Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

26 Ekim 2015, Pazartesi

Tut şunun ucunu darbe balonunu şişirelim abi !

Demokrasiyi içine sindiremeyen ve halkın iradesine saygısı olmayan muhalif basın, yakın bir gelecekte ülkemizin üzerinde darbe balonu belireceğini utanmadan seslendirmeye başladı. Peki bu öngörülerinin kaynağı ne acaba ? Neymiş efendim: "AB basınında da ufaktan ufağa ülkemizde yakında darbe olabileceği söylenmeye başlamış . Toplumda etnik ve mezhepsel ayrılık iyice derinleşmişmiş, toplum çok gerginmiş. Siyasal ve ekonomik istikrar yokmuş. Demokratik çözümler çıkmaz sokakta park etmiş durumdaymış. Bu memlekette koalisyon alternatifinin uygulanması neredeyse olanaksızmış.Eğer Ak parti tek başına iktidar olursa Türkiye halkı sokağa çıkarmış ve bir iç savaş patlak verirmiş. Sonra da ordu Mısır'da olduğu gibi darbe yapmak zorunda kalacakmış. Mış mış da mış mış..." Bu ne kardeşim ... siz nasıl insanlarsınız anlamak mümkün değil. Yurtseverliğin, hamiyetin ve müspet milliyetçiliğin zerresi de mi uğramadı size ? Vallahi yazıklar olsun..Ülkemizin Ak parti devrimleriyle dünya konjonktüründe söz sahibi olduğunu bal gibi gördüğünüz ve bildiğiniz halde enternasyonal efendilerinizin çıkarları için ülkeyi ateşe atmaya çalışıyorsunuz. Aslında olabilecek bir şeyin öngörüsü değil sizin söyledikleriniz. Bu darbe çığırtkanlığının nedeni sizin hayalinizin bu olması. Ancak bu şekilde halkın iradesine karşı gelebilirsiniz çünkü. Ancak halkı bölmeye ve korkutmaya çalışarak amacınıza ulaşabilir ve patronlarınız olan baronlara yaranabilirsiniz çünkü. Tarihin lanetli sayfalarına adınızı çok iyi yazdırdınız , nesl-i atinin tükürüklerini bile hak etmiyorsunuz. Şunu iyice belleyin hatta belleklerinize kazıyın: Önümüzdeki yıllar Müslüman Türkiye Milletinin dünya düzenine yön vereceği yıllar olacak. Türkiye Cumhuriyeti İslam ülkelerine ağabeylik yapmaya devam edecek.Hatta belki babalık yapmaya başlayacak...Sizlerde bunu kös kös izleyeceksiniz.

CHP: İç savaş çıkabilir(miş)

CHP, her fırsatta "iç savaş" söylemini dillendiriyor. Seçmen oyunu CHP 'ye vermeyip Ak Parti'ye verirse iç savaşın çıkacağını utanmadan söylüyor. Meşru siyaset zemininde politika üreteceklerine kayıt dışı siyasetten medet umuyorlar. Ya biraz demokrat olun cumhuriyetçi olun... Siz güya Cumhuriyet Halk Partisini temsil ediyorsunuz. Halka rağmen halkçısınız ,tamam onu artık anladık da. Cumhuriyeti de takmıyorsunuz demek ki.CHP 'den geriye bir "Parti" kaldı. Onu da Şanzelize'de alem yapmak olarak algılıyorsunuz demek ki...Halkın özgür iradesine ipotek koymaya kalkmayın. Ülkeyi anarşiye, kaosa ve kargaşaya iten söylemlerden ve eylemlerden bıktık artık. CHP olarak cemaziyülevveliniz halkın nezdinde malum zaten. Farkında olmayarak da olsa Engin Altay'ın söylemiyle ''Türkiye'de birincil sorunun ekonomi olmadığını , Ak parti iktidarı döneminde ekonominin sorun olmaktan çıktığını yani ekonominin iyi olduğunu" söylemeden söylemiş oldunuz zaten ! Halbuki Ak parti iktidarı öncesi ekonominin bu memleketin kronik sorunu olduğunu bilmeyen yok! Sonra da Engin Altay ;"Türkiye'nin en önemli sorununun huzur ve mutluluk yoksunluğu olduğunu" söyledi. Adama sorarlar bu ülkenin huzurunu kim kaçırıyor ve mutluluğuna kim engel oluyor acaba ? Kayıt dışı siyaset bırakılmış olsaydı ve kartel medyanın algı operasyonlarına maşa olunmasaydı ülkemiz daha huzurlu ve mutlu olmaz mıydı? Huzurun ve mutluluğun yolu demokrasi ve cumhuriyetin temel niteliklerinin genelde Türkiye halkı özelde de politikacılar tarafından tam benimsenmesinden geçiyor.

CHP'nin şaka gibi seçim vaatleri

Bekara karı boşamak misali iktidara gelemeyeceğini iyi bilen CHP oy devşirmek için bol keseden herkese şeker dağıtmış. Rahmetli İsmet paşa da ekonomiden anlamıyordu anlaşılan torunları da anlamıyor.

