kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Sağduyu çarmıhta

İsa'nın Arzusu' (Passion of Christ) adlı Mel Gibson filmi, kendi başına oluşturduğu fırtınanın çok ötesinde küresel kaygılar için ciddi bir gösterge: Esasen 'ısmarlanmış stratejik kehanet' olan 'Medeniyetler Çatışması' yerine daha karmaşık ve büsbütün şeytani bir 'dinler savaşı' için elverişli bir iklim gelişiyor, geliştiriliyor. Tabii ki bir tek filmin, böyle bir kabus senaryosunu gerçekleştirebileceğini söylemek istemiyorum. Ancak, bu filmin özellikle ABD içinde daha şimdiden ürettiği ürkütücü gerilim ve çarpıcı tehditler süreci, genel olarak Batı uygarlığının derinliklerinde nasıl bir dinci nefret volkanının bulunduğunu, iç barışın büyük ölçüde hala yapaylıktan kurtulamadığını belgeliyor. Özellikle de Katolikler ve Yahudi'ler arasında patlayan bu kavga, iki tarafın da birbirlerine yönelik kinlerini denetlemekten aciz kaldıklarını gözler önüne seriyor. Henüz Türkiye'de çok fazla yankı bulmayan bu hesaplaşmada köhne saldırı ve savunma söylemleri saat başı birer kılıç gibi çekiliyor: - Sizi gidi Hitler kalıntıları, sizi! - Sizi gidi Siyonist çıfıtlar, sizi! Gibson'a, sadece ABD'yi ve sadece Katoliklerle Yahudileri değil bütün dünyayı ürkütebilecek tehditler yağıyor. O da 'Cesuryürek'i oynamaya devam ederek tehditlere karşı tehditle cevap veriyor. Bir yıldan beri bu filmin gösterime girmemesi için mücadele veren Yahudi lobisi sonuç alamadığı için hayli öfkeli. Şimdilerde Mel Gibson'un banka hesapları, özel hayatı, para yardımı yaptığı kuruluşlar ve ailesi didik didik araştırılıp varsa kirli çamaşırları ortaya çıkarılmak isteniyor. Bu noktada, Katolik-Yahudi barışının yapaylığını açmak ve sorunun temelini hatırlamak gerekiyor: Barış, 1960'lı yıllarda Yahudi lobisinin gayretiyle 'İsa'yı Museviler çarmıha gerdi' şeklindeki tez, Katolik öğretiden çıkarılmıştı. Ama daha 1990'lara gelirken, karşılıklı olarak 'geri dönüş'lerin başladığı fark ediliyordu. Onun için de, bir zamanların başucu kitapları serisinden Megatrends'lerin yazarları John Naisbit ve Patricia Aburdene 2000'lerin yönelimleri arasında 'Dinsel canlanma' beklentilerini açarken şöyle diyorlardı: "40 yıl önce, dua kitaplarını olağanüstü anlatılardan arındıran Yahudiler, mucizelere, mitolojilere ve Mesih'e ilişkin bölümleri yeniden kitaplarına alıyorlar..... Karizmatik Katolikler hareketi, otuz yıl içinde dünya çapında bir nitelik kazanarak içlerinde milyonlarca Katolik'in de bulunduğu 300 milyon kişiyi etkisi altına aldı" Başka bin türlü kanıtla da destekleyebileceğimiz bu 'geri dönüş', zaten son derece elverişli olan vadide rüzgar tohumlarını ektiği için şimdiki fırtınanın çok yadırganacak yanı yok. Yakın geçmişi gözleyen veya takip edebilenler bu yüzden Mel Gibson filmiyle patlayan gerginliği, ilk bakışta göründüğünden daha kaygı verici buluyorlar. Doğrusu taraflar da kaygıyı hızla tırmandırmak için adeta yarış halinde: Mel Gibson, sıra ailesine yönelik tehditlere gelince, İsa'nın Yahudiler tarafından çarmıha gerildiği tezini kanırta kanırta işlediği film kadar keskin çıkışlar yapıyor: "Ben yetişkin bir insanım. Kendimi koruyabilirim. Fakat siz, kalkıp