|
|
|
|
|
|
Kadın için tek gelecek evlilik mi?
Türkiye'de kadınlar ancak evlendiğinde cinselliği yaşama hakkına sahip oluyor, itibar görüyor ve tek başına yaşamaya hak kazanıyor. Yani gelecek evlilikte!.
Türkiye'de yaşayan pek çok kadın için tek gelecek var, o da evlilik. Kadın evlilikle birlikte sınıf atlıyor, itibar görüyor, başta cinsellik olmak üzere kimi haklara sahip oluyor, ailesinden ayrılıp başka bir evde yaşamaya başlıyor. Tabii aynı zamanda pek çok hakkını da kaybediyor. Birinin karısı oluyor: malı, namusu, tasarrufu... Giyimine, oturuşuna, kalkışına, konuşmasına, çalışmasına kocası karar veriyor. Onun çizdiği yoldan ilerliyor. Ne var ki kadınlar gönüllü köleliğe razı! Kendi istekleri ile halkayı parmaklarına geçiriyor ve 'umut' etmek istiyorlar. Filmlerde, romanlarda sunulan romantik bir evliliği hayal ederek bilinmeyen bir yolculuğa çıkıyorlar.
HAYAL ETTİĞİM GİBİ DEĞİLDİ Tıpkı "Kendimi bildim bileli, evliliğin, bembeyaz gelinliğin, yakışıklı bir damadın hayali ile yanıp tutuştum. Mutlaka evlenecektim günün birinde" diyen SADEGÜL gibi: "Bizim oralarda 'kız beşikte, çeyiz sandıkta' derler. Benim de çeyizime her gün yenileri ekleniyordu. İnanmazsınız ama on beşime vardığımda çeyizim hazırdı. Sonunda beklenen damat da ortaya çıktı. Çıkmaz olaydı!" diyerek pek çok kadının evlilikle ilgili düşüncelerini dile getiriyor bir anlamda SADEGÜL. Ama aradığını bulamıyor... "Ben erkeğin üstünlüğüne inanırım. Erkek getirmeyi, kadın yetirmeyi bilmeli. Erkek dediğin sert olmalı, kadına gücünü hissettirmeli ama sevdiğini de hissettirmeli. Onu kollamalı, gözetmeli, yeri geldiğinde romantik olmasını bilmeli. Filmlerdeki Kadir İnanır gibi olmalı... Benimki fazla sertti. Kabaydı. Yatakta da kabaydı, sokakta da. Hep emir vererek konuşurdu. Sanki hizmetçisi vardı karşısında. Tamam, hizmet etmeye hazırdım ama alışık değildim böyle tavırlara. İşin gerçeği neydi aslında, biliyor musunuz? Esas sorun, evliliğimin yıllardır kafamda kurup yarattığım evliliğe hiç benzememesiydi..."
SINIF ATLAMAK İÇİN Gece kulüplerinde şarkı söyleyen bir annenin kızı olan ve mankenlik yapan BİNGÜL de aynı şeyleri düşünüyor. SADEGÜL'e göre daha özgür olmasına ve farklı bir kişiliğe sahip olmasına rağmen hem de... "Her gün birlikteydik artık. Ya ben onun evinde kalıyordum ya o benim evimde. Ayrı kaldığımız zamanlarda ise saat başı telefonlaşıyorduk. Ben her şeyi ona danışıyordum. Hangi işe gideceğimi, hangi defileye çıkacağımı. O ne derse onu yapıyordum. 'İç çamaşırıyla poz veremezsin!' diyordu, 'Peki' diyordum. 'Mayo giyme!' diyordu, giymiyordum. Ben bile kendime hayret ediyordum. Ama içimden öyle geliyordu. Onun yanında mutluydum çünkü. Onu kaybetmek istemiyordum. Onunla evlenmek istiyordum. Her isteğimi yerine getiriyordu. Sürekli geziyorduk. Paris'e, Londra'ya, Bodrum'a, Antalya'ya gidiyorduk. Neyi beğensem alabiliyordum. En önemlisi iyi sevişiyordu. Onunla sevişmek acaip hoşuma gidiyordu. E, daha ne ister bir kadın? Kraliçeler gibi yaşıyordum. Mutluydum kısacası. Ferhat onun evinde yaşamamızı istiyordu. Annem ise evlenmeden, imzayı basmadan onun evine yerleşmeme razı değildi. Birlikte yaşamaya başlarsak, nikâh kıymayacağından korkuyordu."
SEDA KAYA GÜLER
|
|
|
|
|
|
|
|
|