kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Yol ayrımı

ABD başkanı Bush'un Brüksel ziyareti ve NATO zirvesinin ardından Atlantikötesi ilişkilerin rayına oturmasının daha hayli zaman ve emek gerektireceği ortaya çıktı. Bu ilişkilerin yakınlaşması, Türkiye'nin çıkarlarına uygundur. Ancak çok temel siyaset ve yaklaşım farklarının yakınlaşmayı zora koşacağı da giderek daha iyi anlaşılıyor. Şimdilik iki tarafın bu temas neticesinde en azından buzları kırdığını söylemek mümkün.
Türkiye'nin bu gelişmeleri iyi takip etmesi ve konulara mümkün olduğunca müdahil de olması gerekir. Atlantik ilişkilerine bir katkıda bulunabilmek açısından ise Irak politikasının daha soğukkanlı bir değerlendirmeye alınması ve rasyonel bir zemine oturtulması öncelik taşır. Burada yapılacak revizyon, ABD ile ilişkilerde yeni bir çerçevenin oluşturulmasını, yeni bir ilişki dilinin ve tarzının şekillendirilmesini de kolaylaştırır.
Atılacak ilk adımlardan biri, Irak'ın kurucu unsurlarından birisi olan Kürtler'e yönelik tavrı değiştirmektir . Irak devlet başkanı olacak Celal Talabani'ye, aşiret reisi diye küçümseyerek yaklaşmak siyasi açıdan akılcı sayılmaz. Kaldı ki Iraklı Kürtler'in de kendi siyasi gelecekleri açısından Türkiye'ye ciddi ölçüde ihtiyaçları olacaktır. Bu denklem içinde Iraklı Araplar'ın ve Irak'ın diğer komşularının da meselesi olan Kerkük meselesi bir şekilde bu şehrin özel konumu korunarak halledilebilecektir.

Ne yapacağını bilmiyor
AKP hükümeti daha doğrusu liderliği bu bağlamda kendisi ve Türkiye açısından hayli kritik bir noktada duruyor. AB'nin 17 Aralık zirvesinden beri hükümetin ve iktidar partisinin verdiği izlenim hayli kötü . O güne önündeki yol haritalarını cesaretle izleyerek varan AKP liderliği, daha sonra ne yapacağını bilmez görüntüsü vermeye başladı. Daha doğrusu 17 Aralık kararı ardından AB meselesinde pek de acele etmek istemediği kanısı yerleşmeye başladı.

Açılım rahatsızlığı
Bu atalete yol açan unsurlardan birisi, iktidar partisi içinde son iki yılın liberaldemokratik açılımlarından rahatsız olanların varlığıydı. AKP liderliği seçmen tabanlarını genişleten o açılımlardan rahatsızlık duyanları tatmin etme uğruna işi askıya almayı tercih etmiş gibi. AB süreci içinde, tıpkı ekonomik program uygulamasında olduğu gibi, kendilerini destekleyen çevrelerin çıkarlarına da zarar verebilecek noktaya gelinmesinin de herhalde bunda bir payı var. Son olarak da AKP'nin bir parti olarak son iki yıldaki uygulamalarına damgasını vurmuş siyasal liberalizmi aslında tam sindirmemiş olduğu da söylenebilir.
AKP liderliğinin bu noktadaki hatası, 17 Aralık'tan sonra durma veya duraklama lüksüne
sahip olduğunu sanmasıdır. Bu parti gücünün bir kısmını ve meşruiyetini içeride siyaset alanını genişletmekten, dışarıda ise AB sürecinin önünü açmaktan almıştı. Tam da bu nedenle durma seçeneğinin varlığına inanmak parti açısından yanlış bir değerlendirme sayılmalı.

Dalganın iki yüzü
Şu sırada Türkiye'de siyasi iklime giderek içe kapanma, batı düşmanlığı komploculuk ve etnik milliyetçilik damgasını vurmaya başlıyor. AKP'nin Irak bağlamındaki söylemi de buna bir ölçüde katkıda bulundu. Ancak bu dalga tüm siyasi söyleme hakim olduğu taktirde AKP'yi de savurabilecek bir güçtür. AKP'nin başarı yolu, demokratikleşme atılımını sürdürmekten, ekonomideki kazanımları konsolide etmekten, dış politikasını laik temel üstünde sürdürmekten geçer. Aksine bir tavır ise herkesi savuracak bir istikrarsızlığın önünü açabilir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bush'un dünyası ve WSJ   / 20-02-2005
 Kürt başkanlı Irak, Türkiye'ye uyar mı?   / 17-02-2005
 Siyaset boşluk affetmez   / 13-02-2005
 Kerkük ve bölgesel güç   / 10-02-2005
 Yeni başlangıç   / 27-01-2005
 Sözün değeri   / 23-01-2005
 İkinci Dönem   / 20-01-2005
 Çöküş   / 16-01-2005
 Öfkenin ateşi fırsatı kül etmemeli!   / 14-01-2005
 Gazze'den sonra çekilme devam eder   / 13-01-2005
SOLİ ÖZEL
Yol ayrımı
ABD başkanı Bush'un Brüksel ziyareti ve NATO...
İlkleri seversin
İlkleri seversin
Manchester United'ın evindeki 40 yıllık yenilmezliğini 1996'da...
İdman zülmü!
İdman zülmü!
Zaragoza, F.Bahçe'nin statta idman yapmaması için her yolu denedi..
'Ben şahidim, aralarında gerginlik yok'
'Ben şahidim, aralarında gerginlik yok'
Türkiye-ABD Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve Başbakan...
Yurt çocuklarına 42 yıl ceza istendi
Urla Barboros Çocuk Köyü'nde kalan 10 çocuğa ırza geçmek ve ırza...
Gökkafes için yıkım davası
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), yasal olmadığı gerekçesiyle...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu
   
:: oKyYbC6ap21srq8xMGKvfDJiYzUwZGU0fK5kMTBrZTAzaGw4 -->