi 'asrı saadet' olarak kavramsallaştırılmakta, kurucu lider ise 'insanüstü' bir kişiliğe büründürülmektedir."

"Bu açıdan bakıldığında Atatürk için kullanılan 'Ulu,' 'Yaratıcı,' 'Yüce' benzeri sıfatların dini referanslarının da bulunması, 1945 yılına kadar Türk Dil Kurumu sözlüklerinde 'din' kelimesinin mecazi anlamda kullanımına örnek olarak 'Kemalizm Türk'ün dinidir' cümlesinin verilmesi tesadüfî değildir. Bu dinselleşmenin toplumun eğitimli tabakalarında ciddi bir etki yarattığı şüphesizdir."

SON DAKİKA