kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Emre Akoz @ SABAH
Fax:
0212 354 36 19
 

Entelliğin yeni ölçütü televizyonu eleştirmek

1970'li, 80'li yıllar... O vakitler entel olmanın ölçütü arabesk müziği yerden yere vurmaktı. Niye? Çünkü bir şeyi eleştirdiğin zaman, kafası pek çalışmayanlar, senin 'daha üstün, daha iyi' olduğunu sanıyor.
Bu mekanizmadan yararlanıp, mesela 'arabesk kötüdür' dersen... Yüksek zevklere sahip olduğun 'imajı'nı veriyorsun. Arabeski varoş kitleleri dinliyor. O halde sen onlardan değilsin. Böylece 'sınıf yapmış' oluyorsun.
İşin gülünç yanı: Bu takımın yüzeyselliği arabeske laf ederken doğru dürüst bir dayanağı olmamasından belliydi. Çünkü bu konudaki ilk ciddi araştırma, arabesk müziğin ortaya çıkışından 20 yıl sonra, 1990'da yayımlandı.
Bizim enteller ise 'yoz', 'bayağı', 'dejenere' gibi kelimeler kullanarak arabeski eleştirdiklerini vehmettiler. Sanki bir şeyi beğenmediğini söylemek fikirmiş gibi... Adam ne demiş: "Önyargılarını yeniden düzenlemeyi düşünce sanıyorlar!"

***

Bugün yine aynı kelimeleri işitiyoruz: 'Bayağı, yoz, dejenere...'
Ancak hedef değişti. Arabeskin yerini, genel olarak medya, özel olarak da TV aldı.
Tabii bu 'sözde' TV eleştirisinin de kendi içinde trendleri var: Çok değil iki üç yıl öncesine kadar "TV'deki şiddet görüntüleri, toplumda şiddete yol açar" gibi hiçbir geçerliliği olmayan laflar ediyorlardı.
Ama o tarz 'saptamaların' modası geçti. Artık "TV'de sadece eğlence var; bu kadar da olmaz" diyorlar. Bu tavrın, kendilerince en şık biçimi de, o sözleri bir TV programında söylemek! Bir heves stüdyoya koşmak, önce makyaj yaptırıp ardından da kameralar karşısında "TV kötüdür" demek!
İş o raddeye vardı ki...
Geçenlerde bir panel düzenlendi. Tartışma konusu neydi biliyor musunuz? Sıkı durun: 'Bu medyayla yeni bir dünya mümkün mü?'
Solun geldiği noktaya bakın: Kapitalizmi bırakıp medyaya takmışlar. Sanki TV, onların arzu ettiği gibi olsa; devrim patlayacak, düzen değişecek, mutlu mesut günler gelecek. Allah akıl fikir versin.

***

'Sözde eleştiri' tabirini boşuna kullanmadım. 'Ay ne iğrenç' demenin nesi eleştiri? 'Ay ne iğrenç' demenin, 'Ay ne hoş' demekten bir farkı var mı? Beğeni ifadesi ne zaman eleştiri oldu?
Ama dedim ya... Şık duruyor. 'Fikir insanı' sayılıyorsun. Hele Neil Postman'dan, Jean Baudrillard'dan ya da Adorno'dan bir de alıntı çakarsan... Havandan geçilmez. Süper aydın mertebesine ulaşırsın.
Neyse... Bu takımın asıl tahammül edemediği nedir biliyor musunuz? Özellikle TV'nin; toplumda zaten olup da... Diplerde yüzen inançları, hayat tarzlarını, kavrayış biçimlerini su yüzüne çıkarması... Yani: Kuytuda kalanı görünür kılması. Bastırılmış olanı serbest bırakması.
Ekrana baktıklarında bilmedikleri, garipsedikleri, hatta tiksindikleri bir toplumla karşılaşıyorlar. Anlamadıkları, ilişki kuramadıkları ve daha da acısı, onlara hiç kulak vermeyen bu toplumu 'görmek' istemiyorlar.
Aslında uzaktan kumandaya basarak o görüntülerden kolayca kurtulabilirler. Ama bunun yerine ahkam kesmeyi tercih ediyorlar. Çünkü böylesi hem kendilerini olumlama imkanı veriyor, hem de getirisi fena sayılmaz: "Ün ve paranın kime zararı var şekerim?"

Not: Tabii ki TV'nin laf edilecek bin tane abukluğu var; ama bunların yaptığı başka.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 'Oha filan olmak'   / 29-10-2004
 'Fast food' şeyler   / 28-10-2004
 Yeni Lira'daki Atatürkler   / 27-10-2004
 Ne kadar su içmeli?   / 24-10-2004
 'Hadi beni işe alın'   / 23-10-2004
 Emin Baba Türbesi   / 22-10-2004
 Akılsız kumarbaz   / 21-10-2004
 Sebastian Carlos ya da bizim Sebati Karakurt   / 20-10-2004
 Eşcinsellik, futbol ve bale   / 19-10-2004
 Zaman ve ezan   / 18-10-2004
REHA MUHTAR
Çanakkale kahramanları
43-ncü Alay 1-nci P. Tb. 1-nci...
MANSUR FORUTAN
Alışmak kolay geliyor
Ne zamandır iyi çay içmediğimi...
MEHMET BARLAS
Dünya klasiklerini yeniden okumalıyız!
Neden dünya...
ALİ KIRCA
Bayramca
Kavga bekleyenler düş kırıklığına uğrayacak...
HINCAL ULUÇ
Ahmet'i niye vurdular?..
Alkent sokakları nasıl güzeldi...
EMRE AKÖZ
Entelliğin yeni ölçütü televizyonu...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Arabeskimde şiir sesleri!
Adı, Burhan Bayar'dı...
SAVAŞ AY
Maçlarda küfür edin!..
Neymiş?.. "Maçlarda küfür etmek...
Bir İstanbul Masalı
Bir İstanbul Masalı
İnönü'de 20.00'de başlayacak maçı Fırat Aydınus yönetecek. Toplamda...
Sıradan bir maç değil
Sıradan bir maç değil
Türk futbolunun asırlık iki çınarı Beşiktaş ile F.Bahçe bugün...
Berlin'de "French Kiss"
"Size yardım edebilmem için, bana yardım edin mösyö! 17 Aralık'a...
Roma'da tarihi imza
AB liderleri, AET anlaşmasının imzalandığı salonda toplanıp Avrupa...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.