Değerli TL, ithal girdilerin payını artırınca 40 iplik fabrikası kapısına kilit vurdu. Tekstil ve hazır giyim sektörünün duayenleri ayakta kalmak için katma değeri yüksek ürünlerde var olma ve marka yaratmak peşinde... 2005'te kan kaybı sürerken İspanya, İtalya ve İngiltere gibi moda merkezlerine yapılan ihracat yüzde 25 arttı. Ermenegildo Zegna'nın patronu ortak çalışma komitesi kurmak için Türkiye'ye geliyor....
Tekstil ve hazır giyim sektörünün son bir yıldır yaşadığı süreci en güzel anlatan cümle herhalde, "hem ağlarım, hem giderim" olmalı. Tekstil sektörünün takipteki kredi oranı yüzde 14.4'lere ulaştığı için bankalar, kredi vermeden önce en az on kez düşünüyorlar. Rakamlara bakıldığında toplam ihracat içinde tekstil ve hazır giyimin yine lokomotif yapısını koruduğu görülüyor. Ancak bu çok fazla sürecek gibi değil. Çünkü ilk dokuz ayda ihracat yüzde 17.42 artarken, burada tekstilin payı yüzde 9.07, hazır giyim ve konfeksiyonun payı ise yüzde 7.5'larda kalmış durumda. 2001 yılındaki devalüasyondan sonra yüzde 20- 25 kâr marjı ile çalışan sektörde kârlılık yüzde 5'lerin altında seyrediyor. Yaklaşık üç yıldır sabit durumda olan kura karşı nasıl ayakta durduklarını ise sektör temsilcileri şöyle özetliyor: "İthal ham madde, moda ve marka ürünlere yönelmek."
MARKALARLA İŞBİRLİĞİ Basic ürünlerden çok, trend ürünlere yönelen ve büyük markalarla işbirliği yapma gayretinde olan tekstil ve hazır giyim sektörü, bir yandan da riski dağıtmak için alternatif sektörleri kolluyor. Sektörün sorunlarına işaret eden İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Gülle Gülle, "Kapasite kullanım oranı yüzde 88'lerden
78'lere düştü. Bunun yanında sektörde yüzde 12'lik bir küçülme var. Maalesef bundan sonra Türkiye'nin ihracattaki modeli ithalata dayanmış durumda. Örneğin, pamuk ipliği ve pamuklu mensucatta toplam ihracatımız 1 milyar 200 milyon dolar. İthalatımız ise 1.5 milyar dolar. Hindistan'dan, Çin'den, Uzakdoğu'dan polyester ithal ediyoruz. Bu da toplam ihracatımızın yüzde 25 üstünde" diyor.
40 FABRİKA KAPANDI Tekstil fabrikalarının by-pas edildiğini dile getiren Gülle, bunun sonucunun da rakamlara yansıdığına işaret ediyor. "İplik fabrikaları kapanıyor. Benim bildiğim 40'a yakın fabrika gayri faal durumda. Bazı fabrikalar da üretimlerini yurtdışına taşımak gibi bir hazırlık içinde" diyen Gülle, bunun istihdama yansımasını kayıt dışındaki yoğunluk nedeniyle tespit edemediklerini vurguluyor. Sektörün yeni pazarlar ve moda ürünlere sarılarak ayakta durduğunu belirten Gülle, "Farklı ürünlerle farklı pazarlarda, katma değerlerle yaşamaya çalışacağız. Maliyetler kısılacak. Telefona bakan kişi, kapıya da bakacak" diyor. Tekstil ve hazırgiyimcilerin gayrimenkul sektörüne yönelik oluşturduğu Han'ın içinde yer alan Gülle, yapılan eleştirilere karşı, "Bu ülkede tekstil varolduğu sürece ben de var olacağım. Ama riski de dağıtmak gerekiyor. Ortak bir girişimle hareket edilmesi en doğru yol" değerlendirmesinde bulunuyor.