| |
|
|
Doğan Ağabey, Doğan Ağabey'i tüketiyor!..
"Doğan Koloğlu'nu okumazsam, Galatasaray maçı benim için bitmez" diye, taa Cumhuriyet dönemlerinden bu yana kaç kez yazdığımı hatırlamıyorum.. Bu hafta da Malatya-Galatasaray maçını bitirmek üzere Doğan Ağbi'yi açtım.. Açarken, içimde tatlı bir umut vardı. Birkaç hafta önce ben Doğan Ağbi'de olmaması gereken bir takıntıdan söz etmiştim.. Hakan Şükür!.. Hakan'ın Galatasaray'a transferine ilk günden beri karşı olduğunu biliyordum. Alp Yalman üzerine etkili olduğunu da hissediyordum. Ne var ki, Yurdaşen Karahasan emrivaki yaptı ve işi bitirdi. Doğan Ağabey de Hakan'a hep soğuk ve uzak kaldı. Ersun Yanal, Hakan Şükür üzerinden Galatasaray'ı çökertme hamlesine giriştiği zaman, yanında birkaç fanatik buldu.. Birkaç da ne dediğini bilmez, fikirleri ciddiye alınmaz şaşkın.. Bir de hiç orada olmaması gereken bir Doğan Koloğlu.. Yanal, Galatasaray düşmanlığını içinde hissettiğinden, Ali Sami Yen Stadı'na gelmekten utandı.. Belki de korktu. Ama korkmasına sebep yoktu. Korunacağını biliyordu. Daha çok utandı. Milli Takım üzerinden Fenerbahçe'ye yürümek hayalleri içindeydi. Bu hayal içinde Galatasaray'a maddi, manevi darbeleri arka arkaya vururken, hem okullu, hem kulüplü, o kulüpte kaptanlık, o kulüpte teknik direktörlük yapmış, en ağırlıklı Galatasaraylı Koloğlu'nun, Yanal'ın yanında görünmesinin sebebi, Hakan takıntısı idi.. Bunları dile getirdim. Doğan Ağbi bir yanıt verdi, ama aslında pek bir şey söylemedi.. Asıl yanıtı bu hafta vereceğini düşünüyordum.. Çünkü Hakan harika bir maç çıkarmış, maçın en iyi oyuncusu, kahramanı olmuştu. Yayın anında Maçın Yıldızı seçilmişti. Doğan Ağabey'e iyi bir fırsat çıkmıştı. Hakan'ı övmek ve Hıncal'a "Gördün mü ne takıntısı.. İyi olduğu zaman iyi diyorum işte" deme fırsatı. İnanın Doğan Ağbi'nin bu fırsatı değerlendireceğini düşünüyordum. Okuyacak ve kendisine telefon edecektim.. "Doğan Ağabey, senin gibi ustadan beklenen buydu.. Kardeşlerine örnek oldun. Gözlerinden öperim.." Vatan elimde dondum kaldım.. Doğan Ağbi maçı ve Hakan'ı seyretmemişti bile.. Hakan'ın oyuna ve galibiyete katkısının farkında bile değildi. Gene bildiğini yazmıştı. Yani takıntısını. Maçın notlarını o vermişti.. Hakan'a 4!.. Yazısında da Hakan'ın ne kötü oynadığını, Galatasaray'ın oyununu nasıl bozduğunu, onun takımda yer almaması gerektiğini çok açık ve net sözcüklerle anlatmıştı.. Sezon başında alışılan, Ersun Yanal müdahalesi ile bir ara duraksayan klasik Hakan/Necati gollerinin en mükemmellerinden birine "Lütfen gol" adını vermişti. Hakan Şükür, bu ülkenin en çok depar atan, en çok yer değiştiren, en çok gol koridoru yaratan santrforu olarak bilinirken, Koloğlu tam tersini yazmış "Hakan varken depar yok" demişti. Doğan Koloğlu Hakan'ı Galatasaray'ın en kötü oyuncusu ilan ederken, bakın öbür gazeteler ne yapıyordu.. Hürriyet (8).. Sahanın en