Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

20 Nisan 2015, Pazartesi

Obama "soykırım" diyecek mi?

Gözler 24 Nisan'a çevrildi, Amerika Başkanı Obama 2009'dan itibaren yayınladığı 24 Nisan mesajlarında bugüne kadar kullanmadığı "soykırım" ifadesini bu kez dile getirecek mi?

Başkanlığının ilk 24 Nisan'ında Ermeni lobisinin Obama'dan beklentisi büyüktü ancak Obama 24 Nisan 2009'da lobiyi hayal kırıklığına uğrattı, "soykırım" ifadesi yerine "büyük felaket" tanımını kullandı.
2009'dan sonra Obama'nın 24 Nisan büyüsü bozuldu ta ki bu sürece kadar. Papa ve Avrupa Parlamentosunun ardından Obama'dan da "soykırım" çıkışı bekleniyor.

Washington'dan gelen haberler lobinin ciddi faaliyetler içerisinde olduğu yönünde yani Obama'ya bu konuda baskı yapılıyor. "Der" diyenlerin sayısı "demez" diyenlere göre daha fazla duruyor.
Aslında genel fotoğrafa bakınca Obama'nın ne diyeceğinin pek de önemi yok. Çünkü seçim sürecine giren Türkiye organize bir saldırı altında.
Soykırım çıkışının Türkiye'nin enerji transferindeki rolüne, bölgesinde yükselen güç olmasına, bölgesine oranla istikrarlı ekonomisine yönelik bir tehdit olduğunu görmek gerek.

Batı'nın derdi Ermenilerin hakkını savunmak falan değil Ermenileri kullanarak Türkiye'yi baskı yoluyla istedikleri noktaya çekmek.
Maalesef adliyedeki kanlı terör saldırısında olduğu gibi soykırım gibi milli bir meselede de milli birlik sağlanabilmiş değil.
Birileri bizim milli birliğimizi test ediyor ve her testin sonucunda da kendilerini mutlu edecek notları görüyor.
24 Nisan'da Erivan'a karşı Çanakkale çıkışını hazmedemeyenler, baltalamak niyetinde olanlar var. Oysa 24 Nisan kara savaşının yıl dönümü yani durduk yere kafadan uydurulmuş bir tarih değil.

Kaldı ki Türkiye'nin milli meselesi ile ilgili bir organizasyon düzenlemesine hangi Türk neden karşı çıkar, böyle bir şey neden sorgulanır, onu da anlamak mümkün değil.
Tıpkı Kutlu Doğum nedeniyle Ayasofya'da açılan sergi ve okunan Kuran-ı Kerim'in sorgulanması gibi.
İşte bunları sorgulayan hatta daha da ileri gidip, "Türkiye'yi rezil ettiler" diyerek eleştiren bir zihniyet var.
Bu zihniyet yeri geldiğinde DHKP-C'li oluyor, yeri geldiğinde Ermeni, bir bakıyorsunuz Esadcı oluyorlar bir bakmışsınız İsrailci ama hepsinde bağımsız Türkiye düşmanı gibi hareket ediyorlar.
Bu zihniyet Türkiye'yi "teröre destek veren ülke" ilan ediyor, Batı'yla birlikte hareket ediyor, kendi polisini katliamcı diye yaftalıyor, hatta ihbar etmeye kalkıyor.

Bu zihniyet etrafında ne olup bitiyor bakmadan "ekonomik kriz geliyor" diye korku pompalıyor.
İşte 7 Haziran bu nedenle çok önemli bir seçim, 30 Mart'ın 10 Ağustos'un tamamlayıcı unsuru değerinde bir seçim.
O zihniyetin söylediklerine, yaptıklarına, oluşturmaya çalıştıkları algıya itibar etmeden, önümüze bakmamız lazım.
Yoksa kaybedilecekler soykırımla sınırlı kalmayacak, çok daha fazlası olacak.

SON DAKİKA