kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Saddam'a bakıp "Bu herkese ders olsun" demek mümkündür
Sabiha Gökçen neden kullanılmaz?
ŞAKA

Saddam'a bakıp "Bu herkese ders olsun" demek mümkündür

Acaba doğru mu?.
Saddam Hüseyin yargılandığı mahkemede kendini savunurken, mangalda kül bırakmıyor. Irak'ın meşru devlet başkanı olduğunu söylüyor. ABD Başkanı Bush'a hakaret ediyor.
Belli ki mümkün olsa muhafızlarına emir verip, mahkeme üyelerini hemen kurşuna dizdirirdi.
Damatlarına da öyle yapmadı mı? Ancak şimdi, kendisini yakalayan Amerikalılar'a sorgulanması sırasında verdiği ifadeler de basına sızmaya başladı.
Örneğin Kuveyt'i işgal etmesine gerekçe olsun diye şöyle konuşmuş:
-Irak Silahlı Kuvvetleri'ni boş bırakmamak, onları meşgul etmek için Kuveyt'i işgal ettik. Eğer bunu yapmasaydım, ordu darbe dahil, çok kötü şeyler yapabilirdi.
Kimbilir o şaşkınlık ve yılgınlık içinde daha neler söylemiştir.
Yer altındaki delikten çıkarıldığı günkü fotoğraflarını hatırlayın. Saçı sakalına karışmıştı. Gözlerinde korku ve çaresizlik görünüyordu.
Mahkeme görüntülerinde ise, dinlenmiş, kendini toparlamış bir Saddam var.
Ama ne yaparsa yapsın, arkasında müthiş bir yenilgi ve sonu ülkesinin işgali ile biten büyük bir fiyasko var.
Tabii bir de, sorgulanması sırasında Amerikalılar'a verdiği ifadeler var sırtında.
-Orduyu meşgul etmek için, darbe yapmasınlar diye Kuveyt'i işgal ettim, demişBu mantığı irdelemeyi deneyelim mi?
Bizde de silahlı kuvvetler 1960-1997 arasında dört kez doğrudan ya da dolaylı darbe yapmadı mı?
Acaba o dönemlerin darbe sonucu devrilen hükümetleri, Suriye'yi veya Yunanistan'ı işgal etme kararı alsalardı, darbeler önlenebilir miydi?
Veya demokrasiyi kurtarmak için, milliyetçiliği, saldırganlığı ve şovenliği kullanmak mübah mıdır?
Burada yine Saddam'a dönersek, O'nun meşruiyet anlayışını da ele almamız gerekiyor.
Bu tür totaliter rejimlerde meşruiyetten anlaşılan şey, iktidardır. Elinde devlet gücünü tutan kişi veya oligarşi, kendini "Meşru yönetim" olarak görür.
Bunlar "Bağımsızlık" ve "Egemenlik" kavramlarını da, canlarının istediği her şeyi yapmak biçiminde anlarlar.
Oysa Nazi liderlerinin yargılandığı Nürenberg'den beri, bu kavramların içeriği değişti. Nitekim, bir dönemde Yugoslavya'nın meşru başkanı olan Miloşeviç de, ülkesinin egemenlik hakkını kötüye kullanıp, soykırım yaptığı için yargılanmıyor mu şimdi?
Saddam'ın bütün bu durumları salim bir kafayla değerlendirmesini tabii ki bekleyemeyiz.
Eğer onda bu tür bir durum değerlendirme yeteneği olsaydı, şimdi ne kendisi, ne de Irak bu durumda olurdu.
Amerika'ya kızan ve eleştiren düşünce sahiplerinin bu noktada şu soruyu sormaları da gerekiyor.
-Topraklarından petrol fışkıran Irak'ın insanları nasıl bu sefil duruma düştüler? Bir ülkede doğal zenginlikler, saldırgan bir diktatörü ve rejimini fonladığı zaman, buna seyirci kalmak egemenlik ve bağımsızlık haklarına saygılı olmak mı demektir?
Yani diyorum ki: Irak'ın ve Saddam'ın serüvenini izlerken, bunlardan kendimize dersler çıkaralım.
Demokrasinin ve "Hukukun Üstünlüğü" kavramlarının kıymetini bilelim
Avrupa Birliği'ne girmemiz uzun sürse bile, şu Kopenhag Kriterleri'ne tam olarak uyalım.
Şovenliğin her çeşidini reddedelim. Ve anti-Amerikan olacağız diye yanlışlıkla "Saddamcı" olmayalım.
Irak'takilerin yaptıklarını hatırlayıp, Türkiye'nin "Cumhuriyet Muhafızları" olmaya teşebbüs etmeyelim.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yatağa alınacak erkeklerin türüne göre özgürlük tanımı   / 14-07-2004
 Türkiye nefesini aralık ayına kadar tutacak   / 13-07-2004
 İcazetli gazete yazarlığının dayanılmaz ağırlığı üzerine...   / 12-07-2004
 Erdoğan dil bilmeden yabancılarla nasıl yakın ilişki kuruyor?   / 11-07-2004
 Yolu onarmak için ille de kına gecesi mi yapmak gerekiyor?   / 10-07-2004
 "Çok yaşa" demek için, Hıncal'ın hapşırmasını beklemiyorum   / 09-07-2004
 Ahirette iman ve Bodrum'da mekân mı?   / 08-07-2004
 İnsanların değerini onlar ölmeden anlamak çok mu zor?   / 07-07-2004
 Gündoğan'da yaşanan "Dolar" krizi   / 06-07-2004
 Saddam'a bakıp "Bu herkese ders olsun" demek mümkündür   / 05-07-2004
REHA MUHTAR
Sana kimse geri zekâlı diyemez Sevgili Hıncal...
ERDAL ŞAFAK
Sansasyonun bedeli
Başbakan Erdoğan gelecek hafta...
MEHMET BARLAS
Türban, sadece bir inanç meselesi olmaktan...
ALİ KIRCA
Bu yazı bir komplo teorisidir!
Ve bu yazı demektedir...
ÖMER LÜTFİ METE
Yüksek 'Kanser Dairesi' başkanlığına
Kadıköy'de iken...
REFİK DURBAŞ
"Temiz tren" açıklaması
SABAH Posta Kutusu'nda...
SAVAŞ AY
Profesörün üniversiteli oğlu sanatçıyı...
HINCAL ULUÇ
Ne olacak bu Galatasaray'ın hali?..
Son günlerde en çok...
İşte 10 numara
İşte 10 numara
Emre Belözoğlu'nu 1 yıllığına kiralamak için İnter'le anlaşmaya varan...
Şampiyon hazır: 5-0
Şampiyon hazır: 5-0
Tuncay, Murat, Önder Çengel, Semih ve Aurelio'nun golleriyle Alman...
Benim adıma İsviçre'de hesap açmaya çalıştılar
Benim adıma İsviçre'de hesap açmaya çalıştılar
Baykal, dört CHP’li vekilin bir otelde kendisi ya da ailesinden bir...
Transfer yaklaşımı çok çirkin
Transfer yaklaşımı çok çirkin
CHP'Lİ iki milletvekilinin AKP'ye geçişini değerlendiren Başbakan...
Oltası paratoner gibi yıldırımı çekti
Oltası paratoner gibi yıldırımı çekti
Yıldırım çarpması sonucu yaralanan kameraman Eser Bakan ve Hakan...
Sular Yükseliyor
Sular Yükseliyor
Küresel ısınma konusunda dünyanın önde gelen uzmanlarından Sir David...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.