kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Savas Ay @ SABAH
Tel:
0212 354 40 22
Fax:
0212 274 83 81
 

Kimse haramı haram diye yemez değil mi?..

Siirt'teki hekim açığı canlı yayında dile gelince A Takımı'nı izleyen Sağlık Bakanı Recep Akdağ hemen emretmiş, bu sorunu halletmişti. Siirt Valisi Murat Yıldırım teşekkür mesajı yollayınca ben de yayınladım. Bakan bey duygulanmış. Aradı, konuştuk, dertleştik. Neleri mi? Okuyun bakalım neleri.

Avrupa'dan da üstünüz!..

Türkiye'de uzman hekimlik ve teknoloji açısından seviyemiz pek çok alanda Avrupa'yı yakalamış durumda. Hatta bazı noktalarda üstün olduğumuz alanlarda var hocalarımız açısından. Bunu iyi bir şekle döndürmek lazım yavaş yavaş. Bir defa şunu müjdeleyebiliriz.
Bizim bu sağlıkta bilişim programımızın üç tane ana bileşeni var. Birisi aile hekimliği. Diğeri genel sağlık sigortası, öteki de hastanelerin özel işletmeler haline dönüştürülmesi.

Yasa tasarısı mecliste

Şimdi bunlardan birincisi olan aile hekimliğinin yarın plan bütçede ve sağlık komisyonunda görüşülmesi var. Bu çok uzun bir süreçti. Aylardır çalışıyoruz. Genel sağlık sigortası öyle umut ediyorum ki Kasım veya Aralık ayında meclis üyelerinin önüne gelmiş olacak. Hastaneleri önce sağlık bakanlığına devr almak, sigorta hastanelerini sonra belli bir sevk planlamayla bir süreç içerisinde, bir özel idarelerinin yönetiminde özerkleştirilmesi ve yerinden yönetimi...

Konuşulmayan gerçekler!..

Bunun içinde biliyorsunuz yeni yasa tasarısını hazırladık. Meclise sunuyoruz. Yani sonuç şu: Bu üç ana bileşen hayata geçiyor. Türkiye'de bunlar belki 20 senedir konuşulmuyor biliyorsun.
Savaş AY: Konuşuluyor da bir türlü adım atılmıyor.
Recep AKDAĞ: Artık bunlar hayata geçecek.
Sayın başbakanımızın özellikle meseleye sahip çıkışı çok önemli. Dünya Sağlık Örgütü toplantısının ilkine ben bakan olarak gittiğimde enteresan bir konu başlığı vardı. "Politikacıların veya politika yapıcıların sağlık reformu çalışmalarına katkısının sağlanması" diye. Orada başbakan katkısı ve kabine katkısı hakikatten çok önemseniyor. Geçmişte Türkiye'de bu yüzden birçok şey yapamadık. İsterseniz sağlık bakanı olun ve neyi yapmak isterseniz yapın, isteyin Eğer arkanızda güçlü bir siyasi irade yoksa yapamazsınız.

Katkı payı ödüyoruz!..

Şimdi bütün hekimlerimize biliyorsunuz kendi performanslarına göre hastanelerde çok ciddi katkı payları ödemeye başladık. Bu neyle sonuçlanıyor biliyor musunuz? Kayseri'de 170 milyon hekimimizden 30 tanesi muayenehanesini kendi gönlüyle, isteğiyle kapadı.
S. A: Peki bu bıçak parası kalktı mı ortadan mesela?
R. A: Şimdi o kapayan kişiler açısından tabii ki kalkmış oldu. Hani bunun tamamen kalktığını söyleyemeyiz ama süreç bu yönde olumlu biçimde gelişmeye başladı. Mesela Çankırı'da zannediyorum 30'un üstünde 40'a yakın uzman hekimden 21 tanesi muayenehanesini kapadı. Isparta'da 85 kişiden 15 kişi kapadı. Bunun anlamı şu. Biz muayenehanesi olmayan hekimlere döner sermaye katkı paylarından ciddi ölçüde ödemeler yapıyoruz. İş çıkardıkları için.

Herkes tıkır tıkır çalışıyor

Ne oluyordu: Eskiden vatandaşa kardeşim tamam bitti artık muayene edemiyorum veya sabah 10:00'da gidip 11:30'da o klinikten ayrılmayı tercih eden ekip şimdi sabahtan akşama kadar
çalışıyor
. Ameliyatını da tıkır tıkır yapıyor. Çünkü yaptığı işlerden puan alıyor aynı zamanda da para
kazanıyor. Şimdi biz devlet olarak şu hatayı yapıyorduk. Bir uzman hekime 1 milyar maaş verirseniz, 300-500 milyon da döner sermaye derseniz, o uzman hekime "Tamam kardeşim ben sana sadece bunu veriyorum" derseniz, e ne olurdu? Kendi muayenehanesinde bunu kazanmanın peşine düşüyordu.
S.A: Tabii çok ta zor bir branş yani.
R.A: Benim büyüklerimden birinin enteresan bir lafı vardır. Derdi ki: "Hiç kimse haramı haram diye yemez kolay kolay her arada helale dayandırır yer." Şimdi bu sefer hekimliğin içerisinde de şöyle bir şey gelişiyor. Kardeşim ne yapıyım şeklinde işte...

