kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Rahsan Gulsan @ SABAH
 
Neyim varsa döktüm ortaya
Azarı Yedim...

Neyim varsa döktüm ortaya

Deniz Akkaya ile aynı karede yer alacak olma fikri, beni tüm gece uyutmadı. Neyim varsa döktüm ortaya; göğüs dekoltesi, dövmeyi açıkta bırakan kısa kollu bir bluz, bir gün önceden dip boyası yapılmış saçlar, en nezih bölgelerde yırtıkları bulunan bir kapri kot ve Pierre Cardin süsü verilmiş terliklerim... Ama...

Görüşmeden bir gece öncesi. Türk basınının en ağır kalemi Rahşan Gülşan, Kozyatağı sırtlarındaki iki oda bir salon şeklinde konumlanmış özel tesislerinde dev görüşmeye hazırlanmaktadır. Dört adet hizmetçisi olduğu halde bulaşık makinesini kendisi doldurmayı seçen yazarımız, bir yandan "Aman Allah'ım bu kadar bardağı üç günde nasıl kirlettim?" diye sorar kendine. Bir yandan da Deniz Akkaya ile bir araya gelecek olmasının verdiği stresle sakız çiğnemektedir. (İç ses: Bu yazıya çok seksi bir giriş uydurmam gerekiyor. Çünkü kolay değil; ülkemizin en renkli, seksi, çarpıcı, akıllı, güzeller güzeli, şarkı sözü fatihi, her giydiğini kendine yakıştıran, erkeklerin peşinde koştuğu Aysel Gürel ile bir araya gelecektim. Deniz Akkaya ve Toprak Sergen de listemdeydi ama Aysel Gürel'in karizması yanında kimsenin lafı olmaz... Üstelik yazımı büyük bir ihtimalle Sinan Çetin de okuyacağı için yapacağım komik, zeka ürünü bir giriş ile belki dikkatini çekerim. Bir reklamda şişman dolgu malzemesi olarak arkada görünürüm. Maksat çorba kaynasın...)

İŞTE O GÜN GELDİ ÇATTI
Cumartesi, saat: 14.00, Taksim
Deniz Akkaya ile aynı karede yer alacak olma fikri, beni tüm gece uyutmadı. Onun karşısında 'şişman' olarak adlandırılan türü en güzel şekilde temsil etmem gerekiyordu. Hani maçlarda 10 gol yedikten sonra şeref golü atılır ya, benimkisi de bu tat ve dokuya sahip bir organizasyondu. Neyim varsa döktüm ortaya; göğüs dekoltesi, dövmeyi açıkta bırakan kısa kollu bir bluz, bir gün önceden dip boyası yapılmış saçlar (Ki bu bile küçük bir servete mal oldu), taşlı, yer yer en nezih bölgelerde yırtıkları bulunan bir kapri kot ve Amerika'nın Migros'u sayılan Safeway'den 10 dolara aldığım ama 250 dolarlık Pierre Cardin süsü verilmiş terliklerimle otomobilimden indim. Kendimden emin adımlarla stüdyonun kapısına girerken "Apla, oraya park yassah, valla çizerler arabanı Allah korusun" repliğine maruz kaldım. Arkamı dönünce de bolca saç ve bıyık karışımı arasından kendini gösteren altın dişlerle burun buruna geldim. Otopark mafyası ile kavga bile edemeyecek kadar gergindim. Hiç yapmadığım bir şeyi yaptım. "Ben de bir vatandaşım, haklarım vaarrr" diye avaz avaz bağırmadım ve otomobilimi çektim. Bu duruma ben bile şaşırdım. Deniz Akkaya şimdiden ruhuma iyi gelmişti bile.

SİNAN BEY ADIM RAHŞAN...
Az önceki sahneyi tekrarlamam gerekiyordu. Ancak bu kez otomobilimden indiğimde stüdyonun önü yerine tarla görünümlü bir yerdeydim ve canım terliklerim toz içinde kalmıştı. Saçlarım terden birbirine yapışmıştı. Makyajımdan zaten söz etmiyorum. Artık 'doğal güzellik ve kendi ile barışık olma klübü' üyelerinden biri idim. Stüdyoya girince serinlemeyi umuyordum ama stüdyo, dışarıdan 10 derece daha sıcaktı. "Amaan" edasıyla saçlarımı topuz yaptım, makyajımı sildim, pantolonumun paçalarını bir sonraki adımda dereyi geçecek şişman kadın edasıyla katladım. Ben artık bitmiş bir insandım. Stüdyoda 'Bendeniz Aysel' dizisi için kurulan dekordan çok etkilendim. Son zamanlarda gördüğüm en etkileyici ve zekice hazırlanmış dekordu. (Yalakalıktan kim ölmüş. Sinan Bey, adım Rahşan, çok güzel şişman taklidi yapabiliyorum. Ayrıca 'uzun boylu, güzel yüzlü ama ne yazık ki şişman' kılığına da gözümü kırpmadan girebiliyorum...)

