kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Ankara'da bir konuk

Batı'nın Tahran'daki yeni yönetime diplomatik tecrit uyguladığı dönemde Türkiye'nin İran Dışişleri Bakanı Mütteki'yi ağırlaması soru işaretleri doğuracak. Ancak izlenen politika doğru... Önemli gelişmelerin yaşandığı İran değişecekse, tecritle, dıştan dayatmayla değil, iç dinamiklerle değişmeli....

Türk medyası pek ilgi göstermedi ama yılın maçı önceki gece Barselona'da oynandı. Ronaldinho'lu Barselona ile kendilerine "Barış Takımı" adını veren Filistin-İsrail karması arasında.
31 bin izleyicinin stadı doldurduğu, başlama vuruşunu İskoçyalı aktör Sean Connery'nin yaptığı maçta özellikle yedek kulübesinden gözlerimizi alamadık. "Barış Takımı"nın iki teknik direktörü Cemal Hadadi (Filistinli) ve Dror Kaştan (İsrailli) göz yaşartıcı dostluk sergiliyorlardı.
Aynı saatlerde Tahran'da da Devrim Muhafızları Komutanı General Yahya Rahim Safavi, denizci subaylara seslenirken, "İran, devrimini diğer İslam ülkelerine ihraç etmeye devam ediyor. ABD'yi Ortadoğu'dan kovacak, İsrail'i yok edeceğiz" diyordu.
Devrim Muhafızları saflarında yetişmiş İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecad'ın dünyada kıyamet koparan açıklamasının kopyası...
Ahmedinecad ve Safavi'nin olanca pervasızlıkla seslendirdikleri bu politikanın önemli isimlerinden biri, İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mütteki, 20 yıl önce büyükelçi olarak görev yaparken "devrim ihracatçılığı" ile suçlandığı Ankara'ya geldi.
Tam da Ahmedinecad'ın aralarında Tunus ve Çek Cumhuriyeti'nin de bulunduğu birçok yurt dışı gezisini iptal etmek zorunda kaldığı, Batı ülkelerinin de Tahran'a heyet göndermeyi askıya aldıkları dönemde. ABD'nin bu diplomatik tecride bir de ekonomik yaptırımlar eklemeyi planladığı sırada.
Dıştan mı, içten mi?
Türkiye'nin Suriye'den sonra İran'a karşı da Batı politikasından "sapma" göstermesinin bazı başkentlerde kaşları kaldıracağını tahmin etmek zor değil. Ancak Ankara'nın savunması sağlam:
* Türkiye'nin ve Batı'nın İran'la ilişkileri aynı kefeye konamaz. Biz bin yıldır aynı coğrafyayı paylaşıyoruz.
* İran'da istikrarın bozulması, Türkiye'yi de etkiler. En azından güvenlik açısından. Önümüzdeki Irak örneği var.
* İran'ın istikrarsızlaş(tırıl)ması Kuzey Irak'taki oluşumun etkilerinin, Mahabad'a, Piranşehr'e, Urumiye'ye kadar uzanan coğrafyaya da yayılması riskini yaratır.
Ankara ayrıca -Suriye'ye olduğu gibi- İran'a ekonomik ambargoya da karşı çıkıyor. Daha doğrusu hatalı buluyor. Görüşü şöyle: Ambargo orta sınıfı yok ediyor. Kaynakların seçkinlerde toplanmasına yol açıyor. Bu grup da imtiyazlarını korumak için baskıcı yönetimlere destek veriyor. Sonuçta doemokratikleşme süreci kesintiye uğruyor. Bu da bekleninin tam tersi sonuçla karşılaşılması anlamına geliyor.
Çözüm? Dönüşümü iç dinamiklere bırakmak. Batı o kadar sabredebilecek mi bilmiyoruz ama Ahmedinecad'ın "İkinci İslam devrimi" politikası mollaları bile korkutmaya başladı. Dışişleri kadrolarında başlayıp üniversitelere uzanan "temizlik", cumhurbaşkanlığı seçimindeki yenilgisine rağmen rejimin kilit adamlarından biri olmaya devam eden Haşimi Rafsancani'nin, hatta ezici çoğunluğu muhafazakar olan milletvekillerinin seslerini yükseltmelerine yol açtı.
Ancak Ahmedinecad'ın kuyusunu asıl ekonomi kazacak: Tahran Borsası onun gelmesinden bu yana yüzde 30'dan fazla düştü. Tepkisi: "İki-üç spekülatörü sallandırmalı!"
Ona da yanıt iş çevrelerinden geldi: Yurt dışına giderek hızlanan tempoda sermaye kaçışı başladı. "Le Figaro" gazetesinde dün yayınlanan habere göre, İran'dan çıkan yerli sermaye 3 ayda 13 milyar doları aştı.
İran'ı iyi izleyin. Ve Arap sermayesinden sonra Acem sermayesi de Türkiye'ye akın ederse şaşırmayın...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yumağın doğru ucu   / 30-11-2005
 40 gün 40 gece   / 29-11-2005
 Demokrasi ve ekonomi   / 28-11-2005
 Fırtına yaklaşırken   / 27-11-2005
 İşte geldiğimiz noktanın resmi   / 26-11-2005
 Askeri konuşturmak   / 25-11-2005
 Bir dünya olayı   / 24-11-2005
 Kasımın üç günü   / 23-11-2005
 Dört ay arayla iki G.Doğu gezisi   / 22-11-2005
 Ya atı alan Fırat'ı geçerse?   / 21-11-2005
YILMAZ ÖZDİL
The cihaz...
Cihaz dedin mi, üstümüze yok.
Karlanan...
ALİ KIRCA
Ağlamak güzeldir!
Artık, herkes kabul ediyor ki, bu...
UMUR TALU
İç hizmet ve dış merak
Şemdinli astsubayları",...
FATİH ALTAYLI
Tanık Türk basını
FIFA, İsviçre maçında meydana gelen...
ERDAL ŞAFAK
Ankara'da bir konuk
Batı'nın Tahran'daki yeni yönetime...
ÖMER LÜTFİ METE
'Bağlanın ve bekleyin gelip sizi öldüreceğim'
Aylar...
İsrail-Filistin barış için aynı takımda
Ortadoğu'nun kanayan yarası İsrail ve Filistin sınır...
Saddam sayesinde satışları patladı
Devrik Irak ideri Saddam Hüseyin ve birlikte yargılandığı...
Gökdeniz dönüyor
Gökdeniz dönüyor
Tahkim Kurulu, yarın yıldız oyuncunun dosyasını son kez görüşecek.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu