|
|
Farkı duygusal tortuda yakalamak gerek
Opet'in çevrecilik üzerine konumlandırdığı iletişim hayranlıkla izliyorum. Kendilerine IPRA ödülünü kazandırmış olan 'benzin İstasyonlarındaki tuvaletlerin temizliği kampanyasının ardından 'yeşile duyarlılığa' işaret reklamları da çok doğruydu. Tarkan'lı, ayılı reklam da öyle... Tansaş perakende sektöründe nasıl rekabetten farklılaşma yolunu, iletişim konseptini iki yıldır 'Tüketici hakları' üzerine yoğunlaşarak ortaya koymuş, herkes ucuzluk ve taksit kampanyası yaparken o bunu perakendenin hareketi' olarak görmüş ve yönetmişse, Opet de bir benzerini benzin, diesel, sektöründe yapıyor. Yılmadan direnirse, özlediği farklılaşmayı yakalar. Bugün insanlara "Tüketici hakkı aklınıza ne geliyor?" sorulunca, nasıl tereddütsüz "Tansaş!" yanıtını veriyorlarsa yakın bir gelecekte "Çevrenin korunması denince aklınıza ne geliyor?" sorusunun karşısında herkesin "Opet!" demesi işten bile değildir. Yeter ki Opet muhafazakar stratejisini sürdürsün. Pekiyi bu ne işe yarar? Günümüzde insanların satın alma kararlarını, satın alacakları şeyin madde özelliklerine göre değil, o marka ile kurdukları manevi bağa göre verdikleri bin kere kanıtlanmış bir gerçektir. Rekabetçi ortamda farklılığın kalıcı olarak yaratılacağı en sağlam alan da duygusal alandır. Bu alanda hangisi daha çok iş yapar? Ucuzlukla, indirimle, aynı dolum tesislerinden mal alan istasyonların, aynı ürünleri satan perakende zincirlerinin, daha ekonomik ve kaliteli mal sattıklarını iddia ettikleri iletişim atakları mı? Yoksa kurumsal vatandaşlık ve sosyal sorumluluğu ön plana çıkardıkları iletişim yaklaşımları mı? Siz karar verin...
|