benim 85 yasındaki babamla uğraşmaya kalkarsanız, o zaman dikkatli olun!" Daha sarsıcı olan ise asırlık baba Hutton Gibson'un kavgaya balıklama dalması: "İkiz kulelere uzaktan kumandalı uçaklarla saldırılmıştır." Belli ki Baba Gibson Yahudileri kast ediyor ve bütün bir Katolik Amerikan toplumunu tam bir komplo dehşeti içine salıyor. Gerçi 11 Eylül saldırılarının ardında MOSSAD ve CIA parmağı olduğuna inanan yeteri kadar Amerikalı zaten vardı ama bunları 'ucuz komplo teorisi' diye gülüp geçiştirmek kolay görünüyordu. Şimdi ise aynı türden bir iddia bütün dünyanın önünde, böylesine ünlü bir adamın babası tarafından dile getirince, tez gerçekten salt komplo safsatası olsa bile, özellikle Katolik kitleler fena etkileniyor, hatta çarpılıyorlar. Yahudi cemaati de bu iddia karşısında dilini bilemekten geri durmuyor: "İşte bunlar, altı milyon Yahudi'yi yakanların ardıllarıdır!" Sen misin bunu söyleyen?! Baba Gibson ateşe benzin döküyor: "Ne altı milyonu? İstediğiniz 'ölü yakma görevlisi'ne sorun bakalım, bir cesedi yakmak neye mal olur?.. Size vereceği cevap şudur: Bir cesedi yakmak için bir litre benzin ve 20 dakika zaman gerekir. Hadi bunu 6 milyonla çarpın bakalım. Nerede o kadar zaman ve o kadar petrol?" Yahudilerin öfkesi, büyük ölçüde hakim bulundukları medyadan sel gibi ABD toplumunun üzerine geliyor ama Gibson'ların geri adım attıkları yok. 'Uygar dünya' sağduyuyu elbirliğiyle çarmıha geriyor.


YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 'Büyük Ortadoğu' küçük Türkiye   / 27-02-2004
 'Çift süren öküz' siyaseti   / 26-02-2004
 Kürt muhabbetinde yeni ufuklar   / 24-02-2004
 Kürtler üstüne kafatasçılık   / 23-02-2004
 Azgına direncin namı var mı?   / 20-02-2004
 T'imarbank Vakası'na dair   / 19-02-2004
 Sivri kültürle savaş   / 17-02-2004
 Hak gütme ahlakı ve TÜPRAŞ   / 16-02-2004
 TÜPRAŞ'tan yanık sorular   / 13-02-2004
 Bağumsuzluk şart midur?   / 12-02-2004
ERDAL ŞAFAK
Dağ başında bir genç var
Orhan Pamuk'un kulakları...
AHMET HAKAN COŞKUN
Seçime doğru spekülasyonlar
Yerel seçim hem AKP, hem de...
MEHMET BARLAS
İktidarla uygar diyalog, şarklı gösteriye...
ÖMER ÇELİK
Değerler ve araçlar
"Dünya barışı" ya da "düzeni",...
ÖMER LÜTFİ METE
Sağduyu çarmıhta
İsa'nın Arzusu' (Passion of Christ)...
SAVAŞ AY
Başbakan'ın kantin hikâyesi
Kadir Topbaş okullu olarak,...
Yedi oscarlık Fenerbahçe
Yedi oscarlık Fenerbahçe
F.Bahçe, Nobre'nin erken golüyle rahatladı. Onur mücadelesi yapan...
Pole position bizim
Pole position bizim
F.Bahçe'nin hocası Daum liderlik için, "İyi bir duruma geldik.
Baykal: Hesaplaşma bekleyenler görecek
Baykal: Hesaplaşma bekleyenler görecek
CHP lideri Baykal, partisinin seçimde düşük oy alacağını ve...
Ecevit: Hayal kurmuyorum 1'inci olabiliriz
Ecevit: Hayal kurmuyorum 1'inci olabiliriz
Yerel seçimlere katılacak partiler arasında en fazla kadın...
Kişi başına 150 ağaç
Kişi başına 150 ağaç
Bundan 10 yıl önce erozyon ve yaratacağı tehlikeler hakkında kimse...
Kimliğini çalan hırsız kabusu oldu
Kimliğini çalan hırsız kabusu oldu
Azılı bir suç şebekesinin lideri evinden kimliğini çalınca, Ünal Gül...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.