Talebi yüksek, arzı az!..

Yani ben 11 sene 12 sene çalıştım. Gecemi gündüzüme kattım. Mecburen bunu yapacaksın. Ama şimdi bu şekilde muayenehanesi olamayan ve iyi iş çıkaran hekimlere, işletmenin de iyi idare edildiği hastanelerde 5 milyara 5.5 milyara kadar aylık net döner sermaye katkı payı ödüyor. Şimdi bu bazı kesimle tarafından çok iyi algılanamadı başlangıçta. Ya olur mu bu kadar para nasıl ödenir kamuda. Ödemezseniz biraz önce sizin söylediğiniz bıçak parasına rağzı olacak. Yani bu bir taraftan talebi yüksek olan arzı da hâlâ küçük olan bir meslek Türkiye'de.

Muayenehane açma hakkı

İkincisi hekimlere hiçbir mesleker bağlamda olmayan bir hak vermişsiniz. Nedir o hak? Muayenehane açma hakkı vermişsiniz. Diğer memurların ikinci bir iş hakkı yok. Bunu da iyi ki vermişsiniz zamanında. Çünkü başka türlü hiç iş götüremezdiniz. Ama tabii zamanla bu dejenere olmuş bıçak parasına, şuna buna dönmüş. Şimdi bunu tersine döndüren mekanizmayı işlevliğe seçtik.
Nedir bu? Aslında kamu yönetiminde de bir ilktir Savaş Bey? İnşallah böyle yavaş yavaş yolumuza devam edeceğiz. Ama söylediğim gibi benim enerjimin en önemli kaynağı sayın başbakan ve kabine arkadaşlarımızdır. Şimdi bu söylediğim işi maliye kabul etmeseydi normal klasik maliye anlayışıyla bunu kimse kabul etmezdi.
"Yani işte efendim vali 3 milyar kazanırken, bir müsteşar 3 milyar maaş alırken siz nasıl olur da hekime döner sermayeden de olsa 5 milyar verirsiniz" deseydi biz bu işlerin hiçbirini yapamazdık.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Akdamar Adası'nda kaybolan Polonyalı...   / 27-10-2004
 Gel de sevme bu ülkeyi ve insanını   / 26-10-2004
 Peki şahit neredeydi sayın hakim bey?..   / 25-10-2004
 Rüzgâr saçlı kızı o gece nasıl tanıdım?..   / 24-10-2004
 İşte foto muhabiri!..   / 23-10-2004
 Babalar ve oğullar   / 22-10-2004
 Bir 23 Nisan'da acılara doğan Bahar bebek...   / 21-10-2004
 Dev adamın savaşı   / 20-10-2004
 Büyü de 'Baba'n sana!..   / 19-10-2004
 İstanbul Cerrahpaşa'da sabaha karşı saat 05.00   / 18-10-2004
REHA MUHTAR
Siz hiç Le Monde'la, Le Figaro'nun kavga ettiğini gördünüz...
MEHMET BARLAS
Türkler öğünmeli mi, yoksa övünmeli mi?
Hakkı Devrim'in...
HINCAL ULUÇ
İnsanca maç seyretme hakkı..
Mektubun başındaki hitap...
EMRE AKÖZ
'Fast food' şeyler
Gani Müjde, NTV'de...
SAVAŞ AY
Kimse haramı haram diye yemez değil mi?..
Siirt'teki...
REFİK DURBAŞ
Ramazan ve hurafeler
Hurafe'nin sözlük anlamı; dine...
Sol imparator
Sol imparator
Cumartesi günkü Beşiktaş-F.Bahçe derbisi öncesi iki takımın da en...
Kabine derbisi Fenerbahçe'nin
Kabine derbisi Fenerbahçe'nin
Bakanlar Kurulu'nda Başbakan Erdoğan ile birlikte 7 F.Bahçeli'ye...
Sivil MGK'dan 'AB'de eşitlik' çağrısı çıktı
MGK’nın sivil genel sekreterli ilk toplantısında ‘AB İlerleme Raporu’...
'Türkler Berlin'e yaslı gelip şen döndüler'
Berlin'deki zirvenin Fransa'daki yankısı "Chirac ve Schröder'den...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.