30 Ocak 2013, Çarşamba

Sen Anna olamazsın!

GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ'NİN 142 YILLLIK BİNASI DA YANDI. NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Düşünmek bir işe yaramıyor, sadece üzülüyorum. Diyeceksiniz ki, köşe yazarısınız, yazın çizin bu rezilliği! Dışarıdan öyle gözüküyor ama yazılanların, çizilenlerin bir etkisi olduğu falan yok! Hepsini geçtim, itfaiye her yıl tarihi binaları kullanan kuruluşları elektrik tesisatları konusunda uyarır. Ama buralarda verilen gösterişli davet ve yapılan toplantıların masrafı sorun olmaz da, elektrik kablolarını çelik borular içine almak büyük masraf kabul edilir, hep ertelenir! Ne yalan söyleyeyim. Neredeyse, bu binaların yerine yasaya uygun eskiymiş görüntüsü taşıyan beton oteller yapılması için çalışan bir "çete"nin varlığına inanacağım.

OCAK AYINDA TOPLUMUN BÜYÜK KESİMLERİ TARAFINDAN SEVİLMİŞ KİŞİLERİN VEFATLARIYLA SARSILDIK. FAKAT HAKLARINDAKİ YORUMLAR, ÖLÜMLERİN ACISININ ÜZERİNE ÇIKTI. NE DİYORSUNUZ, ÜNLÜ KİŞİLERİN ÖLÜMÜ ARTIK BİR TÜR TV ŞOVU GİBİ BİR ŞEY Mİ OLDU?
Günümüzde ünlülerin ölümü çarpıcı bir seyirlik, orta hallilerin ölümü çabuk unutulması istenen bir tür arıza veya ihmal, yoksulların ve kıyıda kalanların ölümü ise sadece istatistik!.. Ölen ünlü kişinin anısına da ayıp oluyor çoğu zaman. Çünkü herkes ölenin üzerinden aslında
kendini anlatıyor, öleni bildiği kadar tarif ediyor. Garip bir en parlak lafı söyleme, en etkili hatırayı aktarma çabası ki, aman Allah! Ama bütün bunları bir yana bırakırsak… Mehmet Ali Birand'ı çok arayacağız. Onun kimseyi alçaltmadan yüksek kalabilen özgüvenini ve gerçeği arama iştahını arayacağız.

YİNE GÜNCELDEN KALKARAK ŞUNU SORMAK İSTİYORUZ: KÜRT SORUNUNU ÇÖZMÜŞ BİR TÜRKİYE… BUNU HAYAL EDEBİLİYOR MUSUNUZ? Hayal ediyorum, umuyorum, bunun için dua ediyorum. Önce şunu belirteyim; İç içe geçmiş iki ayrı sorun var aslında. Kürt sorunu ve terör (PKK) sorunu! Türkiye bu iki sorunu da çözmek zorunda. Aksi takdirde 2023 stratejisini hayata geçiremez. Siyasi iradenin çözümden
yana açık biçimde tavır koyması çok umut verici. Leyla Zana altı ay önce "Bu sorunu Erdoğan çözer" dediğinde derin güçler ve statüko taş koydu. Bugün de aynı tehdit söz konusu. Ankara'nın her ileri doğru adımı, geriye doğru bir itmeyle cevaplanıyor. Hiç umutsuzluğa düşmediğimi söylersem fena halde yalan olur!

BİRAZ SANATTAN KONUŞALIM. NELER İLGİNİZİ ÇEKTİ SON İKİ HAFTA?
Plastik sanatlar açısından bakarsanız, şaka değil, İstanbul gerçekten Avrupa'nın kültür merkezlerinden biri oldu. Fakat Damien Hirst sergisine gitmedim, gitmeyeceğim. Siz gidin, o ayrı. (Damien Hirst ve Andy Warhol… İkisini de sevememişimdir. Ucuz kışkırtıcılar. Lobi ürünleri. Hirst daha önemlidir ya, neyse!) Beyoğlu'nda çok ilginç sergiler var fakat Taksim'i aşarak gitmek imkansız.

ANNA KARENINA'YI GÖRDÜNÜZ MÜ? KİMİSİ HİÇ BEĞENMEDİ, KİMİSİ GÖKLERE ÇIKARDI. KEIRA KNIGHTLEY NASILDI?
Yönetmen Joe Wright ve senaryolaştıran Tom Stoppard ilginç bir yol seçmişler. Geleneksel bir uyarlama yerine seyirciyi 19. yüzyılda geçen bir tiyatroyu izlemeye çağırmışlar. Ama ortaya Anna Karenina'nın çizgi romanı gibi bir şey çıkmış! Çok güzel sahneler var. Fakat filmin büyük bölümünün hızlı anlatımı ve havası bana uymadı. Keira Knightley'nin yorumuna gelince, Anna'yla ilgisi yok! Nevrotik bir çene ve ağız bir karakter yaratmaya yetmiyor.

SON DAKİKA