iyi notu. Radikal (7).. Sahanın en iyi notu. Posta (7).. Sahanın en iyi notu. Yeni Şafak (* * *).. Sahanın en iyi notu. Takvim (* * *).. Sahanın en iyi notu. Milliyet (6).. Sahanın en iyi notu. Star (* * *).. Sahanın en iyi notu. Akşam (8).. Sahanın en iyi notu.. Cumhuriyet (6).. Sahanın en iyi notu.. Salı günü, gazetelerin haftaya genel bakışlarında durum daha da netleşti. Hakan Şükür, Star, Zaman, Posta, Yeni Şafak, Radikal, Birgün, Akşam, Fanatik, Foto Maç ve Milliyet gazeteleri tarafından Haftanın Karması'na "En iyi santrfor" olarak seçilmişti. Sabah ve Hürriyet sezon başından beri verdikleri notlarla, "Sezonun En İyi 10 Futbolcusu" listesi yapıyorlardı. Hakan, Sabah yerli yabancı, her mevki futbolcuları klasmanında 7'inci, Hürriyet'te 9'uncu sırada yer alıyordu. Yerli yabancı, yüzlerce futbolcunun her hafta yapılan değerlendirmesinde Hakan, iki gazetede de ilk haftadan beri ilk 10'da olan yerini koruyordu. Halka Olaylara Tercüman, salı günü Hakan için tam sayfa yapmış ve "Terminatör " diye manşet atmıştı. Fanatik ön sayfasını Hakan yaparken "Malatya'da Aslan'a hayat veren Hakan" demişti. Milliyet "Haftanın Portresi" başlığı altına bu hafta Hakan'ı seçmiş ve "Galatasaray'ın adeta kalesi. Sakat olmasına rağmen sahaya çıktı. Acısını içine attı. Muhteşem futbolunun karşılığını attığı golle aldı. Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, asistleri, arkadaşları ile yardımlaşması haftanın kahramanı olması için yetti de arttı" diye, adeta bir Koloğlu tekzibi kaleme almıştı. Taktik gazetesinin kapak konusu da Hakan Şükür'dü. Fotomaç kapak konusunu Hakan yaparken, onu Haftanın Altın Karması'na seçmişti. Özet.. Maç notlarına göre, hemen her gazetede Hakan sahanın en iyi oyuncusuydu. Salı günü hemen her gazetede, haftanın karmasında yer almış, bazı gazeteler onu ayrıca Haftanın Futbolcusu ilan etmişlerdi. Pek çok gazete onu kapak konusu yapmıştı. Hafta Hakan Şükür haftası idi.. Buraya ayrı ayrı almadığım, her yorumcu maç eleştirisinde Hakan'ı övmüş, galibiyette onun rolünün altını çizmişti. Koloğlu'nun Vatan'daki sütundaşı Cüneyt Tanman dahil. Bütün Türkiye, uzmanı, seyircisi ile Hakan'ı sevmiş, alkışlamışken, bir tek Doğan Koloğlu kırık not veren tek kişi olmakla kalmamış, bir de maç yazısında Hakan'ı yerin dibine batırmıştı.
Doğan Ağabey adına üzüldüm.. Ona olan sevgim ve saygım 40 yıllık.. Zor değişir.. Ama özellikle Galatasaray üzerine yazılarına artık merak ve heyecanla saldıracağımdan şüpheliyim.. Takıntı sözcüğünün en yakışmadığı spor yazarı Doğan Koloğlu'na Doğan Koloğlu yazık ediyor.. Çok yazık ediyor!.
Son bir not.. Bilmem gerek var mı?.. Doğan Koloğlu'nu ne kadar sevdiğimi herkes, en çok yakınlarım, en başta da kendisi iyi bilir. Hakan Şükür'den kişisel olarak hiç mi hiç hazzetmediğimi kaç defa yazdım, söyledim, hatırlamıyorum!.. İnsan olarak adı defterimden silineli çok oldu.
|