Gelin CHP'nin seçim vaatlerine şöyle bir göz atalım.Neredeyse toplumun her ferdine maaş sözü vermişler...

''Çalışan kadınların çocuklarına 400 TL kreş desteği, 17 milyon kişiye ayda 360 TL'ye kadar kira ve fatura desteği, yoksul yetişkinlere ayda 240 TL'ye kadar "yurttaşlık desteği", '65 Yaş Desteği' 900 TL'ye çıkarılacak, yüzde 40 engellilik düzeyi için 400 TL, yüzde 60 engellilik düzeyi için 600 TL "yaşam aylığı" ve her emekliye en az net 1.500 TL emekli maaşı verilecek. İşsizlik sigortası ödeme miktarı artırılacak. Evi olmayan her aileye ev verilecek.'' Vallahi çok güzel sallamışsınız tebrik ederim doğrusu... Daha önce Kılıçdaroğlu 'na verdiği vaatler için nereden kaynak bulacağı sorulduğunda; " 13 yıldır Ak Parti döneminde hazinede yeterince para biriktiğini düşünüyorum" demişti. Anlaşılan ilk planı SSK 'nın başında olduğu dönem bütçeyi sıfırladığı gibi iktidara gelirse hazinede Ak Parti iktidarının biriktirdiği parayı sıfırlamak.İşte ben proje diye buna derim.Çok süper bir politika; her şeye karşı ol. Havaalanına hayır, 3. köprüye hayır, uyduya hayır, yerli otomobile hayır; üstüne proje olarak da hazineyi bozdur bozdur harca. Kılıçdaroğlu anlaşılan SSK hastanelerinin 90 'lı yıllardaki haline çevirmek istiyor ülkeyi. "4 yıl fırsat verin. Ülkenin nasıl yönetileceğini size göstereyim" diyor. Biz seni yönetici olarak SSK 'da gördük ve almayalım sağolasın.

Adıyaman sen ne yamanmışsın !
Financial Times gazetesi Adıyaman'ın DAEŞ için güya terörist yetiştiren bir fabrika olduğunu sütunlarına taşımış. Bunun baş sorumlusunun da Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu dolaylı yollardan ifade etmiş. Suriye'de izlenen dış politika gibi falan filan...Biz size ne anlatsak boşuna çünkü sizler gördüklerinize değil görmek istediklerinize, duyduklarınıza değil duymak istediklerinize inanıyorsunuz. Financial Times gazetesi bu konuyu yazarda ülkemizin sözde amiral gemisi yazmaz mı! Hemen o da benzer konuları dile getirmiş maksat anti-Erdoğanizm olsun...Acaba DAEŞ bir gecede nasıl ortaya çıktı. DAEŞ'i kuran kim? Bu kadar kısa bir zamanda nasıl bu kadar büyüdü? Öldürülen militanların vücutlarından neden haç dövmeleri ,ceplerinden Mark-Bill isimli kimlikler çıkıyor? Silahları nereden ve nasıl temin ediyorlar? DAEŞ 'i petrol zengini yapan kim veya kimler? Niye bu konulara girmiyorsunuz ? Yoksa işinize mi gelmiyor ?

Seçim öncesi Merkel'in ziyaretine tepki
Alman Sosyal Demokrat Parti milletvekili Lale Akgün, Merkel'in Türkiye ziyaretinin Tayyip'in işine yarayacağını düşünerek eleştirmiş. Bu ziyaret sonucu Tayyip'in ''Kimse benim bir dediğimi ikiletmiyor'' diyebileceğini söylemiş. Yeşiller Partisi milletvekili Cem Özdemir'de , Merkel in ziyaretinin seçim öncesi Tayyip'i güçlendirebileceğini dolayısıyla ''yapılmamasının gerektiğini'' seslendirmiş.
Sizler nasıl Türkiyelisiniz anlayamadım doğrusu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sevmeyebilirsiniz. En azından Türkiye'nin ulusal çıkarlarının olduğu konularda sesinizi çıkarmasanız! Almandan çok Almancılık yapıyorsunuz ayıptır söylemesi...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gülmesi sizi neden rahatsız etti?
Financial Times gazetesi; Merkel'in ziyaretinin 1 Kasım seçimlerinde Ak Parti' nin oylarını yükseltmeye yarayacağı ve dolayısıyla başkanlık sürecinin önünü açacağı için güya normalde gergin olan Erdoğan'ın memnuniyetinden görüşme esnasında sık sık gülümsediğini haber yapmış. Tamam da her ne kadar siz bundan rahatsız olsanız da tabii ki bu durum Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı memnun edecek. Merkel'i seçim öncesi ziyarete zorlayan ve AB'yi Türkiye'ye muhtaç eden zaten Erdoğan'ın kendisi değil mi? Merkel zorda olmasa hangi güç onu seçim öncesi Türkiye 'ye getirebilir? AB darda olmasa yarım yüzyıldır reddettiği Türkiye'ye tam da bu zamanda niçin kucak açsın? Biraz kafayı çalıştıralım lütfen!

SON DAKİKA