Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

26 Ağustos 2016, Cuma

Bildiğimiz FETÖ'cüleri ihbar etmeli miyiz?

Öncelikle FETÖ nün; Fetullahçı Terör Örgütü demek olduğunu bir hatırlayalım. 'Terör örgütü'. Silahlı,acımasız,insan katleden, kendi amacı için başkalarının hayatına, ideallerine, işine, namusuna, hakkına göz diken hatta bunu bir meziyet sanan bir terör örgütü.

Öyle acayip bir terör örgütü türü ile uğraşıyoruz ki ayrıntıları düşündükçe akıl mantık kabul etmek istemiyor.

Nasıl yani benim alt komşum, kuzenim, beraber halı sahada maç yaptığım arkadaşım FETÖ cü mü? Hala daha darbeyi Fetullah'ın yaptırdığına inanmıyor, hala daha hükümeti suçluyor, hala daha tutuklamalar oldukça "Vay zalim" diye Cumhurbaşkanı'na saydırıyor ve hala daha Fetullah'a "Fetullah Hoca" diyebiliyorsa evet ne yazık ki öyle.O bir Fetullahçı Terör Örgütü mensubu.

Hani 15 Temmuz'da uçak mermileriyle insanlara saldıranlardan biri.

Hani KPSS sorularını çalıp senin hakkını gasp edip senin yerine devlet dairesinde çalışan biri...

Erdoğan'ı yakalayıp suikastla öldürecek kişilerden biri...

Muhsin Yazıcıoğlu suikastını yaptıran, ülkeyi karıştıran,İmam Hatipleri kapattıran, genç kızlara şarkı söyletip bunu ibadet sananlardan biri...

Ömer Halisdemir'e 30 kurşun sıkan, tankla insanların üzerinden geçip onarı parçalayan, İsrail'e otorite diyenlerden biri...

"Peygamberi (S.A.V) kabul etmesen de olur" diyenlerden biri...

O uğursuz bedduaya "Amin" diyenlerden, her hafta o bedduaya devam edenlerden biri...

PKK'nın şehirli çocukları olan HDP'yi destekleyenlerden biri...

Dini,cemaati, Risale-i Nur'u, samimi duyguları istismar edenlerden biri...

Ve ne yazık ki senin o bunları yakıştıramadığın, "O yapmaz" dediğin,

"O kadar da değil canım" dediğin, "Bu onlardan değildir" dediğin, "Melek gibi" olan komşun, kuzenin veya arkadaşın 15 Temmuz gecesi darbe bastırılamamış olsaydı "Bu bizden değil" diye seni cuntacılara teslim ederek şu an senin hapiste, mezarda veya hastanede olmana sebep olacak veya ses çıkarmayacak olan kişiydi.

Fetullah'ın son "Haçlı" yumurtasını duymuşsundur. "Haçlının" diyor "Sizin ülkenizi işgal etmesi çok kötü bir şey değildir" diyor. "Kadınlarınıza, mabetlerinize dokunmazlar" diyor. Hatta "Dokunmamışlar" diyor. Suretinin çirkinliği kadar altında yatan mesaja bakarsanız "Sizin" diyor. "Bizim" demiyor."Sizin kadınlarınıza, sizin mabedinize..."

Mesaj çok açık değil mi?

At çalındıktan sonra ahır kapısını kapatmanın bir anlamı yok.

Erdoğan devrildikten, alaşağı edildikten sonra, ülke elden gidip ihanet içten kemiren bir kurt gibi her yeri sardıktan sonra, PKK dört bir yanı ele geçirip ülkeyi Siyonistlere teslim ettikten sonra önlem almanın bir esprisi olmayacaktır.

FETÖ'ye karşı ayağımızı denk almak zorundayız.Yoksa millet olarak cezasını çekeriz.

FETÖ'cülerle mücadelede hem elimizi çabuk tutmak hem de kuş uçurmamak zorundayız.

Çünkü sen o komşuna,arkadaşına,kuzenine acıdıkça "Yazıktır hayatı altüst olmasın, ekmeğinden olmasın,çocukları üzülmesin" dedikçe senin hayatın altüst olacak,sen işinden olacaksın ve senin çocukların üzülecek.Çünkü sen ona acıdığın onu ihbar etmediğin halde o aldığı talimat üzerine seni "FETÖ'cü olduğun" iftirasıyla şikayet ediyor.Kanında olanı yapıyor yine aldığı talimat üzerine.İnsan bir kere 'hain' olunca, vatanına, ekmeğini yediği devletine, Cumhurbaşkanı'na, insanına ihanet etmekten onu alı koyacak hiç bir şeyi olmuyor.Hatta inanır mısın? Bunu da yine 'ibadet etmek ve sevap kazanmak' maksadı ile yapıyor.

Şeytan dese:"Namaz kılma,içki iç,başını aç, oruç tutma, iftira at,kul hakkı ye,hırsızlık yap, casusluk yap,tuzak kur,adam öldür,ihanet et" Şeytana bak neler diyor. Vazifesini yapıyor iste. Lain şeytan defol git başımdan dersin.Bu adamlar bunların hepsini şeytandan beter hocaları dediği için yapıyor ve üstüne bir de bunun sevap olduğunu,ibadet ettiğini zannediyor.

