Kuzeyden gelen adam
Vladimir Putin, gecikmeli olarak Türkiye'ye geliyor. Beslan'da yaşanan okul baskını Putin'in ziyaretini ertelemesine yol açmıştı. Rusya devletinin okulu basanlara yönelik operasyonu hayli kanlı geçmişti. Yapılan müdahalede Rusya Güvenlik Güçleri can sakınma kaygısı duymadan, profesyonellikten uzak bir yaklaşım sergileyerek trajik olayın bir katliamla sonuçlanmasında sorumluluk yüklenmişti. Türkiye'de ve dünyada okul çocuklarını hedef alan eylem, şiddetle kınanmıştı. Ancak bu terörist eylemin yarattığı dehşet hissi Rusya'nın Çeçenistan'da izlediği politikaların da aynı ölçüde sert bir şekilde eleştirilmesini engellemişti. Gerçekten de Çeçen direnişinde dinci boyutun ve sivillere saldırıların yükselmesiyle bu dava dünyanın gündeminden tümüyle düşmüştü. Putin yönetimi de bundan ve 11 Eylül'ün yarattığı iklimden de yararlanarak Çeçenistan'a yönelik şiddetin dozunu artırmıştı. Bu yönelimde de ABD'den genel olarak anlayış görmüştü. ABD ile Rusya arasında, hele 11 Eylül'den beri iyi giden ilişkilerin artık giderek gerginleşmeye başlayacağını söylemek mümkün. 11 Eylül'ün ardından jeopolitik stratejik yaklaşımın yeniden muteber hale gelmesiyle, Rusya'nın Batı ile ilişkilerinde yeni bir döneme de giriliyor. Daha önce Gürcistan'da son olarak da Ukrayna'da yaşananlar bu bakımdan hayli aydınlatıcı. Ukrayna'da son başkanlık seçimleri sonrasında inanılmaz bir şeffaflıkla yaşananlar, Batı ile Rusya arasındaki bu güç çekişmesinin ileride daha da keskinleşeceğini gösterdi. Belarus'tan sonra Ukrayna'yı da yanına almış bir Rusya'nın özellikle Doğu ve Orta Avrupa ülkeleri açısından ciddi endişe yaratması, ABD gibi AB'nin de seçim sonuçlarıyla ilgili net ve katı bir tavır almasına yol açtı. Türkiye'ye baskı artacak Bundan sonra da Batı ile Rusya arasındaki ilişkilerin bu türden gerginliklere açık olacağını beklemek gerekir. En azından Güney Kafkaslar'da Rus etkisinin azaltılmasının ABD'nin gündeminde daha da fazla yer tutması beklenmeli. Bu durumda Türkiye'nin Ermenistan sınırını açması için üzerindeki baskı da yoğunlaşacaktır. Türkiye'de Ukrayna seçimleri üzerindeki tartışma, sanki Rusya'nın bu güçlenmesi Türkiye açısından pek önem taşımıyormuşçasına yapıldı. Bu kez de ertelenen ziyaret öncesinde olduğu gibi tartışma Rusya ile ortak ekonomik ilişkilere yoğunlaştı. Allah'tan Katerina ve Baltacı meselesi geçen ziyaret öncesinde çözüldüğünden bu kez o konulara girilmedi! Türkiye ile Rusya arasındaki ekonomik ilişkilerin önemli olduğuna kuşku yok. Bunların daha da geliştirilmesi Türkiye'nin çıkarlarına da uygun. Rusya'nın da bu işbirliğine sıcak bakması, iki ülke arasında tarihte ilk kez toplumlar arasında sıcak ilişkilerin yaşanması da hayli önemli. Bu bağlamda iki ülke arasında geçmişte benzeri olmayan bir çıkar ortaklığı yaşanıyor. Ancak giderek otoriterleşen, özgürlükleri kısan ve emperyal güdüleri ayaklanan bir Rusya karşısında siyaseten nasıl bir tavır takınılacağını da ayrıca düşünmek gündemdedir. Türkiye, Rusya'ya her konuda, parçası olduğu Batı ittifakıyla aynı perspektiften bakmayabilir, bakamaz da. Önümüzdeki döneme yönelik olarak da ekonomik işbirliğiyle siyasi çıkar çatışması arasında nasıl bir siyaset izleneceği konusu üzerinde dikkatle durulmalı.
|