GÜREL, UZAYLI BENCE
Bu arada acaba akşamları bu dekorun bir yerine yerleşip, sessiz sessiz yaşasam mı, diye de düşünüyorum. Benim evden çok daha geniş ve konforlu. Akşamları da televizyon yerine canlı olarak 'Bendeniz Aysel' dizisini izlerim... Aysel Gürel müthiş bir gelinlik ile çıkıyor ortaya. Göğüs dekoltesi yüksek, saçlarını maşa yaptırmış. Toprak Sergen ile dünya evine giriyorlar. Arkadaşlar; Aysel Gürel gerçekten ve hakikaten Aysel Gürel taklidi yapıyor yaşarken... 76 yaşında bir kadının bedenine sıkışmış bir uzaylı bence o. Çekim arasında barbunya-salatamızı yerken anlattıkları yüzünden az daha gülmekten boğuluyorduk. Mehtap Ar da dizide rol aldığı için yemeği üçümüz yedik. Canım Mehtap son beş yıldır okullara tiyatro yapıyormuş. Çok candan bir kadın. Her akşam saat 19.30'da evinde yemek sofrası kurulurmuş ve kalabalık sofraları seviyormuş. Beni de davet etti. Çok iyi yemek yapıyor gibi görünüyor... Küçükken annesi ve ablası Müjde ile diskoya gittiklerinde bütün ilgiyi annelerinin çekmesi yüzünden hep fenalık geçirirlermiş.

MAHREM SAPTAMA ONDA
Bu arada Aysel Gürel evrim teorilerini, Fatih'teki parasız sıkıntı dolu ama neşeli günlerini anlatıyor. Öyle şirin ki, herkes susuyor onu dinliyor. En mahrem saptamalarını, gözünü kırpmadan en mahrem terimlerle yapıyor. Onu farklı kılan da bu kimseden korkmayışı... Bizim gibi sıkışınca oyunculuğa başvurmuyor. 50 yıl sonra kendi adını taşıyan ve senaryosunu Kasım Uçkan'ın yazdığı, Nursan Esenboğa'nın yönettiği ve yapımcısının ulu çınar, platoların hası, mükemmel varlık (Hocam Allah rızası için bir reklam anlaşması... Sonra gitcem... Gerekirse o, çay reklamındaki kızdan daha şişman bir Karadenizli taklidi yapmak için kampa girip, kilo alabilirim... İnandırıcılık bazında...) Sinan Çetin'in yaptığı 'Bendeniz Aysel'de oynuyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bir türkü rica etsem döverler mi acaba?   / 28-07-2005
 En ağır talk show! İnanmazsanız tartın   / 26-07-2005
 Kıldan tüyden meseleler   / 21-07-2005
 'O' gün Bebek'te Demet Akalın'laydım   / 19-07-2005
 Balaban Kebabı ve Şebnem Ferah   / 14-07-2005
 Sakın, ruhunuzu açık büfelere satmayın   / 12-07-2005
 Marslılar ve şişmanlılar   / 07-07-2005
 Karbondioksit tedavisi birazcık acıtıyor   / 09-06-2005
 İki kez LPG yaptırdım farkı hemen fark edildi   / 07-06-2005
 Yaşamak çok güzel   / 26-05-2005
RAHŞAN GÜLŞAN
Neyim varsa döktüm ortaya
Deniz Akkaya ile aynı karede...
HAKAN & UTKU
İki yeni bomba: Mondragon-Rüştü
Eskiden sıkça duyardık,...
AYŞE TÜTER
Mini kelebekler
Oniki parçalı bir kek kalıbını yağlayın.
Kataraktın ilaçla tedavisi yok, tek çözüm ameliyat
Kataraktın ilaçla tedavisi yok, tek çözüm ameliyat
Kataraktın en bilinen belirtileri, bakılan yerde oluşan bulanıklık ve...
Dünya jet-set'i ile kaynaştılar!
Dünya jet-set'i ile kaynaştılar!
Ender Mermerci ve Ömer Karacan'ın ardından, dünya jet-set'i...
Büyük aşk bitti mi?
Büyük aşk bitti mi?
Ayşe Çavuşoğlu'nun, yaklaşık üç aydır flört ettiği sevgilisi...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.