Böyle sapkın bir düşünce biçimi ile mücadele edebilir misin?

Bu nedenle ,vatanını,hayatını,çoluk çocuğunu, dinini seven herkes; tanıdığı, bildiği FETÖ'cü olan eş, dost ve akrabasını emniyete veya ilgili birimlere ihbar etmek sorumluluğu altındadır. Aksi takdirde peşinen söyleyelim ki bu örgütle mücadele sekteye uğrayacaktır. Hatta çamur kendi üstüne bulaşacak ve kendisini FETÖ'cülükten hapiste bulacaktır.

Darbe girişimi ertesi demokrasi nöbetinde bir esnaftan alışveriş yaparken bana ''Memur olan iki akrabasını vatanın selameti için emniyete ihbar ettiğini'' söyledi. "Neden yaptın?" dediğimde ise bana;"Ben onu şikayet etmeseydim, destek olsaydım onlardan ne farkım kalırdı. Ben vatan haini değilim" dedi.İşte vatanseverlik bu dedim ve tebrik ettim. Hepimizin bu konuda sözünü ettiğim esnaf kadar duyarlı olması lazım...Yoksa akıncılar üssünde kıskıvrak yakalanan Fetullah'ın sağ kolu Adil Öksüz'ü, evimizde saklamış, vatandaşa mermi sıkan o şerefsiz asker kılıklı soytarıların sırtını sıvazlamış gibi oluruz.

FETÖ'nün ne kadar tehlikeli olduğunu anlamak için adeta zombileşmiş, beyinleri uyuşturulmuş FETÖ'cülere bakmak yeterli.

CIA tarafından korunan ve istihdam edilen FETÖ 'nün organize ettiği darbe memleketimizi 300 milyar Türk lirası zarara soktu. Batılı devletleri, Türkiye'nin "İslamlaştığı" korkusuyla(!) uyardı. Türkiye'ye karşı deprem silahını kullanabileceklerinin şifrelerini verdi.Batıyı bu ülkeye silahla müdahale etmeye çağırdı.

Tüm terör örgütleriyle ortaklaşa hareket ettikleri ayyuka çıkmış olduğu halde uyanamayan akıllarını kiraya vermiş köleler varsa işte burada durup düşünmek lazım...

Tüm bu hıyanetleri gören, Fetullah'ın kullandığı pis peçeteyi yiyen, saçını, tırnağını, kullanılmış iç ve dış çamaşırlarını teberrüken muhafaza eden, Kıtmir duasına ve 1 dolarlara batıl manalar yükleyerek taşıyan FETÖ'cü abi ve ablalar girdikleri sarhoşluk halinden bir türlü uyanamıyorlar.Hem sarhoşlar hem de hala daha ihanet içinde olmaya, sana,bana, masumlara,halka ihanet etmeye devam ediyorlar.

İşte bu durum tehlikenin boyutunu bizlere gayet net gösteriyor.

Dolayısıyla bu teröristleri ülkemizden temizlemek biraz zaman alacak.

DAİŞ ve PKK mensuplarını üç aşağı beş yukarı tahmin edebiliyoruz. Çünkü DAİŞ'in ve PKK'nın belli bir kimliği var. Yaşantı tarzları öngörülebiliyor. Biri ben radikal dinciyim diyor diğeri dinsizim diyor. Kullandıkları dil (lehçe) ve kıyafetlerinden, saç ve sakallarından, yaşam tarzlarından tahmin edilebiliyorlar. Kısaca münafık değiller.

FETÖ'cüler ise takiyye ile münafıklık yapıyorlar. Kimliksiz ve kişiliksizler. Yeri geliyor dindar ayağına yatıyorlar yeri geliyor dinsiz ayağına yatıyorlar. Dış görünüşlerine , yaşam tarzlarına söylem ve eylemlerine bakarak bunları tespit etmek çok zor. İşte bu yüzden tüm yurttaşların eş, dost ve arkadaşlarını ihbar ederek devletlerine yardım etmeleri gerekiyor.

Zaten Cumhurbaşkanımız da geçenlerde Külliye'de bu noktayı dile getirmişti.

Bu yüzden devlet ve millet olarak 15 Temmuz'daki gibi gafil avlanmamak, hazırlıksız yakalanmamak için eşeğimizi sağlam kazığa bağlamak, gardımızı almak ve azimle bu teröristlerle mücadeleye devam etmek zorundayız.

Ülkemize acımayanlara biz de acımamalıyız. Aksi takdirde başka 15 Temmuz'ları yaşayabiliriz.

Öte yandan zulme rızanın zulüm olduğunu, zalimlere en ufak bir ses çıkarmamanın ve taraftar olmanın dahi cehennem ateşinin bize değmesi için yeterli bir neden olduğunu bir an olsun aklımızdan çıkarmamız gerekiyor.

SON DAKİKA